Ankara Sanayi Odası (ASO) Başkanı Nurettin Özdebir, yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgınının olumsuz etkilerine rağmen bu yılın ilk çeyreğindeki yüzde 7’lik yüksek oranlı büyümenin önemine dikkati çekerek, “İkinci çeyrekte de baz etkisi ile çift haneli bir büyüme rakamını görmemiz muhtemeldir.” ifadesini kullandı.
Özdebir, yaptığı yazılı açıklamada, Türkiye İstatistik Kurumunca (TÜİK) açıklanan 2021 yılının birinci çeyreğine ilişkin gayri safi yurt içi hasıla (GSYH) verilerini değerlendirdi.
- Türkiye ekonomisi, yılın ilk çeyreğinde yüzde 7 büyüdü
- Türkiye beklentileri aşan ilk çeyrek büyümesiyle OECD ülkeleri arasında zirvede yer aldı
- Ticaret Bakanı Muş: İhracatımız, büyümenin lokomotifi olmaya devam ediyor
- TOBB Başkanı Hisarcıklıoğlu: Yüzde 7 büyüme memnuniyet verici
Söz konusu dönemdeki yüzde 7’lik ekonomik büyümeyle bu alandaki beklentilerin gerçekleştiğine dikkati çeken Özdebir, şunları kaydetti:
“Büyümenin önemli öncü göstergeleri olan, sanayi üretimi, perakende satış endeksi, kapasite kullanım oranındaki artış ilk çeyrekte yüksek bir büyümenin olacağına işaret ediyordu. Pandeminin devam eden olumsuz etkilerine rağmen yüksek bir büyüme görmemiz oldukça önemli. Büyüme güzel, önemli olan sürdürebilir olması. İkinci çeyrekte de baz etkisi ile çift haneli bir büyüme rakamını görmemiz muhtemeldir.”
Özdebir, sanayi sektörünün, yaşanan tüm zorluklara ve salgının sarsıcı ekonomik etkilerine karşın ekonominin yüz akı olduğunu ve büyümeye önemli katkı sağlamaya devam ettiğini bildirdi.
“Maliyet kaynaklı gelişmeler üretim yapma yeteneğini azaltıyor”
Son dönemde emtia, ara mal ve yarı mamul ürünlerde döviz bazındaki artışların sanayicinin üretim gücünü önemli ölçüde azalttığını belirten Özdebir, şu ifadeleri kullandı:
“Küresel emtia fiyat endeksi geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 72 artış gösterdi. Kredi kullanarak üretim gücünü korumaya çalışan firmalar son dönemlerde işletme bilançolarında ciddi bozulma ile karşı karşıya kaldı. Diğer taraftan daha önce kullanılan kredilerin de vadesinin gelmesi sanayicinin likidite sorunlarının ortaya çıkmasına neden olmuştur. Maliyet kaynaklı gelişmeler üreticinin üretim yapma yeteneğini ciddi anlamda azaltmaya devam ederken, üçüncü çeyrekten itibaren büyüme dinamiklerini olumsuz yönde etkileyebilecektir. “
Firmaların bugüne kadar krediyle ayakta kalmaya çalıştıklarına işaret eden Özdebir, “Bundan sonraki süreçte, düşük faizli kredi ve vergisel desteklerin devreye girmesi biz sanayicilerin üretime devam edebilmesi ve büyümenin sürdürebilmesi açısından hayati önemdedir. Potansiyel GSYH büyümesini hızlandırmak için daha fazla ve daha kaliteli yatırımlar, bir başka deyişle sanayi üretimi ve sanayi üretimiyle bütünleşik yatırımlarının desteklenmesi gerekmektedir.” değerlendirmesinde bulundu.