Avrupa Birliğinin (AB) doğal gaz ihtiyacının yüzde 40’ını karşılayan Rusya’ya bağımlılığı azaltmak ve boru hatlarından gaz akışının kesilmesi ihtimaline karşılık, Brüksel’in tedarik çeşitlendirme çabalarında Asya, Orta Doğu ve Kuzey Afrika’da bulunan üretici ülkeler gündeme geliyor.
Avrupa’nın boru hattına alternatif olarak kullandığı sıvılaştırılmış doğal gaz (LNG) tedarikinde Katar ve ABD listede üst sırada bulunurken, Avrupa kıtası ile doğrudan doğal gaz hattı bulunan Kuzey Afrika’da Cezayir ve Libya avantajlı ülkeler konumunda bulunuyor.
Cezayir, Nijerya doğal gazının Nijer üzerinden Avrupa’ya taşınması tartışmalarında Rus gazını tamamen ikame etme imkanına erişemese de AB’nin Moskova’ya bağımlılığını azaltabilecek potansiyeli bulunan en önemli alternatiflerden biri olarak değerlendiriliyor.
Avrupa gaz ithalatının yaklaşık yüzde 40’ı Rusya’dan sağlanıyor. Finlandiya, Almanya, Polonya, Slovakya ve Bulgaristan gibi ülkelerde bu oran yüzde 60’ların üstüne çıkıyor. Çekya ise tamamen Rus gazına bağımlı bulunuyor. Avrupa, küresel ölçekte ise doğal gazın en büyük ihracatçıları arasında yer alıyor.
Doğal gaz arz tartışmaları Avrupa’da devam ederken geçen hafta Cezayir Enerji ve Maden Bakanı Muhammed Arkab ile Nijerya Petrol Kaynaklarından Sorumlu Devlet Bakanı Timipre Sylva telekonferans yöntemiyle görüşmüş, Nijerya doğal gazının Nijer ve Cezayir üzerinden Avrupa’ya taşınmasını sağlayacak boru hattı projesi konuşulmuştu.
Cezayir’de mevcut durum
Rusya-Ukrayna geriliminde olası Rusya yaptırımlarının Avrupa’nın doğal gaz tedarikini riske sokacağı düşünülürken, Avrupa ile doğal gaz boru hatları bağlantıları bulunan Cezayir’in tedarik için alternatif rotaların en uygunlarından biri olması, gözleri bu ülkeye çevirdi.
2,3 trilyon metreküp kanıtlanmış doğal gaz rezervine sahip Cezayir’den doğal gazın Avrupa’ya taşınmasının deniz altı boru hatları yardımıyla sağlanabilmesi, spot LNG gibi nispeten pahalı seçeneklere göre avantajlı durumda bulunuyor.
Cezayir, İtalya, Portekiz ve İspanya’ya boru hatlarıyla, Türkiye ve Yunanistan’a ise düşük miktarlarda sıvılaştırılmış gaz ihracatı yapıyor.
Buna rağmen Cezayir’in yıllık 500 milyar metreküp civarında gaz tüketen ithalata bağımlı AB için büyük ölçekte gaz taşıyacak altyapıdan yoksun olması, ülkenin yeni altyapı çalışmaları yapmasını gerektiriyor.
Afrika kıtasından doğal gaz boru hatlarıyla Avrupa’ya taşınan gaz miktarının 2021 yılında 50 milyar metreküpe ulaştığı hesaplanırken, bu miktar Avrupa’ya giden Rus boru hatlarından sadece biri olan Nord Stream I’in kapasitesinin altında bulunuyor.
Hassi R’Mel sahası hatların ortak noktası
Cezayir geçen yıl 100 milyar metreküpe yakın üretimle tarihi rekor kırmıştı. Ülke, 2020’de 81,5 milyar metreküp doğal gaz üretimiyle Afrika’da lider konumda bulunuyor. Bunu 58,5 milyar metreküp üretimle Mısır, 49,4 milyar metreküple Nijerya, 13,3 milyar metreküple Libya takip ediyor. Afrika’nın diğer ülkelerindeki üretim ise aynı dönemde 28,6 milyar metreküp seviyesinde gerçekleşti.
Ülkenin Hassi R’Mel doğal gaz sahasından çıkarılan gaz, Fas üzerinden İspanya’ya ulaştırılıyor. Cezayir, Fas, İspanya, Portekiz topraklarından geçen hat Magrep-Avrupa Gaz Hattı olarak biliniyor.
Bechtel ve Saipem tarafından inşa edilen hat 1620 kilometre uzunluğa sahip ve beş bölümden oluşuyor. İlk etapta 8,6 milyar metreküp yıllık gaz taşınması amaçlanan hatta talep doğrultusunda 12 milyar metreküp yıllık taşınma kapasitesi için genişletme çalışması yapılmıştı. Bu hattan Avrupa’ya 2020’de 3,67 milyar metreküp gaz taşınmıştı. 2021 yılında ise Avrupa’ya taşınan gaz miktarı 6 milyar metreküpe yaklaşmıştı.
Ancak Magrep-Avrupa Gaz Hattı, 31 Ekim 2021’den bu yana Fas ve Cezayir’in diplomatik ilişkilerinin bozulmasından dolayı kapalı durumda bulunuyor. Cezayir, hattın 25 yıllık işletme kontratını yenilemeyeceğini duyurmuştu.
Resmi açılışı 2011’de yapılan Cezayir ve İspanya arasındaki deniz altı doğal gaz hattı Medgaz da Hassi R’Mel sahasından başlıyor ve Beni Saf Limanı’ndan yer altına inerek İspanya’ya ulaşıyor. Hattın karadaki kısmı 547 kilometre, deniz altındaki kısmı ise 210 kilometre uzunluğunda bulunuyor. Yıllık 10 milyar metreküp doğal gaz taşıma kapasitesine sahip hattan 2020’de 5,39 milyar metreküp gaz taşınırken bu miktarın 2021’de 8 milyar metreküpü aştığı tahmin ediliyor.
Tunus üzerinden Sicilya’ya oradan da İtalya’ya ulaşan Trans Akdeniz Doğal Gaz Hattı da yine Hassi R’mel doğal gaz sahasından başlıyor. Hat, yıllık 33 milyar metreküp taşıma kapasitesine sahip. 2020’de bu hattan Avrupa’ya 11,44 milyar metreküp doğal gaz iletilirken, 2021’de ise ithalat neredeyse iki katına çıktı.
Cezayir’de toplam nominal sıvılaştırma kapasitesi 33 milyar metreküpe yakın 4 LNG tesisi yer alıyor.
AB, Rus gazına alternatif her seçeneği değerlendiriyor
Akdeniz Ülkeleri Enerji Şirketleri Birliği Petrol ve Gaz Direktörü Sohbet Karbuz, AA muhabirine, Avrupa’nın Rus gazını ikame etmek için her türlü alternatifi değerlendirdiğini söyledi.
Kuzey Afrika’dan ek doğal gaz, Amerika ve Katar’dan LNG, Azerbaycan’dan da doğal gaz alma konusunda Avrupa’da görüşlerin olduğunu belirten Karbuz, “Avrupa’nın kendi evinde de üretimi artırmama konusundaki inadı devam ediyor. Gröningen sahasındaki artış bir istisna olarak kalacak. Avrupa’nın elinde iki koz daha var ancak bu kısa süreli bir çare değil. Birisi doğal gaza olan talebi düşürmek. İkincisi biyogaz, bio-metan ve hidrojen gazının toplam gaz üretim ve tüketimindeki payını artırmak.” diye konuştu.
Nijerya gazının Hassi R’Mel gaz sahasına getirilip Avrupa’ya iletilmesi konusunun yıllardır tartışıldığını dile getiren Karbuz, özellikle hattın muhtemel rotası üzerinde bulunan bazı bölgelerde daha önce Fransa’nın gerçekleştirmiş olduğu nükleer denemelerin neden olabileceği sağlık tehlikelerinin de içinde bulunduğu birçok sebepten dolayı projenin hayata geçmesinin çok zor olduğunu ifade etti.
Karbuz, Cezayir’in atıl durumda bulunan önemli bir LNG kapasitesi bulunduğunu fakat ülkenin önceliğinin İspanya’ya yükümlülüklerini yerine getirmek olduğuna dikkati çekerek, Cezayir, Libya ve Mısır’ın Afrika’dan AB’ye gaz iletilmesinde ana kaynaklar olduğunu aktardı.
Bu kaynakların Avrupa’nın artan enerji ihtiyacı göz önüne alındığında fiyatı ne olursa olsun miktar açısından geride kaldığını söyleyen Karbuz, Afrika doğal gazının Avrupa için en azından kısa vadede tek başına yeterli olamayacağını ancak tedarik çeşitlendirmesinin kısmi bir parçası olarak değerlendirilebileceğini kaydetti.