New York’ta doğup büyüyen ve ülkenin en zengin iş insanlarından olan Trump, 16 Haziran 2015’te, Kasım 2016’da yapılacak başkanlık seçimleri için Cumhuriyetçi Partiden aday olacağını açıkladıktan sonra hem siyasi camianın hem de basının büyük ilgisini gördü.
Trump, kabinesinde sık sık yaptığı değişikliklerle de adından sıkça söz ettirdi.
ABD tarihinin en tartışmalı başkanlarından biri olan Trump, 20 Ocak Çarşamba günü koltuğunu Demokrat Joe Biden’a devredecek.
Seçim sonuçlarının “hileli” olduğunu savunan Trump, Biden’ın yemin törenine katılmayarak ülke tarihindeki bir siyasi geleneğin daha dışına çıkmış olacak.
22 ay süren “Rusya soruşturması”
Trump, kendisini göreve başlar başlamaz seçim kampanyası döneminde ekibinin Rusya ile ilişkileri konusundaki soruşturmanın içinde buldu.
Özel Yetkili Savcı Robert Mueller, 22 ay süren Rusya soruşturmasının raporunu, 22 Mart 2019’da Adalet Bakanlığına sundu.
Adalet Bakanı William Barr ise raporun önemli bulgularını bir mektupla Kongreye bildirdi ve Trump’ın, Rusya ile gizli iş birliği yaptığını gösteren bir sonuca ulaşılamadığını kaydetti.
29 Mayıs 2019’da kameraların karşısına geçen Mueller, Rusya soruşturması dosyasının resmen kapandığını açıkladı.
Trump’ın ilk icraatlarından biri “Müslüman ülkelere vize yasağı” oldu
ABD Başkanı Trump, göreve geldikten bir hafta sonra 27 Ocak 2017’de İran, Suriye, Libya, Yemen, Somali, Çad ve Kuzey Kore’ye seyahat yasağı getirdi ancak kararın geniş kitlelerce havalimanlarında protesto edilmesi üzerine geri adım atmak zorunda kaldı.
Daha sonra, “yükümlülüklerini yerine getirdiği” gerekçesiyle Çad listeden çıkarıldı. Seyahat yasağı hafifletilerek güncellendi ve tekrar yürürlüğe kondu.
ABD Yüksek Mahkemesi, Haziran 2018’de Trump’ın, Müslüman bazı ülkelerin de olduğu 7 ülkeyi hedef alan seyahat yasağını 4’e karşı 5 oyla onaylayarak Amerikan Anayasası’na uygun bulduğunu açıkladı.
Trump’ın “Fake News (Yalancı Basın)” savaşı
Trump, göreve ilk geldiği günden bu yana Amerikan ana akım medyasını hedef tahtasına oturttu.
Trump’ın gerek Beyaz Saray’da düzenlediği toplantılarda gerek Beyaz Saray’dan ayrılırken verdiği kapı önü demeçlerinde basın mensuplarıyla yaşadığı gergin anlar kameraya yansıdı.
Medyayı sık sık “Demokratların iş birlikçisi” olmakla itham eden Trump, Twitter’dan yaptığı paylaşımlarda da basın kuruluşlarını “Fake News (Yalancı Basın)” olarak niteledi.
Trump 2020 seçim sonuçlarını kabullenmedi
Trump’ın son dönemine damga vuran en önemli olayların birisi de kendisinin mağlup ayrıldığı 3 Kasım 2020 seçimleriydi.
Seçimlerin Joe Biden’ın galibiyetiyle sonuçlanmasının ardından Trump, sonuçların “hileli” olduğunu ve asıl kazanının kendisi olduğunu öne sürerek birçok eyalette dava açtı. Ancak Trump, bu davalardan bir sonuç alamadı.
6 Ocak Kongre baskını
ABD’de 6 Ocak’ta Kongre üyeleri, Başkan Yardımcısı Mike Pence’in başkanlığında seçim sonuçlarını teyit etmek üzere toplandı.
Trump, aynı günün sabahı Beyaz Saray’ın önünde yaptığı mitingin ardından Trump yanlısı bazı protestocular, polis barikatını aşarak Kongreyi bastı.
Kayıtlara, “6 Ocak Kongre Baskını” olarak geçen olayın ardından Trump’ın halkı kışkırttığı ve olayların sorumlusu olduğu belirtildi.
Sosyal medya ağlarından Trump’a “dijital duvar”
Kongre baskınının ardından sosyal medya ağları da Trump’a karşı büyük bir önleme harekatına başlamış oldu.
İlk olarak Twitter, Trump’ın olaylar esnasında attığı tweetlerden bazılarını sildi. Ardından Facebook ve Instagram 24, Twitter da 12 saatliğine Trump’ın hesaplarına erişim kısıtlaması getirdiklerini duyurdu.
Daha sonra Facebook ve Instagram, Biden’ın yemin ederek görevine başlayacağı 20 Ocak’a kadar hesaplara erişimin kısıtlanacağını duyururken, Twitter 8 Ocak’ta yaptığı açıklamada, Trump’ın hesabını süresiz olarak askıya aldı.
Ardından Snapchat de Trump’ın hesabını kapattı.
Trump’ın azil soruşturmalarıyla imtihanı
Öte yandan Trump, görevi sürecinde ABD tarihinde azil soruşturması geçiren 3. başkan oldu.
Demokratların Eylül 2019’da kendisine karşı başlattığı azil soruşturmasında, Trump, Ukrayna Devlet Başkanı Vladimir Zelenskiy ile temmuzda yaptığı telefon görüşmesinde, siyasi rakibi Demokrat Joe Biden’a karşı koz elde etmeye çalışmakla suçlandı.
Yaklaşık 5 aylık süreçte Temsilciler Meclisinde Aralık 2019’da iki azil maddesiyle suçlanan Trump, 5 Şubat 2020 günü Senatoda yapılan oylama sonucunda her iki suçlamadan da aklandı.
Öte yandan Demokratların, Kongre baskınından sorumlu tuttukları Trump’ın yargılanmasına yönelik 13 Ocak 2021’de Trump’ın “isyana teşvik” ile suçlandığı azil maddesi, Temsilciler Meclisinde kabul edildi.
Trump’ın azline ilişkin Senatodaki sürecin ise 19 Ocak’ta başlaması planlanıyor. Böylece ABD’nin 45. Başkanı Trump, ülke tarihinde “görevden alınması istemiyle iki kez suçlanan ilk başkan” olarak tarihe geçti.
Trump, Kovid-19’u hafife almakla suçlandı
Mart 2020’de Kovid-19 gerçeğiyle yüzleşen ve o zamandan beri salgının pençesinde hem sağlık hem sosyal hem de ekonomik alanda çetin bir savaş veren ABD’de, “Trump yönetiminin virüs politikaları” en çok eleştirilen konuların başında geliyor
Salgının ilk günlerinde Kovid-19’u grip ile karşılaştıran ve her şeyin kontrol altına alındığını savunan Trump’ın daha sonraki aylarda maske ve karantina karşıtı tavırları da dikkat çekti.
Trump döneminde dış politikada da sular durulmadı
Dış politika konusunda bugüne kadar en yakın durduğu ülkelerden birisi de İsrail olan Trump, ilk olarak Aralık 2017’de Kudüs’ü “İsrail’in başkenti” olarak tanıdıklarını açıklayarak Tel Aviv’deki ABD büyükelçiliğinin Kudüs’e taşınmasına onay verdi.
Trump, ardından Washington’ın Birleşmiş Milletler Filistinli Mültecilere Yardım Ajansına (UNRWA) yaptığı mali yardımları tamamen durdurma kararı, Filistin Kurtuluş Örgütünün (FKÖ) Washington’daki ofisini kapatma kararı, Golan Tepeleri üzerinde İsrail’in egemenliğini tanımasıyla İsrail’e desteğini sürdürdü.
Trump son olarak, Birleşik Arap Emirlikleri, Bahreyn, Sudan, Fas, Kosova ve Sırbistan gibi ülkelerin İsrail ile ilişkilerini normalleştirmesine aracılık etti.
İran ile nükleer anlaşmadan çekilmesi ve yaptırımları yeniden getirmesi tepki çekti
Donald Trump yönetimi, 8 Mayıs 2018’de, 2015’te İran’la imzalanan nükleer anlaşmadan İran’ın balistik füze ve bölgesel faaliyetlerini de kapsayan yeni bir anlaşmaya varabilmek için çekildiğini açıkladı.
Sonrasında Tahran yönetiminin petrol ihracatını hedef alan yaptırımları uygulamaya koyan ABD, Nisan 2019’da İran Devrim Muhafızları Ordusunu “yabancı terör örgütleri” listesine aldı.
Trump göreve geldikten sonra İran’a çok sayıda yaptırım uyguladı, İran’ın Orta Doğu’daki kritik ismi Kudüs Kuvvetleri Komutanı Kasım Süleymani’nin öldürülmesi emrini verdi.
Çin ile gelgitli ilişkiler
Trump, eleştirilere rağmen Çin Devlet Başkanı Şi Cinping ile de yakın ilişkiler kurdu.
Bir taraftan Çin ile ticaret savaşına giren Trump, öte yandan bir anlaşma için iki ülke arasında yollar aradı.
Bu süreçte Çin’e karşı Hong Kong ve Sincan Uygur Özerk Bölgesi olmak üzere birçok konuda yaptırımlar getiren Trump, yeni tip koronavirüs salgınının ardından Çin’e karşı eleştirilerini ağırlaştırdı ve “salgının tek sorumlusunun Çin olduğunu” savundu.
Meksika sınırına göçmen duvarı
Daha 2016’daki seçim kampanyası döneminde göçmen karşıtı söylemleri ile dikkat çeken Trump, o dönem Meksikalı göçmenleri “tecavüz, cinayet ve kaçakçılık” ile itham etti.
Trump, başkanlığının son günlerine kadar Meksika sınırına ördürdüğü duvarı savundu ve en son eyalet dışı gezisini Teksas’ta örülen duvarı ziyaret ederek gerçekleştirdi.
Kuzey Kore ile ilişkilerde önemli adımlar atıldı
Trump, ABD’nin en büyük düşmanlarından Kuzey Kore lideri Kim Jong-un ile önemli temaslar kurdu.
Haziran 2018’de Singapur’da görüşen Trump-Kim ikilisi, Şubat 2019’da da Vietnam’da bir araya geldi. Ancak Vietnam’daki zirveden de sonuç alınamadı.
Trump, Haziran 2019’da “Kuzey Kore’ye ayak basan ilk ABD başkanı” unvanını elde etti.
Donald Trump, zaman zaman Kuzey Kore’nin nükleer denemeleri nedeniyle bu ülkeye tehditler de savurdu.
Trump ile Avrupa liderleri arasındaki anlaşmazlık
Trump’ın başkanlık döneminde en çok ters düştüğü isimler arasında Avrupalı liderler de vardı.
Özellikle Emmanuel Macron ile aralarının bozuk olduğu konuşulan Trump, bazı Avrupa ülkelerinin NATO’ya gereken katkıyı yapmadığını savundu.
Trump, bu nedenle de Almanya’daki ABD askerlerini çekeceklerini duyurdu.
Türk-Amerikan ilişkileri
Suriye’den asker çekme ve “Rahip Brunson olayı” dışında genel olarak Türkiye ve özellikle Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile iyi ilişkileri olduğunu vurgulayan Trump, Kongredeki Türkiye karşıtı havaya rağmen büyük oranda bu çizgisini korudu.
Zaman zaman Türkiye ile aynı çizgide açıklamalar yapan Trump, Washington’dan eleştiriler aldı.
Kasım 2019’da Beyaz Saray’da Cumhurbaşkanı Erdoğan ile görüşen Trump, buradaki açıklamalarıyla Ankara’nın haklılığını teyit etti.
YPG/PKK’ya desteğini sürdürdü
Seçim vaatlerinden biri “DEAŞ’ı en kısa sürede bitirmek” olan Trump, Pentagon ve ABD Merkez Kuvvetler Komutanlığının (CENTCOM) Suriye’de terör örgütü YPG/PKK ile kurduğu yakın iş birliğini sürdürme kararı aldı.
Mayıs 2017’de Pentagon’a “YPG’ye doğrudan silah yardımı yapılması” konusunda resmen izin veren Trump, Suriye’nin kuzeyinden Amerikan askerlerini çekene kadar örgüte yaptığı yardımları sürdürdü.
Ankara, Obama yönetimine olduğu gibi Trump yönetimine de YPG/PKK iş birliği dolayısıyla büyük tepki gösterirken, Washington’ın terör örgütüne yaptığı tırlar dolusu silah yardımı, ikili ilişkilerdeki en büyük krizlerden biri oldu.
Trump’tan Türkiye’ye son dakika CAATSA yaptırımı
ABD Kongresi, 2 Ağustos 2017’de Trump’ın imzasıyla yürürlüğe giren CAATSA’nın (Amerika’nın Hasımlarına Yaptırımlar Yoluyla Karşı Koyma Yasası) Türkiye’ye karşı uygulanmasını talep etti.
Trump, en başta Kongrenin kararına destek vermediyse de 14 Aralık’ta CAATSA yaptırımlarını onayladı.
ABD Hazine Bakanlığı, Cumhurbaşkanlığı Savunma Sanayii Başkanlığını (SSB) ve Savunma Sanayii Başkanı İsmail Demir ile üst düzey yetkililerinden Mustafa Alper Deniz, Serhat Gençoğlu ve Faruk Yiğit’i yaptırım listesine ekledi.