BMC tarafından üretimi tamamlanan yerli ve milli yeni nesil 3 Fırtına obüsü, Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar’ın katıldığı törenle Türk Silahlı Kuvvetlerine (TSK) teslim edildi.
Akar, beraberinde Genelkurmay Başkanı Orgeneral Yaşar Güler, Kara Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Ümit Dündar ve Milli Savunma Bakan Yardımcısı Muhsin Dere ile 1. Ana Bakım Fabrikası Müdürlüğünde dün incelemelerde bulundu.
Milli Savunma Bakanlığı Arifiye Yerleşkesi BMC İşletmesini de ziyaret eden Akar’ı, BMC Yönetim Kurulu Başkanı Ethem Sancak, BMC Savunma Yönetim Kurulu Başkanı Talip Öztürk ve şirket yetkilileri karşıladı.
Faaliyetlere ilişkin brifing alan Akar, savunma sanayi başta olmak üzere dışa bağımlılığın ortadan kaldırılmasının hayati öneme sahip olduğunu vurguladı.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın liderliğinde yapılan iddialı çalışmalarla savunma sanayide önemli başarılara imza atıldığını belirten Akar, “Bunu yaparken bir sürü engel, zorluk vardı. Bir anda olmuyor bu işler. Bunu görmek, bunu takdir etmek, desteklemek lazım.” diye konuştu.
Her şeyin bir anda hazır olmasının mümkün olmadığına dikkati çeken Akar, gelişmiş ülkelerin sanayileşme sürecinin de bu şekilde gerçekleştiğini dile getirdi. Akar, çevresindeki gelişmeler nedeniyle Türkiye’nin etkin, caydırıcı ve saygın bir orduya olan ihtiyacının her zamankinden daha fazla olduğunu söyledi.
Türkiye’den büyük beklentileri bulunan dost ve kardeş ülkeler olduğunu anlatan Akar, şöyle konuştu:
“Tarihe baktığımızda çok acı serüvenlerimizin olduğunu görürsünüz. 1. Dünya Savaşı’nda parasını verdiğimiz gemileri alamadık. Kıbrıs Barış Harekatı’ndan sonra bize açık, örtülü birtakım müeyyideler uygulandı. Dolayısıyla biz 83 milyonluk asil Türk milletinin güvenliğini ve savunmasını birilerinin vicdanına, kararına bırakamayız. Bizim için yerli ve milli savunma sanayi olmazsa olmaz bir ihtiyaç. Bunu getirdiğimiz noktadan inşallah daha da geliştirecek ve büyüteceğiz. Sonuç olarak Silahlı Kuvvetlerimizin ne ihtiyacı varsa karşılayacağız. Hepsini karşılamak mümkün mü? Değil ama azami düzeyde nereye kadar gidebilirsek gideceğiz.”
“Çok daha ileri gideceğiz”
Geçmişte parası verildiği halde bir insansız hava aracının motorunun revizyonunun dahi yaptırılamadığı dönemlerin olduğunu hatırlatan Bakan Akar, “Şimdi çok şükür biz SİHA, İHA, zırhlı araç, silah, mühimmat ihraç ediyoruz.” ifadesini kullandı. Savunma sanayide ihracatın önemine değinen Akar, şunları söyledi:
“Toplumsal hafızamızda yer alan ibretlik tarihi dersler var. Nuri Killigil’i, Nuri Demirağ’ı unutmayın. Milli Savunma Bakanlığı olarak başından beri ‘her şeyi kamu, askeri fabrikalar yapacak, askerler, devletin fabrikaları yapacak’ gibi bir anlayışın içinde olmadık. Öyle bir şey kalmadı artık. Burada önemli olan milletimizin, devletimizin bütün unsurlarının seferber edilip birbiriyle koordineli şekilde, birbirlerinin işini kolaylaştıracak, destekleyecek şekilde çalışması. Bu manada kamu, özel sektör, üniversitelerimiz dahil hepsi omuz omuza, tek yumruk, vücut olarak çalıştılar, çalışmaya devam ediyorlar. Bu konuda önemli bir mesafe katedildi. Önümüzdeki dönemde bunlardan ilham alarak çok daha ileri gideceğimize inanıyorum. Çünkü kendimize güven geldi.”
Akar, Türkiye’nin en modern, en ileri teknoloji kullanılan araç, gereç ve silahları yapabilecek kapasitesinin olduğunu belirterek, “Bizim kültürel birikimimiz, entelektüel sermayemiz var. Bunları kullanmak suretiyle ülkemize, milletimize yapacağımız ne varsa bunları yapmamız lazım.” diye konuştu.
“Rehavete kapılmak yok”
Cumhurbaşkanı Erdoğan liderliğinde savunma sanayide ulaşılan yüzde 70 yerlilik ve millilik oranının önemli bir başarı olduğunu ancak gidilmesi gereken çok çetin yolların bulunduğunu ifade eden Akar, “Birliğimizi, beraberliğimizi muhafaza edip bu istikamette ilerlememiz lazım.” dedi.
Yerli üretim harp araç, gereç ve sistemlerinin TSK’daki erinden rütbeli personeline kadar herkesin moral ve motivasyonunu artırdığını vurgulayan Akar, “İnşallah önümüzdeki dönemde bu çıtayı daha da yükseltip milli muharebe uçağımızı yapacağız, Siper hava ve füze savunma sistemimizi yapacağız. Anadolu amfibi hücum gemimiz var. Bu çok ciddi bir olay. Karada, denizde, havada bu asil milletin, memleketin hak, alaka ve menfaatlerini sonuna kadar koruyacağız. Bundan kimsenin şüphesi olmasın. Fakat hiçbir zaman rehavete kapılmak yok. Zafer sarhoşluğu çok tehlikeli. İşimizi ciddiye alacak, ciddiyet ve samimiyetle, gece gündüz demeden çalışmalarımızı sürdüreceğiz.” değerlendirmesinde bulundu.
Kaynak yaptı
Arifiye’deki fabrikanın birikiminin önemli olduğunu anlatan Akar, “Değişim ve dönüşüm safhasında işçilerimizin, mühendislerimizin tatmin edilmesi, onların rasyonel ve insani bir yaklaşımla ihtiyaçlarının karşılanması hem bireylerin hak ve menfaatleri hem de fabrikanın mevcut şekliyle üretimine devam etmesine destek sağladı.” ifadesini kullandı.
Brifingin ardından Bakan Akar ve komutanlar, fabrikadaki üretime ilişkin muayene, kontrol ve denetimlerin yapıldığı, askerlerden oluşan İkmal, Kalite, Güvence ve Proje Takip Müdürlüğüne geçti.
Burada faaliyetlere ilişkin bilgi alan Akar, sonrasında fabrikadaki güç grubu test merkezini ziyaret etti.
400 beygirlik Vuran, 600 beygirlik Azra ve Fırtına obüsünde kullanılan 1000 beygirlik Utku motorlarına ilişkin bilgi alan, motor testlerine katılan Akar, üretimi devam eden yeni nesil Fırtına obüsünün 6. gövde kaynağını yaptı.
“Kendini kanıtlamış silahlar”
Akar, BMC tarafından üretilen zırhlı araçların yer aldığı sergiyi de gezdi. Burada düzenlenen imza töreni ile üretimi tamamlanan yeni nesil 3 Fırtına obüsünün TSK’ya teslimi gerçekleştirildi.
Ordular için personelin yanı sıra manevra ve ateş gücünün de önemli unsurlar arasında yer aldığına dikkati çeken Akar, şunları kaydetti:
“Fırtınalar bu konuda kendini kanıtlamış silahlardır. Bugüne kadar yaptığımız uygulamalarda kullandığımız silahlar. Son derece memnunuz. Bunun ikinci versiyonu, geliştirilmiş versiyonu ile Mehmetçik’in çok daha önemli işler yapacağından şimdiden emin olabilirsiniz. Bu bizim için de sizin için de gerçekten önemli bir gurur kaynağıdır. Herkesi kutluyorum. Egemenliğimizi, bağımsızlığımızı, hak, alaka ve menfaatlerimizi karada, denizde, havada ‘ölürsem şehit kalırsam gazi’ anlayışı içinde korumaya devam edeceğiz. Sizler de bu gayretlerimizi kolaylaştırmak için silah, araç, gereç, mühimmat, teçhizat, bunları üretmeye devam edeceksiniz. Dolayısıyla millet olmanın mutluluğunu, imtiyazını hep birlikte yaşayacağız.”
İmza töreni sonrasında Akar ve komutanlar, BMC tarafından üretilen zırhlı araçların sürüş ve kabiliyetlerinin sergilendiği gösteriyi izledi.