Avrupa Merkez Bankasından (ECB) yapılan açıklamaya göre, 2022 sonunda yüzde 21 olan avronun uluslararası rezervlerdeki payı, geçen yılın sonunda yüzde 20’ye geriledi. Söz konusu dönemde avronun payı 1 puan düşüş gösterirken, uluslararası rezervlerdeki payı 2020’deki seviyesine indi.
ECB, İsviçre Merkez Bankasının avro cinsinden rezervlerinin, özellikle bankanın İsviçre frangını desteklemek için yaptığı müdahale nedeniyle 35 milyar avro azaldığını tahmin etti.
Geçen yıl avronun borç ihraçlarındaki payı artarken, mevduat ve kredilerdeki payı da düştü.
Uluslararası işlemlerin avro cinsinden faturalanması ise yüzde 51,7’den yüzde 51,9’a yükseldi.
ECB’nin açıklamasında, “Buna karşılık, ABD doları, Japon yeni ve diğer geleneksel olmayan rezerv para birimlerinin payları arttı. Yenin payı 0,6 puanlık hafif bir artışla yüzde 5,7’ye yükselirken, Çin yuanının payı 0,2 puanlık bir düşüşle yüzde 2,3’e gerileyerek 2020 seviyelerine yaklaştı.” ifadesine yer verildi.
ECB’ye göre, Rusya Merkez Bankası 2022’de varlıkları dondurulmadan önce küresel rezervlerin yaklaşık yüzde 8’ini avro olarak tutuyordu.
Bankanın açıklamasında, “Bu durum, yaptırımlarla ilgili tedbirlerin ileride avronun küresel döviz rezervleri içindeki payıyla ilgili olabileceğini göstermektedir.” denildi.
Avronun küresel rezervlerdeki payının düşmesine karşın dolar, yüzde 58,4 pay ile dünyanın en çok tercih edilen rezerv para birimi konumunu koruyor. Doların küresel rezervlerdeki payı geçen yıl yüzde 0,3 artmasına rağmen son zamanların en düşük seviyelerine yakın olması dikkati çekti.
Uluslararası Para Fonu (IMF) verilerine göre, ülkelerin döviz rezervleri içerisinde doların payı 2001’de yüzde 73 düzeyinde bulunuyordu.
Lagarde uyardı
ECB Başkanı Christine Lagarde, konuya ilişkin değerlendirmesinde, “Şu ana kadarki veriler uluslararası para birimlerinin kullanımında önemli değişiklikler olduğuna dair bir kanıt göstermese de ortaya çıkmaya başlayan çatlaklara karşı tetikte olmamız gerekiyor.” ifadesini kullandı.
Dünyanın gelecekte daha parçalı hale gelebileceğine dikkati çeken Lagarde, özellikle Rusya ile yakından bağlantılı ülkelerde rezerv olarak altın birikiminin devam ettiğini, bu ülkelerde dolar ve avro dışı rezerv para birimlerine de yatırımların olduğunu belirtti.
Lagarde, bu bağlamda avronun uluslararası statüsünün hafife alınmaması gerektiği konusuna işaret ederek, değişen küresel şartlarda Avrupalı politika yapıcıların avronun gelişmesi için gerekli koşulları oluşturma sorumluluğunun arttığını kaydetti.