ARMATÜR Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Gökhan Turhan, deprem bölgesinde yeniden imar sürecinde düzensiz ithalatın önüne geçilmesi gerektiğini belirterek, “Türk Standardları Enstitüsü (TSE) akreditasyonu olmayan, kontrolsüz ve standart dışı ürünler tercih edilmemeli, denetimler daha özenli ve düzenli olarak yapılmalı, standartları taşıyan malzemeler ve üretimler kullanılmalı.” ifadelerini kullandı.
Kahramanmaraş merkezli depremlerin yaraları sarılmaya devam ederken, bölgedeki sanayi kuruluşlarının yeniden faaliyetlerine başlaması, şehirlerin altyapı ve üstyapı çalışmaları da tüm hızıyla sürüyor.
İkinci depremin merkez üssü olan Elbistan’da hasarsız ve az hasarlı binalarda oturanların doğal gaz ihtiyacını karşılamak amacıyla Doğal Gaz Cihazları Sanayicileri ve İş Adamları Derneği (DOSİDER) ile ARMATÜR Derneği başta olmak üzere çeşitli STK’ler destek verdi.
ARMATÜR Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Gökhan Turhan, AA muhabirine yaptığı açıklamada, deprem gerçeğinin Türkiye’nin öncelikli konularından biri olması gerektiğini belirterek, çok sayıda insanın hayatını kaybettiği, 85 milyonu etkileyen deprem felaketinin tüm dünyanın hissettiği bir acı olduğunu ifade etti.
Turhan, “Dünyanın hemen hemen her bölgesinden gelen arama-kurtarma ekipleri, destek ve yardımlarla birlikte Türkiye, felaketin yaralarını sarmaya devam ediyor. Depremin yarattığı yıkımın etkisi oldukça fazla. Bu süreci hep birlikte atlatacağız. Ancak yeniden bu acıları yaşamamak adına adımlarımızı doğru atmamız gerekiyor.” diye konuştu.
Türkiye’nin bu süreçte “güçlü yapı, sağlam şehir” fikriyle yeniden inşa sürecine girmesi gerektiğini ifade eden Turhan, “Kamu ve özel sektörün birlikte çalışması gerekiyor. Jeoloji mühendisliğinden başlayarak müteahhitlik, malzeme üreticiliği, yapı izinleri ve denetimleri dikkatle yapılmalı. Bu süreçte ekonomik ürünleri değil, sağlam malzemeleri seçmeliyiz.” dedi.
“TSE akreditasyonu olmayan, kontrolsüz ve standart dışı ürünler tercih edilmemeli”
Gökhan Turhan, inşaat sektörüne yönelik yerli üreticilerin hem denetlenmesi hem de desteklenmesi gerektiğini vurgulayarak, şu değerlendirmelerde bulundu:
“Hayat; kalitesiz ve güvensiz ürün kullanacak kadar ucuz olmamalı. Depremde dış görüntüsü güzel ve süslenmiş olmasına rağmen yapıların ayakta kalamadığını hep birlikte gördük. İnsanımız, bir mağazadan veya marketten ürün aldığında yaptığı kontrolü, denetimi, özeni, yaşayacağı, hatta hayatını kurtaran yapılara, evlere, binalara da göstermeli. Kamu kurumları da bu sürecin öncüsü ve takipçisi olmalı. Yaşadığımız acı felaketlerde makyajlı yapıların değil, güçlü temele sahip, sağlam malzeme kullanılan binaların zarar görmediğine hepimiz şahit olduk. Yeniden imar sürecinde düzensiz ithalatın önüne geçilmeli. TSE akreditasyonu olmayan, kontrolsüz ve standart dışı ürünler tercih edilmemeli, denetimler daha özenli ve düzenli olarak yapılmalı, standartları taşıyan malzemeler ve üretimler kullanılmalı.”
“Göç etmeyen veya dışarıdan gelecek iş gücü için özel teşvik ve uygulamalar yürürlüğe girmelidir”
ARMATÜR Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Turhan, deprem bölgesindeki 11 ilin Türkiye ekonomisi içindeki payının yüzde 9,75’e geldiğini, ihracatta önemli güce sahip olduklarını söyledi.
Deprem bölgesinde yaşanan göç dalgasının sadece sosyal yapıyı değil, ekonomik durumu da etkileyeceğini, üretim yapan tesislerin istihdam sorunu yaşamasına neden olacağını aktaran Turhan, şunları kaydetti:
“Bölgede yer alan imalat firmaları; gıda, tekstil, plastik, ambalaj, metal işleme, döküm, çimento, cam gibi geniş bir sektör yelpazesini oluşturmaktadır. Sanayi imalatının yanı sıra yağlı tohumlar başta olmak üzere bölge, tarımsal üretim ve hayvancılık alanında da büyük bir üreticidir. Süt ürünleri, bitkisel yağ tesisleri, et işleme tesisleri ve un imalatını içeren tarıma dayalı sanayi gelişmiştir. Bu nedenle bölge Türkiye için karşılanamaz bir öneme sahiptir. Göç etmeyen veya dışarıdan gelecek iş gücü için özel teşvik ve uygulamalar yürürlüğe girmelidir.”