SOCAR Türkiye Rafineri ve Petrokimya İş Birimi Başkanı ve Petkim Genel Müdürü Anar Mammadov, AA muhabirine yaptığı açıklamada, yeni tip koronavirüs (Kovid-19) nedeniyle uygulanan seyahat kısıtlarına bağlı olarak tüm dünyada olduğu gibi Türkiye’de de jet yakıt talebinin neredeyse sıfıra indiğini söyledi.
STAR Rafineri’nin teknolojik donanımı sayesinde jet yakıtı üretimini yüzde 100 dizele dönüştürdüklerini aktaran Mammadov, “Bu dönüşüm neticesinde 4,6 milyon ton olan motorin üretimimizi 6 milyon tona çıkardık. Böylece, Türkiye’nin motorin ihtiyacının yaklaşık yüzde 25’ini STAR Rafineri’den karşıladık. Rafinerinin toplam üretiminde geçen yıl kapasitemizi aşarak 10,5 milyon tona ulaştık. Bu yıl 11 milyon ton üretim hedefliyoruz.” diye konuştu.
Mammadov, petrokimya tarafında ise tedarik zincirinde bazı aksamalar yaşandığını fakat Petkim’in ham madde ihtiyacının tamamını STAR Rafineri’den karşılaması sayesinde üretime kesintisiz devam edebildiklerini belirtti.
Salgın sürecinde petrokimya ürünlerine talebin arttığını dile getiren Mammadov, “Petkim’deki ürünlerimizin bir kısmı tıbbi malzeme üretiminde kullanıldığı için talep artışı var. Salgınla birlikte termoplastik ürünleri talebinde yüzde 17 artış gördük. Bu dönemde iç piyasanın ihtiyacını karşılamak için çok çalıştık. Her yıl ihracat şampiyonu olan Petkim, 2020’de iç piyasaya yönelmemiz nedeniyle ikinci sıraya düştü.” dedi.
Üçüncü dalga ihtimali rafinerler için büyük risk
Mammadov, petrokimya tarafında tedarik zincirinde yaşanan aksamalar nedeniyle nafta arzında problemler oluştuğunu ve nafta fiyatının son aylarda ciddi şekilde yükseldiğini ifade ederek, “Bizim temel ham maddemiz nafta olduğu için marjlar üzerinde ciddi baskı oluştu ama bir yandan ürünlerimize ihtiyaç da arttı. Petrol fiyatı yükseldiğinde bizim ham maddemiz olan naftanın fiyatı da yükseliyor ve baskı oluşturuyor. Bu nedenle, petrokimya faaliyetlerimiz için petrolde 50-60 dolar arasındaki sağlıklı bir fiyat bandı.” değerlendirmesinde bulundu.
Petrokimya talebinin dünyada yıllık yüzde 3 seviyesinde büyüme gösterdiğini anımsatan Mammadov, salgın sebebiyle bu talebin daha da arttığını aktardı.
Mammadov, bu nedenle petrokimya sektöründe bir küçülme beklemediklerini fakat salgında üçüncü dalganın yaşanma ihtimalinin rafineriler için büyük bir risk oluşturduğunu ve marjlar üzerinde büyük bir baskı oluşturabileceğini belirtti.
Yılın ikinci yarısı için iyimser
Diğer yandan, bu yılın ikinci yarısında dünya ekonomisinde bir toparlanma beklendiğini kaydeden Mammadov, şöyle devam etti:
“Önümüzdeki birkaç ay sorun yaşayabiliriz ama bu yılın ikinci yarısı için pozitifiz. Petrokimya sektörünün dünyada ve Türkiye’de büyümesini bekliyoruz. Türkiye’de biz tek petrokimya ham madde üreticisiyiz ama bizim piyasa payımız yüzde 18. Türkiye, ihtiyacının yüzde 82’sini ithalatla karşılıyor. Türkiye’nin ihtiyacını karşılamak için 5 Petkim’e ihtiyaç var. Petkim, artan ihtiyacı karşılamak için tam kapasite çalışıyor ve kapasite artışı için bazı imkanlar var ama çok büyük değil. Bu nedenle, Türkiye’nin bu ihtiyacı karşılamak için yeni yatırımlara ihtiyacı var. Türkiye’de petrol sektöründe en büyük potansiyele sahip olan petrokimya sektörü. Biliyorsunuz SOCAR Türkiye, ikinci petrokimya yatırımı için BP ile birlikte çalışıyordu ancak BP tüm dünyada petrokimya sektöründen çıkmaya karar verdi ve bu alandaki varlıklarını Ineos şirketine sattı. Bizim proje için ön çalışmalarımız sürüyor. Önümüzdeki dönemde bu konuyla ilgili açıklamanın SOCAR Türkiye üst yönetimi tarafından yapılacağını düşünüyorum.”
Rekabet artacak
Mammadov, rafineri piyasasında ise gelecekte ciddi değişiklikler beklediklerini anlattı.
Rafineri ürünleri talebinin 2030’dan itibaren düşeceğini öngördüklerini aktaran Mammadov, “Piyasa daralırken, oyuncuların sayısında da değişiklikler olacak ve rekabet artacak. Bazı oyuncular piyasadan çıkmak zorunda kalacak. Bunlar daha eski, verimsiz ve modern teknolojiye sahip olmayan tesisler ve Avrupa’daki rafinerilerin önemli bir kısmı bu kapsamda. Avrupa’da son yıllarda yeni rafineri inşa edilmiyor. Tüm bu süreçler Türkiye için bir fırsat oluşturacaktır. Bu nedenle, STAR Rafineri ve Petkim’de gerçekleştirdiğimiz verimlilik ve modernizasyon çalışmalarının kritik önemde olduğunu düşünüyorum. Türkiye pazarında olmamız bizim için büyük bir fırsat.” diye konuştu.
Mammadov, öte yandan, petrokimya ve rafineri sektörlerinde kısa vadede talebin azalmasının gerçekçi olmadığını belirterek, şunları kaydetti:
“Bu nedenle, neyi nasıl ürettiğimiz artık daha önemli. İklim değişikliği yaşadığımız en büyük kriz ve yenilenebilir enerji kaynaklarının payı da giderek artıyor. Fakat orta ve hatta uzun vadede rafineri ve petrokimya sektörlerinin devam edeceğini düşünüyorum. Bizim de hedefimiz STAR ve Petkim’de 2035’e kadar atıklarımızı her yıl yüzde 1 azaltmak. Bu iddialı bir hedef ama 2020’de buna ulaştık ve gelecek planımızdan da çok eminiz. Öte yandan, bu yıl STAR Rafineri Dünya Ekonomi Forumu’nun Endüstri 4.0 teknolojilerini üretimde en iyi kullanan tesisleri kabul ettiği Global Lighthouse Network değerlendirmesine girdi ve dünyada bu ödülü alan ilk rafineri oldu.”