Kırşehir programı kapsamında Ankara Caddesi ve Uzun Çarşı’da esnafı ziyaret ederek sorunlarını dinleyen CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Abdal kahvehanesinde mahalli sanatçılarla sohbet etti. Abdal kültüründen gelen mahalli sanatçılar, davul zurna eşliğinde seslendirdikleri türkülerle sorunlarını anlattı.
Kılıçdaroğlu, daha sonra Ahi Külliyesi yanındaki Halk Çadırı’nda esnaf ve çiftçi temsilcileriyle bir araya geldi.
Esnaf ve çiftçi temsilcileri, yeni tip koronavirüs salgını sürecinde yaşadıkları sıkıntıları dile getirdi.
“Vatandaş hakkını arayamaz konuma gelirse bu temelde büyük bir devlet krizine yol açar”
Toplantının sonunda gazetecilerin sorularını yanıtlayan Kılıçdaroğlu, bir gazetecinin, “Anayasa Mahkemesinin Enis Berberoğlu ile ilgili kararını nasıl değerlendiriyorsunuz” sorusuna şu yanıtı verdi:
“Bu karar iki açıdan önemli. Birincisi adaleti sağlaması, bir haksızlığı gidermesi açısından önemli. İkincisi ise bozulan adalet düzeninin tekrar inşası için umarım kararı uygulamayan hakimlerin kulağına küpe olur. Bu açıdan önemli. Çünkü devletin adalet üzerine, yargı üzerine inşa edildiğini biliyoruz. Eğer adalet, yargı sistemi bozulursa vatandaş hakkını arayamaz konuma gelirse bu temelde büyük bir devlet krizine yol açar. Şimdilik o kriz önlenmiş oluyor.”
Başka gazetecinin, “(İçişleri Bakanı) Süleyman Soylu, annesiyle paylaştığı fotoğrafın altına hakaret eden kişinin serbest bırakılmasına tepki gösterdi, Adalet Bakanı Gül de ‘İşleyişi beğenmeyen itiraz hakkını kullanır ancak kimse yargıya parmak sallayamaz’ dedi. Hazır yargı reformu da gündemdeyken bu konu hakkında neler söylersiniz?” sorusu üzerine Kılıçdaroğlu, Türkiye’de sorunlu alanlardan birisinin de yargı olduğunu söyledi.
İktidarın yargıya müdahale ettiğini ve talimat verdiğini ileri süren Kılıçdaroğlu, şöyle devam etti:
“Yargıya özellikle iktidarın müdahale ettiğini, talimat verdiğini, o talimat çerçevesinde karar aldırttığını biliyoruz ama hükümetten iki ayrı bakanın bu konuda bir tartışma zemini yaratmaları bu hükümetin Türkiye’yi nasıl yönetemediğinin de açık bir göstergesidir. Türkiye artık yönetilmiyor. AK Parti hükümeti, Erdoğan Türkiye’yi yönetemiyor. Türkiye savruluyor. Her alanda sorunumuz var. Az önce sorun yaşayan esnafla servisçiyle üniversite öğrencileriyle üniversite mezunu işsiz üç kardeşle görüştüm. Bütün bunların hepsi toplumun önünde ciddi bir sorun olarak bekliyor. Bana söyler misiniz, devleti yönetenler, benim dışımda bu sorunlarla uğraşıyorlar mı? Benimle uğraşıyorlar. Benimle ne uğraşıyorsun, işsizlikle yoksullukla uğraş. Esnafın, sanayicinin derdini çöz. Evlere temizliğe giden öğrenciler var, o sorunu çöz.”
“Herkes sandığı bekliyor”
Bunların gerçek gündemler olmadığını ifade eden Kılıçdaroğlu, şunları dile getirdi:
“Çıkmışlar tartışmalar, şunlar bunlar… Bunlar Türkiye’nin gündeminde olur olmaz, bu başka bir şey ama bu milletin temelde bir sorunu var. Herkes bekliyor. Herkes sandığı bekliyor. ‘Sandığı koyun önümüze.’ diyorlar. ‘Yeter.’ diyorlar. Erdoğan çıkıp bir esnafla bir çiftçi ile emekli ile üniversiteyi bitirmiş bir işsizle konuşuyor mu, derdini soruyor mu, evlere temizliğe giden üniversite mezunlarını biliyor mu, görüyor mu? ‘Ben iş istiyorum, başka bir şey istemiyorum.’ diyor. ‘Dilenmek istemiyorum.’ diyor. ‘Bana iş lazım.’ diyor. Nerede bu devlet? Saray devleti var, sosyal devlet yok. Halkın gündemi ayrı, sarayın gündemi ayrı.”
“İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener’in erken seçim tarihi verdiğini, kendilerinin bir tarihinin olup olmadığını” soran gazeteciye Kılıçdaroğlu, herhangi bir tahmininin olmadığını söyledi.
Kılıçdaroğlu, başka bir gazetecinin, Amerika Birleşik Devletleri’nde Joe Biden’ın göreve gelmesiyle Türkiye’ye yaptırım uygulanacağının iddia edildiğini söylemesi üzerine, daha ortada netliğin bulunmadığını, tabloyu ve açıklamaları gördükten sonra bir değerlendirme yapılabileceğini vurguladı.
Kemal Kılıçdaroğlu, “Ama ben Türkiye’nin bütün ülkelerle barış içinde yaşamasını isterim. Türkiye’nin kendi demokrasisini geliştirmesini isterim. ‘Türkiye’de demokrasi vardır’ algısının bütün dünyaya yerleşmesini isterim. Türkiye bir baskı ve otoriter rejim içinde. Bu otoriter rejimden Türkiye’nin kurtulması lazım. Efendim, falan kişi eleştirdi, yakala hapse at. Ne yapsın bu adam, derdini de mi anlatamayacak? Derdini anlattı diye adamı yakalayıp hapse mi atarsınız, tutuklar mısınız?”