Avrupa’da salgın sonrası yaşanan talepteki artış, tedarik zincirlerinde büyüyen sorunlar, Ukrayna’da devam eden savaş ve yükselen enerji ve lojistik maliyetleri nedeniyle son bir yılda gıda fiyatları endişe verici boyutlara ulaşırken, iklim krizinin etkileri nedeniyle gelecek dönemde fiyatların daha da artması bekleniyor.
Avro Bölgesi’nde, ağustosta yıllık enflasyon enerji fiyatlarındaki artışın etkisiyle yüzde 9,1 ile kayıtlardaki en yüksek seviyeye çıkarken, enflasyonun ana bileşenleri incelendiğinde en yüksek yıllık enflasyonun yüzde 38,3 ile enerjide, hemen arkasından ise yüzde 10,6 ile gıda, alkol ve tütün ürünlerinde gerçekleşmesi dikkati çekiyor.
Her ne kadar Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü (FAO), küresel gıda fiyatlarının ağustosta bir önceki aya göre yüzde 1,9 gerilediğini bildirmiş, böylece fiyatlar 5 ay üst üste küresel ölçekte gerilemiş olsa da Avrupa’da hane halkına gıda fiyatlarının yansımasının gelecek dönemde giderek artış yönünde olması bekleniyor.
Uzmanlara göre, özellikle son dönemde Avrupa’da etkisini giderek artıran sert iklim koşullarının ve aşırı sıcakların gelecek dönemde tarım alanlarından alınacak toplam mahsulü ciddi seviyede azaltması, bunun da gelecek dönemde marketlerdeki gıda fiyatlarını daha da artırarak, yoksul ve dar gelirli kesimi daha da zorlaması bekleniyor.
Örneğin, Avrupa Birliği (AB) Komisyonu tarafından bu yılın ağustos ayında hazırlanan “Avrupa’da Kuraklık 2022” raporunda, AB genelinde hasat tahminleri yaşanan aşırı kuraklık nedeniyle şimdiden son beş yıllık ortalamaya kıyasla tahıl ve mısır için yüzde 16, soya fasulyesi için yüzde 15, ayçiçeği için ise yüzde 12 aşağı çekilmiş durumda.
Avrupa ülkelerinde söz konusu tarımsal üretim düşüşünün domino etkisi ile diğer gıda ürünlerine yayılması (et ve süt ürünleri) market raflarında fiyatların ciddi seviyede artmış olan gıda fiyatları üzerindeki enflasyon baskısını artırması bekleniyor.
Avrupa’da gıda fiyatlarında beklenti yükseliş yönünde
Avrupa Birliği’nin 27 üyesinin bu yılın temmuz ayında gıda emtia fiyatları gösterge cetveline bakıldığında, AB genelinde bazı temel gıda ürünlerindeki yıllık fiyat artışının küresel fiyat artışı ile kıyaslandığında oldukça üzerinde olması dikkati çekiyor.
Örneğin, bu yılın temmuz ayı itibarıyla buğdayda yıllık fiyat artışı 23,7 ile AB’de yüzde 68,5’e kadar yükseldi. Makarnalık buğday ise yine aynı dönemde yıllık bazda küresel ölçekte 31,5 artarken, birlik içerisinde ortalama yıllık yüzde 87,7 artış kaydetti. Mısır ise dünya genelinde temmuz itibarıyla yıllık bazda yüzde 9,8 artarken, AB’de ise yıllık yüzde 24,6 yükseldi.
Yıllık bazda incelendiğinde Avrupa’nın özellikle bazı temel gıda ürünlerinde gelecek döneme ilişkin ciddi endişe verici işaretler verdiğini söylemek mümkün. Yine dünya genelinde bu yılın temmuz ayında sığır eti küresel ölçekte yıllık bazda artışla yüzde 4,6’da kalırken, AB genelinde 27,8’e kadar yükseldi.
Küresel ölçekte katı yağ fiyatı aynı dönemde yıllık bazda yüzde 24,9 artarken, AB genelinde yıllık bazda yüzde 81,3, peynir fiyatı ise dünyada yıllık bazda yüzde 23,2 yükselirken AB genelinde yıllık yüzde 43,6 artış kaydetti.
Yine AB genelinde bu yılın temmuz ayı için açıklanan gıda fiyatları endeksi yıllık bazda ekmek ve mısır gevreği için yüzde 15,3, et ürünlerinde 13,5, süt, peynir ve yumurtada ortalama yüzde 17,3, katı ve sıvı yağlarda yüzde 31,6 ve şekerde yüzde 7,7 artış gösterdi.
İngiltere’de gıda fiyatları finansal krizden bu yana en sert artışı kaydetti
AB’den ayrılan İngiltere’de ise giderek büyüyen ve ekonominin geleceği açısında risklerin başında görülen iş gücü açığı gıda fiyatlarının daha da artmasına neden olan bir diğer önemli temel unsur.
Üstelik gelecek dönemde ekonominin tüm sektörlerinde yaklaşık 1,3 milyon seviyesinde olan kalifiye iş gücü açığının tarım ve hayvancılık sektörlerindeki yansımasının üretim ve fiyatlar üzerindeki etkisinin ciddi boyutlarda olması bekleniyor.
Geçen yılın son çeyreğinden itibaren sadece ağır yük nakliye aracı sürücülerinin talebin altında kalması bile hemen her sektörde domino etkisi yaratarak ekonominin genelini etkileyen ciddi tedarik krizine dönüşmüştü.
Geçen yıl Noel döneminde ülkede kesimhane çalışanlarının sayısının yetersiz kalmasıyla, bu yaz döneminde de hava alanlarında iş gücü açığının ciddi boyutlara ulaşmasıyla bir kez daha deneyimlenmiş durumda.
Öte yandan İngiliz hükümetinin AB’den çıkarken oluşabilecek iş gücü açığına karşı öncesinde hazırlık yapmamış, aradan geçen zamana rağmen halen bir çözüm üretememiş olması tarım ve hayvancılık sektörlerince endişeyle izleniyor.
İngiliz Perakende Konsorsiyumu (BRC) verilerine göre, ülkede marketlerdeki gıda fiyatları bu yılın ağustos ayında bir önceki ayda kaydedilen yüzde 4,4’lük yükselişi de geride bırakarak yüzde 5,1 arttı.
Öte yandan ülkede taze gıda ürünleri aynı dönemde 2008 finans krizinden bu yana en sert artışını kaydederek yüzde 10,5 yükseldi.
İngiltere Merkez Bankası’nın (BoE) projeksiyonlarına göre bu yılın temmuz ayı itibarıyla yüzde 10,1’e yükselerek 40 yılın en yüksek seviyesinde olan enflasyonun gelecek dönemde daha da artması bekleniyor.
Yine temmuz verilerine göre, İngiltere’de gıda fiyatları 12,7 artarak son 20 yılın en yüksek artışını kaydetti.
Banka ülkede enflasyonun bu yılın sonuna doğru yüzde 13’e ulaşmasını beklerken, düşünce kuruluşu Resolution Foundation enflasyonun gelecek yılın başında yüzde 15’e ulaşabileceği öngörüsünde bulunuyor.
İngiltere’de artan gıda fiyatları karşısında, ülkenin önde gelen süpermarketleri nisan ayından bu yana bazı temel gıda ürünlerinde fiyatlarını ya düşürerek ya da yıl sonuna kadar sabitleyerek talebi canlı tutmaya çalışıyor.
İngiliz perakende zinciri Morissons, yaklaşık 500 temel gıda ürününde fiyatlarını ortalama yüzde 13 azaltacağını, Asda ise bazı ürünlerde fiyatların yıl sonuna kadar sabitleneceğini duyurmuştu.
Gıda bankalarındaki kuyrukların artması bekleniyor
Uzmanlar son dönemde enerji faturalarında ve gıda fiyatlarında yaşanan artış nedeniyle Avrupa genelinde giderek daha fazla yoksul ve dar gelirlinin gıda bankalarından beslenmek zorunda kalacağı öngörüsünde bulunuyor.
Avrupa Gıda Bankaları Federasyonu verilerine göre (FEBA), sadece 2020 yılında 29 ülkede 335 gıda bankası yoluyla yaklaşık 12,8 milyon kişiye 860 bin ton gıda yardımı yapıldı.
İngiliz Parlamentosu’nun verilerine göre dünyanın en gelişmiş ekonomileri arasında ilk sıralarda yer alan ülkede 2021 itibarıyla 4,2 milyon hane gıda güvenliğinden yoksun olarak tanımlanıyor.
Ülkede bu tanım nüfusun yeterli geliri olmadığı için düzenli öğünlerini yiyemeyen, yeterli beslenemeyen kesim için kullanılıyor. 1.400 gıda bankasının bağlı olduğu yardım kuruluşu Trussell ise, 2022 yılında 2,1 milyon kişiye gıda yardımında bulundu.
Ülkede gıda bankalarına başvurmak zorunda kalanların sayısı ise 5 yıl öncesine kıyasla yüzde 81 artmış durumda.