Mısır’daki muhalif Devrimin Yarını Partisi lideri Eymen Nur, ülkesinde 10 yıl önce gerçekleşen devrimin tam olarak zafere dönüşmediğini ancak mağlup da olmadığını belirterek, gelecek günlerde Mısır muhalefetini bir araya getirme çabaları olduğunu söyledi.
Eymen Nur, Mısır’da Hüsnü Mübarek rejiminin yıkıldığı 25 Ocak 2011 devriminin 10. yıl dönümü dolayısıyla İstanbul’da AA muhabirine açıklamalarda bulundu.
Geride kalan 10 yılı değerlendiren Nur, “Devrim 10 yılda zafer kazanmadı ama henüz yenilgiye de uğramadı. Halklar ve devrimlerin ömründe 10 yıl endişe verici bir sayı değil, ancak devrimin yeni bir aşaması için bir durak noktası olmalı.” dedi.
Devrimin ilk dalgasının 25 Ocak 2011’de gerçekleştiğini dile getiren Nur, on yılda bazı hedeflere ulaşıldığı, bazılarına ulaşılamadığı için ikinci bir devrim dalgasının geleceğine inandığını ifade etti.
Devrimin sorgulama sürecinde başarı elde ettiğini ve devletin başını çeken Mübarek ile üst düzey yetkililerin suçlu kafesine girdiğini belirten Nur, ancak karşı devrimin komploları nedeniyle eski rejim uzantılarının yönetim dışında kalmadığına işaret etti.
Devrimle birlikte ülkede bir yıl kadar demokrasi yaşandığını ancak bu sürenin devrim karşıtlarının demokrasiye karşı komplolarıyla geçtiğini kaydeden Nur, karşı devrimin, halkın yaşamına yönelik bir kolaylık sağlayamaması ve ekonomik krizi yönetememesi sebebiyle başarısız kaldığını aktardı.
Nur, “Devrim ve karşı devrim sistemi şimdiye kadar başarılı olamadı. Karşı devrime inancını kaybeden halk, devrime olan inancını kaybetmedi. Bu nedenle ikinci on yılın başında yeni bir dalgayla ocak devrimi olacağı müjdesini veriyorum.” diye konuştu.
Devrimin ikinci dalgasının işaretleri
Devrimin ikinci dalgasının göstergeleriyle ilgili soru üzerine Mısırlı muhalif lider, ABD yönetimi ve Batı’nın tavrı dahil olmak üzere tüm değişkenlerin Mısır’daki değişimin çıkarına olduğunu söyledi.
Nur, Batı’nın, teröre karşı savaşın başını çekenlerden sayarak desteklediği Mısır Cumhurbaşkanı Abdulfettah es-Sisi’nin terörist olduğunu, halkını öldürdüğünü ve şiddet uyguladığını gördüğünü, İtalyan doktora öğrencisi Giulio Regeni’nin öldürülmesi olayının da Batı’da Sisi’ye yönelik tutumu değiştirdiğini ifade etti.
Mısır’daki işçi sendikalarıyla ilgili araştırma yapmak üzere bu ülkede bulunan 28 yaşındaki Regeni, 25 Ocak 2016’da ortadan kaybolmuş, 3 Şubat’ta Kahire-İskenderiye yolunda cesedi bulunmuştu.
Regeni olayıyla ilgili kaçırma, işkence ve cinayet suçlamaları Mısır ile İtalya arasında gerilime neden olmuştu.
Muhalefetin birleşmesi
Eymen Nur, muhalefeti birleştirme çabalarına ilişkin ise Mısır Ulusal Güçler Birliğine 14 Ağustos 2020’de bir şemsiye altında toplanma çağrısı yaptığını hatırlattı.
Bu çağrının Mısırlı siyasetçiler tarafından geniş çapta kabul edildiğini söyleyen Nur, şöyle devam etti:
“Yaptığım çağrı henüz tamamlanmayan bir dizi hazırlığa yol açtı. Belki 25 Ocak’ta veya 11 Şubat’ta bizi bekleyin. O gün milli hareketin tarihinde önemli bir gündür. 25 Ocak’ta Mübarek’in devrilmesi için birleştik, 11 Şubat’ta devrildiğinde ise anlaşmazlığa düştük ve yollarımız ayrıldı. Belki de yollarımızın ayrıldığı gün yeniden birleşme günümüz olur.”
Muhalefetin geleceği
Mısır muhalefetinin birbiriyle yakınlaşması gölgesinde yurt dışındaki çalışmalarıyla ilgili ise Nur, Sisi rejiminin Türkiye’den Mısırlı muhaliflerin özgürlüğünü ve çalışmalarını sınırlamasını istediğini ancak kendisinin Türkiye’nin değerlerine, sistemine ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a güvendiğini ifade etti.
Nur, “Biz buraya sadece Cumhurbaşkanı Erdoğan’a, değerlerine ve ilkelerine güvenerek geldik. Erdoğan bizi 7 yıldır hiçbir şekilde yüzüstü bırakmadı. dedi.
Türkiye’deki siyasi yönetime ve halka güvendiklerini aktaran Nur, ikinci ülkeleri olarak kabul ettikleri Türkiye’de Mısır ile varılan hiçbir uzlaşının veya dengenin kendi özgürlük ve haklarını olumsuz etkilemeyeceğine inandıklarını dile getirdi.
Eymen Nur, “Uzlaşı olursa bunun Mısır krizini çözmek için güvendiğimiz, dürüst bir ara bulucu fırsatı yaratacağını umuyoruz. Son yedi yılda hiç ara bulucumuz olmadı. Türkiye’nin ve rolünün her zaman büyük olduğuna inanıyorum. Dünyanın her yerinde mazlumları asla yalnız bırakmıyor.” diye konuştu.
Biden yönetimine diyalog çağrısı
Joe Biden liderliğindeki yeni ABD yönetiminin Mısır dosyasındaki etkisine ilişkin beklentileri hakkında ise Nur, ABD’li siyasetçilerle belli bir düzeyde iletişimi olduğunu, Mübarek döneminde seçimlere adaylığı sırasında tutuklandığında ABD Kongre üyesi olan Biden’ın kendi dosyasıyla da ilgilendiğini, ailesiyle görüştüğünü söyledi.
Biden’ı iyi bir devlet adamı olarak nitelendiren Mısırlı tecrübeli siyasetçi, şunları söyledi:
“Biden Trump değil, belki de Barack Obama ya da Bill Clinton da değil. Açıklanan ekibin bir kısmı umut verici ve bazıları da endişe verici. Biden’dan bizi desteklemesini ve bize yardım etmesini istemiyoruz. Biz sadece Trump’ın yaptığı gibi despotluğu desteklememesini istiyoruz.”
Biden’ın seçim sandıklarına darbe yapmanın tehlikesine şahit olduğunu, haklara ve özgürlüklere dokunan her tehlikenin kendilerine de dokunacağının farkına varması gerektiğini kaydeden Nur, “Herkesten istediğimiz şu: Davamızı karmaşık hale getirmek, bizim ve demokrasinin düşmanını desteklemek için müdahalede bulunmayın.” diye konuştu.
Yüzyılın en önemli kazanımlarından birinin insan haklarının küreselleşmesi olduğunu ve despot yöneticilerin, ülkelerini ulusal güvenlik gerekçesiyle özel derebeyliklerine dönüştürme hakkı bulunmadığını kaydeden Nur, Biden’ın, gerçek yatırımın, ilkeleri çıkarlarla takas etmek değil, insanlığımız ve ortak değerlerimiz olduğunu anlayacağını umduğunu dile getirdi.
Eymen Nur, “Yeni ABD yönetimini, kendisiyle Mısır demokratik güçleri arasında medeni ve eşit bir diyaloğa ve krizin gerçekliğini ve ülkemizde demokrasi ve hakların yeniden tesis edilebileceği uygun çözümleri tanımlayacak bir diyaloğa çağırıyoruz.” diyerek sözlerini tamamladı.