Avrupa Parlamentosunda (AP) Gazze’de 7 Ekim 2023’te başlayan olayların birinci yılı dolayısıyla düzenlenen oturumda İsrail yanlısı görüş hakim olurken bazı milletvekilleri, öldürülen on binlerce Filistinlinin anılmamasına ve Tel Aviv yönetiminin sivillere yönelik saldırılarından bahsedilmemesine tepki gösterdi.
Fransa’nın Strazburg kentindeki AP Genel Kurulunda Gazze’de 7 Ekim 2023’te başlayan olayların birinci yılı dolayısıyla oturum gerçekleştirildi.
Avrupa Birliği (AB) Komisyonu adına açılış konuşmasını yapan Dış İlişkiler ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisi Josep Borrell, İsrail’in “kendisini savunma hakkının olduğunu” belirterek “Ancak bir saldırı karşısında her hükümetin sahip olduğu bu kendini savunma hakkının elbette sınırları vardır ve bugün 7 Ekim’den bu yana yaşananlardan bahsederken meydana gelen diğer trajedileri de kabul etmekten kaçınamayız.” dedi.
Borrell, ateşkes ihtimalinin giderek azaldığını, bölgesel savaş ihtimalinin ise artığını belirterek “Bugün temel sorun, sadece savaşın devam etmesi ya da insani yardım eksikliği değil aynı zamanda herhangi bir siyasi çözümün ya da çözüm ihtimalinin olmaması, bugün bir son getirebilecek bir politikanın olmamasıdır.” ifadesini kullandı.
Çatışmadan çıkış yolunun “iki devletli çözüm” olduğunu ve bunun uluslararası toplumun çoğunluğu tarafından desteklendiğini dile getiren Borrell, “İsrail’in muazzam askeri kapasiteye sahip çok güçlü bir demokratik devleti var. Dolayısıyla ortada bir devlet var ancak diğeri henüz mevcut değil. Barışa götürecek tek çözüm bu ancak üzülerek söylemeliyim ki çatışmanın taraflarından biri olan İsrail hükümetinin desteğini almıyor.” değerlendirmesinde bulundu.
Borrell, üye ülkeler arasında söz konusu Filistin olduğunda farklı tutumların sergilendiğini ve bu durumun Birliğin çatışmanın çözümünde yeterince yer alamamasına yol açtığına dikkati çekerek “Tek bir sesle konuşmuyoruz ve Batı Şeria ve Gazze’de olanları aynı şekilde algılamıyoruz.” dedi.
Borrell’in öldürülen Filistinlilerden söz etmesi tartışma yarattı
Borrell’in konuşmasının bir kısmında İsrail’in saldırılarında öldürülen 40 bini aşkın Filistinliye değinmesi, merkez ve aşırı sağcı milletvekilleri tarafından eleştirildi. Borrell, “Hamas ve İsrail’i denk görmekle” suçlandı.
Oturumun kapanış konuşmasında kendisine yöneltilen eleştirilere yanıt veren Borrell, “Bu parlamentoda kimsenin ailesinden üyelerinin öldürülmediğini, kimsenin evinin yıkılmadığını fark etmeliyiz. Aile üyelerimizi kaybetmedik, arkadaşlarımızı kaybetmedik, bu şiddet sarmalına kapılmadık, sadece gözlemci olarak duruyoruz. Eğer burada bizim için diğerinin savunduğu görüşleri anlamak bu kadar zorsa bu kadar çok kanın döküldüğü ve taraflar arasında bu kadar büyük bir husumetin yaşandığı Orta Doğu’dakiler için bunun nasıl bir şey olduğunu bir düşünün.” ifadelerini kullandı.
Borrell’den “antisemitizm” suçlamalarına tepki
Avrupa’nın Vatanseverleri isimli aşırı sağcı blokun lideri Jordan Bardella’nın konuşmasında “AB fonlarının Hamas’ı finanse ettiği” yönündeki ifadelerine “Kanıt gösterin.” sözleriyle tepki gösteren Borrell, “Çünkü politikacılar, başkalarına iftira atmamalıdır. Kanıt sunmaları gerekir. Avrupa fonlarının Hamas’ın kasasına girdiğine dair hiçbir kanıt yok.” dedi.
Borrell, İsrail’e yönelik her türlü eleştirinin “antisemitizm” olarak nitelendirilmesine tepki göstererek, “İsrail, komşularıyla barış inşa etmek istiyorsa yasa dışı işgal ettiği bölgeler de dahil olmak üzere kendi sınırları içerisindekilerle de barış inşa etmesi zorunludur. Bunu unuttuk mu? Yoksa bundan bahsedersem antisemitik mi davranmış olurum? Birleşmiş Milletler tarafından kabul edilen bir dizi karara bir göz atın.” diye konuştu.
“Bu parlamento, Filistinlileri ne zaman anacak?”
Sol Grup adına söz alan Belçikalı Milletvekili Marc Botenga, 7 Ekim’in birinci yılı dolayısıyla yapılan konuşmalarda yalnızca İsrail’den söz edilmesine, “Bu parlamentoya yöneltmek istediğim soru şu: İsrail tarafından öldürülen 40 binden fazla Filistinliyi anacak mıyız? On binlerce Filistinli öldürüldü. Yüzlerce, binlerce kişi yaralandı ve binlercesi yerinden edildi. Bu parlamento onları ne zaman anacak?” diyerek tepki gösterdi.
Filistin-İsrail meselesinin 7 Ekim’de başlamadığını vurgulayan Botenga, “(AB Komisyonu Başkanı) Ursula von der Leyen, 7 Ekim’den önce de pek çok Filistinlinin öldürüldüğünü kabul etmek zorunda yani bu, bir başlangıç değildi. Bu, bir dönüm noktasıydı ama her şeyin o gün başladığını söylemek yanlış olur. 1948’de binlerce Filistinli evlerinden kovuldu ve 1967’den beri İsrail, Filistin’in geri kalanını işgal altında tutuyor.” ifadelerini kullandı.
Sol Grup üyesi İspanyol Estrella Galan Perez de Botanga gibi İsrail’e silah ambargosu uygulanması çağrısında bulunarak, “(İsrail Başbakanı Binyamin) Netanyahu İsrailli kurbanları umursamıyor. O, iktidarda kalmayı önemsiyor.” dedi.
Netanyahu’nun bölgesel savaş ilan etme niyetine dikkati çeken Perez, “Daha ne kadar ileri gitmesine izin vereceğiz? O, gezegende barışa yönelik en büyük tehdit.” ifadelerini kullandı.
“Gazze, artık bir çocuk mezarlığına dönüştü”
Avrupa’yı Yenile (Renew) adına söz alan Belçikalı Milletvekili Hilde Vautmans, “Bu saldırının üzerinden bir yıl geçmesine rağmen durum korkunç. Barış, hiç bu kadar uzak olmamıştı. 40 binden den fazla ölü var. Gazze, artık bir çocuk mezarlığına dönüştü.” ifadelerini kullanarak, şiddetin tüm bölgeye yayıldığı uyarısında bulundu.
Sosyalistler ve Demokratlar (S&D) üyesi İspanyol Milletvekili Hana Jalloul da öldürülen Filistinli sivillere değinerek “Bu çatışmanın tüm kurbanları için, Filistin’deki çocuklar için ve Lübnan gibi egemen bir devlete yönelik saldırılar nedeniyle yerlerinden edilen ve evlerini terk etmek zorunda kalan herkes için bir dakikalık saygı duruşu görmek istiyoruz.” dedi.
“İsrail, bölgedeki en büyük, en suçlu ve en tehlikeli terör örgütüdür”
Polonyalı Bağımsız Milletvekili Grzegorz Braun, AB’yi Tel Aviv hükümetinin eylemlerini görmezden gelmekle eleştirerek “Filistin’i uzun süredir işgal eden devleti destekliyor görünen sizler, İsrailli bakanların, büyükelçilerin ve hahamların Filistinlileri ‘hayvan, insan olmayanlar’ olarak niteleyen sözlerini duyamıyor musunuz?” diye sordu.
Braun, “Lütfen, bize antisemitizm söylemlerinizle şantaj yapmayın. Holokost’unuzla bize şantaj yapmayın. İsrail, terörist olarak ilan edilmeli ve varsayılmalıdır. İsrail, Netanyahu ve onun kasapları, bölgedeki en büyük, en suçlu ve en tehlikeli terör örgütüdür.” dedi.