Çevrim içi panelin moderatörlüğünü Atlantic Council Kıdemli Araştırmacısı Ömer Kızılcık’ın yaptığı panelde, Suriye’nin kuzeybatısındaki savaş sonrası ekonomideki ticari yatırım fırsatları ve kısıtlamalar ele alındı.
ABD Dışişleri Bakanlığı Levant Ofisi Yaptırım Uzmanı Kenton Slaughter, ülkesinin Suriye’ye yönelik güçlü ekonomik yaptırımları ve ihracat kontrollerini sürdürmekte kararlı olduğunu vurguladı.
Slaughter, bu yaptırımların “Suriye hükümetinin terörizme verdiği desteğe, Lübnan’ın istikrarsızlaştırılmasına, insan hakları ihlallerine, yolsuzluğa ve Suriye ayaklanmasına” karşılık uygulandığını söyledi.
Amerikalı uzman, Mayıs 2022’de ABD Hazine Bakanlığı Yabancı Varlıkları Kontrol Ofisince (OFAC) uygulamaya konulan “Genel Lisans 22″nin Suriye’nin kuzeybatısı ve kuzeydoğusunda rejimin kontrolü altında olmayan bölgelerde belirli sektörlerde belirli ekonomik faaliyetlere izin verdiğini kaydetti.
“Genel Lisans 22″nin özellikle Suriye’nin kuzeyindeki ekonomik istikrarı teşvik etme ve DEAŞ’ın istismarına karşı savunmasızlığı önleme amacına dikkati çeken Slaughter, “Suriye, devlet destekli terörizm olarak tanımlanmaya devam ediyor. Ülkedeki aktif teröristlerin Suriye’den bölgenin diğer bölgelerine yayılma riski her zaman mevcut.” dedi.
Slaughter, Suriye’deki istikrarsızlığın yatırımcılar için risk oluşturduğunu belirterek, ABD yönetiminin uyumluluk gerekliliklerinin yarattığı zorlukları aşmak ve Suriye’de sorumlu yatırım uygulamalarını teşvik etmek amacıyla Türkiye, Suriye ve diğer paydaşlarla işbirliği yapmaya istekli olduğunu vurguladı.
Yatırımların önündeki engel istikrarsızlık
ABD Dışişleri Bakanlığı Levant Ofisi Kıdemli Suriye Danışmanı Jomana Qaddour da Suriye’deki yatırımların önünde bulunan engellere değinerek, yasal belirsizlikler ve düzenleyici kısıtlamalarla başa çıkma ihtiyacını vurguladı.
Qaddour, istikrarsızlığın ve yeterli sigortanın bulunmadığı ortamda karşı karşıya oldukları risklerin yatırımcıları caydırdığına, Suriye’nin kuzeybatısında sivil altyapının hedef alındığına, bu nedenle de potansiyel yatırımcılar için güvensiz ortamın oluştuğuna işaret etti.
Suriyelilerin evlerine geri dönüşünü desteklemek amacıyla Suriye diasporası ve uluslararası hükümetlerin de dahil olduğu koordineli çabaların önemine dikkati çeken Qaddour, uzun vadeli yatırımları teşvik etmek için güvenli ve istikrarlı ortam yaratılmasının önemini vurguladı.
Yenilikçi çözüm ihtiyacı
Suriye Forumu Yatırım ve Sosyal Etkiden Sorumlu Başkan Yardımcısı Sinan Hatahet, son iki yılda Suriye’nin kuzeybatısındaki ilerlemeye değinerek, sanayi bölgelerinin kurulmasına ve Suriye diasporasından yabancı sermaye akışına dikkati çekti.
Bölgedeki altyapı sorunlarını anlatan Hatahet, özellikle elektrik, yol ve sulama sistemlerinde iyileştirmelere ihtiyaç olduğunun altını çizdi.
Hatahet, Suriye’nin kuzeyindeki ekonomik büyümeyi teşvik etmek ve yapısal sorunları çözmek için sürdürülebilir işbirliği, yenilikçi çözümler ve stratejik yatırımlar yapılması çağrısında bulundu.
Petrol varlığının kullanılması sorunu
Türkiye’nin eski Şam Büyükelçisi Ömer Önhon da Suriye’de devam eden zorlukların üstesinden gelebilmek için siyasi istikrarın gerekliliğinin altını çizerek, ekonomik büyümeyi kolaylaştırmak ve Suriyelilerin gönüllü geri dönüşünü teşvik amacıyla istihdam fırsatları yaratmanın ve altyapıyı iyileştirmenin önemini vurguladı.
Halihazırda Suriye halkının petrole çok ihtiyacının bulunduğunu vurgulayan Önhon, “Ancak ne yazık ki Fırat’ın doğusunda SDG ve YPG’nin kontrolü altındaki bölgede bulunan petrol, artık Suriye halkı tarafından kullanılmıyor ve bu grup bunu kendi siyasi ve askeri amaçları için kullanıyor ancak bu petrol aslen Suriye halkına aittir.” ifadelerini kullandı.
“Tüm Suriye halkının malı olan petrolün tüm Suriye halkının yararına kullanılması gerektiğini düşünüyorum.” diyen Önhon, bu konunun uluslararası toplum tarafından ele alınması gerektiğini söyledi.