Avrupa Parlamentosunun 2019-2020 yılları için hazırladığı Türkiye raporu kabul edildi.
İspanyol milletvekili Nacho Sanchez Amor tarafından hazırlanan raporun Türkiye’nin AB’ye katılım müzakereleriyle ilgili genel değerlendirmesinde Türkiye’nin Avrupa Birliği (AB) değerlerinden uzaklaştığı iddia edildi.
Doğu Akdeniz’deki durumun Türkiye-AB ilişkilerini tarihin en düşük seviyesine getirdiği belirtilen raporda, diyaloğun yeniden tesis edilmesi ve mevcut sorunların temelinde yatan sebeplerin çözülmesi için tarafların ilişkileri derinlemesine değerlendirmesi gerektiği kaydedildi.
Raporda “hukukun üstünlüğü ve temel haklar, kurumsal reformlarda geriye gidiş ile özellikle AB üyelerine karşı izlenen dış politika” nedeniyle ilişkilerin gerilediği savunuldu.
AB’nin Türkiye ile diyalog ve pozitif gündem çabalarının onaylandığı raporda, durgun katılım sürecinin iki tarafta da “yorgunluğa” yol açtığı kaydedildi. Türkiye’nin ciddi reformlar yapmayı taahhüt ettiği dönemde AB Konseyi’nin yargı ve temel haklar ile adalet, özgürlük ve güvenlikle ilgili iki müzakere başlığının açılmasını engellediği, ancak engellemenin gerilemeye bahane edilmemesi gerektiği belirtildi.
AP milletvekilleri, Türkiye’nin “iç, dış ve kurumsal politikalarında değişim olmaması halinde” AB Komisyonunun Türkiye ile katılım müzakerelerini resmen askıya almayı tavsiye etmesini istedi ve gerekirse gelecekteki ilişkiler için olası “yeni modeller” araştırılmasını ancak müzakerelerin sadece kültürel veya dini gerekçelerle bozulmaması gerektiğini vurguladı.
Raporda bölgenin istikrarı için Türkiye’nin stratejik öneme sahip bir partner ülke ve AB’nin NATO içinde de olmak üzere mümkün olan en iyi ilişkileri kurmak istediği bir müttefik olduğu belirtildi. AB’nin, Türkiye ile birçok alandaki stratejik uyumunda ve yapıcı iş birliğinde çıkarı bulunduğu ifade edilerek, olumlu ilişkiler için bu görünümü, Türkiye’nin mevcut politikalarının engellediği ileri sürüldü.
Türkiye’nin terörle mücadele yasasını uluslararası standartlarla uyumlu hale getirmesi gerektiğini savunan milletvekilleri, meşru güvenlik endişeleri bulunduğunu da belirterek terör örgütü PKK’nın saldırılarını kınadı.
Kürt meselesinin hak ettiğinden daha az dikkat çektiğini ifade eden milletvekilleri, Türkiye’nin İstanbul Sözleşmesinden çekilmesini kınadı, ayrıca Türkiye’ye iklim değişikliğiyle ilgili Paris Anlaşmasını onaylama çağrısında bulundu. AP’nin raporunda “başkanlık sisteminin otoriter yorumunun güçlenmesinden”, seçim reformu hakkındaki açıklamalardan, “ultra milliyetçi” söylem kullanımından ve siyasi kutuplaşmadan endişeli olunduğu belirtildi.
Türkiye’nin yaklaşık 4 milyon sığınmacıya ev sahipliği yaparak önemli bir rol oynadığı, sığınmacıların entegrasyonu için yürütülen çalışmaların övgüyle karşılandığı kaydedilen raporda, AB’nin sığınmacılara yardımlarının devam etmesi istendi.
Yeni tip koronavirüsle (Kovid-19) mücadelede Türkiye-AB ilişkisinin özellikle arz zinciri oluşturulmasında derinleşmesi istenen raporda, Gümrük Birliğinin modernizasyonunun tarafların çıkarına olacağı, vize serbestisi sürecine destek ifade edilerek vize serbestisinin toplumlar arasındaki temasa katkı sunacağı vurgulandı.
Milletvekilleri, Türkiye’nin egemen bir ülke olarak kendi çıkarlarına uygun dış politika izleyebileceğini ancak AB’ye aday bir ülke olarak AB’nin dış politikasına uyumu hedeflemesi, Doğu Akdeniz ve Kıbrıs gibi sorunların çözümünde diyalog ve diplomasinin kullanılması gerektiğini belirtti. Kıbrıs konusunda AB’ye ve üye ülkelere müzakereleri başarıyla sonuçlandırmak için daha aktif rol oynama çağrısı yapıldı. Türkiye’nin Suriye, Libya ve Dağlık Karabağ politikaları da eleştirildi.
Türkiye’yi AB ile yapıcı diyaloğa davet eden milletvekilleri, AB’nin mümkün olan tüm diyalog durumlarını takip etmeyi sürdürmesini istedi. Bunun mümkün olmaması ve Türkiye’nin “tek taraflı adımları atmaya devam etmesi” durumunda AB’nin yaptırımlar dahil elindeki imkanları kullanması talep edildi.
Milletvekilleri, parlamentolar arası toplantıların yanı sıra Türkiye-AB liderler toplantısının düzenlenmesi çağrısında bulundu. Raporun sonunda ilişkileri genel anlamda düzeltmek için iki tarafın da saygılı bir dil kullanması, mevcut önyargılar ve yanlış anlamalarla mücadele etmek, kamuoyunda karşı tarafın imajının tarafsız algılanmasını sağlamak için çaba göstermesi gerektiği ifade edildi.
Milletvekillerinin verdiği değişiklik önergelerinin oylanmasıyla rapora 1915 olaylarının 100. yılında AP’de kabul edilen karar tasarısına atıf yapan bir madde eklendi ve Türkiye’ye sözde “Ermeni soykırımını” tanıma çağrısı yapıldı.
Değişiklik önergeleri arasında bulunan Türkiye’nin üyelik müzakereleriyle Türkiye’ye mali yardımların tamamen sonlandırılmasını içeren maddeler ise reddedildi.