Sakarya’nın Hendek ilçesinde 1952 yılında dünyaya gelen Ali Gaffar Okkan, 1970’te Polis Kolejini, 1973’te Polis Akademisini bitirdi. Okkan, İzmir Emniyet Müdürlüğüne komiser yardımcısı olarak atandıktan sonra emniyet amirliği rütbesi alana kadar çeşitli birimlerde görev yaptı. Birinci Sınıf Emniyet Müdürlüğüne 1993’te terfi eden Okkan, Kars Emniyet Müdürü olarak atandı.
Ali Gaffar Okkan’ın adı, 18 Kasım 1997’de Diyarbakır Emniyet Müdürü olarak göreve başladıktan sonra kentte ilklere ve önemli başarılara imza atmasıyla gündeme geldi. Diyarbakır’da 24 Ocak 2001’de uğradığı silahlı saldırıda beraberindeki 5 polis memuruyla şehit düşen Okkan, diğer kahramanlar gibi vatan sevgileri ve meslek aşklarıyla unutulmayan isimler arasında yer aldı.
“Ali Gaffar Okkan” ismi, memleketi Hendek’te olduğu gibi Türkiye’nin çeşitli yerlerindeki polis meslek yüksekokulu, sokak, cadde ve salonlarda da yaşatılıyor.
“Gözlerim hala onu arıyor”
Okkan’ın çocukluk arkadaşlarından Şehabettin Dikbayır (69), AA muhabirine, Okkan’la aynı mahallede yetiştiklerini söyledi.
Şehit emniyet müdürüyle birçok anı biriktirdiklerini aktaran Dikbayır, “İsmi anıldığında her zamanki gibi içimiz buruk oluyor. Ülkemiz için çok büyük bir kayıp. Değeri biçilmeyecek insanlardan biri.” dedi.
Okkan’ın isminin birçok yerde saygıyla anılmasından, adının kurumlara ve yapılara verilmesinden gurur duyduklarını dile getiren Dikbayır, “Kendisi dürüst bir insandı. İyi bir aile babasıydı. Normalde katı bir insanım, mezarına her gelişimde her yerim gidiyor. Her anımız beraberdi. Hendek’e her geldiğinde buluşurduk, sabahlara kadar muhabbet ederdik. Her konuda anlaşırdık. Gözlerim hala onu arıyor.” dedi.
Dikbayır, Okkan’la en son şehadetinden bir gün önce akşam saatlerinde görüştüklerini sözlerine ekledi.
“Çok iyi sevecen bir insandı”
İlçede eczacılık yapan Özlem Coşkun da Hendekli olarak şehit emniyet müdürü Okkan’ı saygı, sevgi ve rahmetle andığını söyledi.
Doktor olan babasının Okkan ile samimiyetinin bulunduğunu anlatan Coşkun, “Gaffar Okkan ile babamın birbirlerine gidip geldiklerini, ağabeyli kardeşli ilişkileri olduklarını biliyorum. Bir gün rahmetli Okkan, babamın muayenehanesine geldiğinde, ‘Abi, seni bu Hendek halkı neden bu kadar çok seviyor?’ diye sorunca babam, ‘Ben kendimi hekim olarak değil, onlardan birisi, ailesi gibi görüyorum. Onlarla iç içeyim. Her daim istediklerinde yardıma koşuyorum. Sen de öyle yap.’ tavsiyesinde bulunduğunu işittim.” diye konuştu.
Coşkun, Okkan’ın çok iyi ve sevecen bir insan olduğunu belirterek, ilçe halkı olarak şehadetinden büyük üzüntü duyduklarını ve kendisini unutamadıklarını kaydetti.