Brüksel’de toplanan Genel Kurulda yapılan oylamada milletvekilleri, AB’nin düzensiz göçle mücadele için uzun yıllar süren tartışmaların ardından üzerinde anlaştığı Göç ve İltica Anlaşması’nı onayladı.
AB Komisyonunun İçişlerinden Sorumlu Üyesi Ylva Johansson, Genel Kurulda oylama öncesinde yaptığı açıklamada “Göç politikamızı düzeltmenin zamanı geldi. Vatandaşlarımız bizden savaş ve zulümden kaçan insanları korumamızı bekliyor. Ama aynı zamanda bizden düzensiz gelişleri ve ölümcül yolculukları önlememizi ve kalma hakkı olmayanları hızla geri göndermemizi bekliyorlar. Göç ve İltica Anlaşması, budur. Anlaşma insanları korumamıza, sınırlarımızı korumamıza ve göçü düzenli bir şekilde yönetmemize yardımcı olacak.” değerlendirmesinde bulundu.
Johansson, oylamanın ardından sosyal medya hesabından paylaştığı mesajda da “Üye ülkeler arasında zorunlu dayanışmayla dış sınırlarımızı, korunmasız kişileri ve mültecileri daha iyi koruyabileceğiz, kalmaya uygun olmayanları hızla geri gönderebileceğiz.” ifadelerini kullandı.
Oylama protesto edildi
Bir grup aktivist oylamayı bölerek “Bu anlaşma öldürür. Hayır oyu verin” sloganları atıp gösteri yaptı.
Oylama bir süreliğine durduruldu. Sol gruba mensup milletvekilleri, ayağa kalkarak protestocuları alkışladı.
Yeni kurallara yönelik eleştiriler
Uluslararası insan hakları kuruluşları ise AB’nin yeni göç ve iltica kurallarını sınırdaki kontrollerin genişletilmesinin, göçmenlerin aylarca gözaltı merkezlerinde kalmasının yolunu açabileceğinden endişe ediyor.
Kuruluşlar, ayrıca “mücbir sebep” durumlarında üye ülkelere çeşitli muafiyetler sağlaması nedeniyle uygulamada mülteci hukuku ve uluslararası insan hakları hukuku kapsamındaki yükümlülüklerin ihlal edilmesi riskine dikkati çekiyor, AB’nin üçüncü ülkelerle yaptıkları anlaşmalar yoluyla sınır kontrolünü “dışsallaştırma” ve Avrupa’nın mülteci koruma sorumluluklarından kaçması yönünde bir adım anlamına geldiğini belirtiyor.
Sonraki aşama
Anlaşma, üye ülkelerin oluşturduğu AB Konseyi tarafından da onaylanmasının ve Resmi Gazete’de yayımlanmasının ardından yürürlüğe girecek.
Uygulamaya geçilebilmesi için üye ülkelerin anlaşmayı iki yıl içinde ulusal hukuklarında kabul etmesi gerekiyor.