Prof. Dr. Eskicumalı, salgın sürecinde çocukların iletişim araçlarıyla ilişkisinin ikiye katlandığını, ebeveynlerin de uzun süren ev döneminde çok fazla kısıtlama yapamadıklarını anımsattı.
Buradaki sorununun, çocukların ve gençlerin internette veya sosyal medyada zamanlarını etkin kullanıp kullanmadığı olduğuna dikkati çeken Eskicumalı, “Anne babalar çoğu zaman çocuklarını nasıl yönlendireceklerini bilemiyorlar. Ne kadar internet kullanacaklarını, hangi oyunları oynayacaklarına müsaade edecekler, pekala çocuğun zekasını, düşünme becerilerini geliştirecek oyunlar da var.” diye konuştu.
“Ebeveynler medya okur yazarlığı eğitimi almalı”
Eskicumalı, çocukların büyükleri rol model aldıkları için onların medya araçlarıyla olan ilişkilerini taklit edeceklerini vurgulayarak, çok erken yaşlarda çocukların her türlü içerikle karşı karşıya kalabildiğini, anne babaların bu konuları çocuklarıyla konuşmaları ve internette takipçileri olmaları gerektiğini söyledi.
Medya araçlarını kullanma anlamında kuşaklar arasında uyumun sağlanması gerektiğinin altını çizen Eskicumalı, “Dijital ebeveynlik dediğimiz, anne babalarda medyayı, interneti, yeni iletişim teknolojilerini kullanma konusunda farkındalık yaratmak, onlara bilgi ve beceriler kazandırmak çok önemli. Kuşaklar arasında da kopukluk olmaması açısından ebeveynlerin medya okur yazarlığı eğitimi almalarının çocuklarını doğru bir şekilde yönlendirmeleri için önemli olduğunu düşünüyoruz.” ifadesini kullandı.
Prof. Dr. Eskicumalı, çocuklarda geliştirilmesi gereken “öz disiplin” kavramının süreci yönetmekte önem arz ettiğini aktararak, “Çocuklara, neyi ne kadar süre izleyecekleri, kendileri için neyin faydalı ya da zararlı olduğunu bilecekleri yani doğru seçimi yapabilecekleri öz denetimi kazandırmalıyız.” dedi.
Zaman planlaması ve ilgi alanları yaratılması önerisi
Zaman planlaması yapılması ve çocuklara yeni ilgi alanlarının oluşturulması önerisinde bulunan Eskicumalı, “Hobileri desteklemeliyiz. Sanat, müzik, sportif faaliyetler… Tabiatla haşır neşir olsunlar, el becerilerini geliştirsinler, evin dışında arkadaşlarıyla bir araya gelerek faaliyetler gerçekleştirsinler. Dijital bağımlılık sürecini aşmamızın en iyi yolu da çocukların sosyal faaliyetlerin içerisinde bulunmasıdır.” değerlendirmesini yaptı.
Eskicumalı, salgın sürecinde bozulan çocukların günlük programlarının yeniden düzene sokulmasının dijital bağımlılığın kademeli iyileşmesinin anahtarı olduğunu kaydederek, şu tavsiyelerde bulundu:
“Çocuklarımız salgın sürecinde çok geç saatlerde uyudular ve uyandılar. Günlük programın eskiden olduğu gibi yeniden planlanması lazım. İletişim araçlarıyla ilişkinin kademeli olarak azaltılması gerek. Bilgisayar ve tablet karşısında geçirilen uzun süreler, çocuklara başka sorumluluklar verilerek azaltılmalı. Sağlıkla ilgili hassasiyetlere dikkat ederek, özledikleri arkadaşlarıyla bir araya gelsinler, artık sanal arkadaşlıkları bıraksınlar.”