Avrupa Birliği (AB), NATO ve önde gelen Avrupa ülkeleri, Rusya’nın Ukrayna sınırına askeri yığınak yapmasının ardından, olası saldırısının bedelinin ağır olacağı yönünde mesajlar verse de yaptırımların içeriği hala belirginleşmedi.
AB yönetimi, ilk olarak 12 Kasım 2021’de Rusya’nın Ukrayna sınırındaki askeri faaliyetleri hakkında elde ettikleri bilgilerin endişe verici olduğunu bildirdi.
AB Komisyonu Sözcüsü Peter Stano konuyla ilgili yaptığı açıklamada, AB olarak durumu izlediklerini, ABD ve İngiltere gibi ortaklarla olayların nasıl gelişebileceğini görüştüklerini, gelişmeler karşısında atılabilecek adımları istişare ettiklerini duyurdu.
NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg de üç gün sonra yaptığı ilk açıklamada, Rus ordusunun Ukrayna sınırı yakınında son birkaç haftadır geniş çaplı ve “alışılmadık” şekilde yoğunlaştığını, bunun bahar aylarında Rusya’nın Kırım ve Karadeniz’de askeri yığınak yapmasıyla benzerlik taşıdığını söyledi.
Bu açıklamaların ardından Avrupa’nın dikkati doğusunda, askeri hareketliliğin bulunduğu bölgeye çevrildi.
Yetkililer sık aralıklarla Rusya’ya, gerilimi azaltma ve diyalog çağrısı yaparken, diğer yandan giderek şiddetlenen tonda yaptırım tehdidinde bulundu.
Hem NATO hem AB yetkilileri, Rusya’nın askeri yoğunlaşmasından endişe duyulduğunu ve Ukrayna’ya yeniden saldırması durumunda bunun ciddi sonuçları olacağını sık sık dile getirmeye başladı ancak yaptırımların mahiyetine ilişkin net bilgi vermedi.
NATO Genel Sekreteri Stoltenberg, 29 Kasım 2021’de NATO ülkelerinin dışişleri bakanlarının toplantısının ardından yaptığı konuşmada, “Rusya’nın, Ukrayna’ya karşı herhangi bir saldırganlığının bedeli ve hem siyasi hem de ekonomik sonuçları olacağını” ifade etti.
NATO’dan hem diyalog hem caydırıcılık mesajı
12 Ocak’ta sonuçsuz sona eren NATO-Rusya görüşmesinin ardından ise Stoltenberg, silahlı bir çatışma konusunda çok fazla spekülasyon yapılmaması gerektiğini, bu ihtimale karşı diyaloğa hazır olduklarını ancak görüşmelerin olumsuz sonuçlanması durumu için de hazırlıklı durduklarını ifade etti.
NATO Genel Sekreteri son olarak dün yaptığı Rusya’nın anlaşma teklifine yazılı karşılığı ilettiklerini duyurmasının ardından yaptığı açıklamada, olası saldırganlığın ciddi sonuçları olacağını yineledi.
AB: Mevcut yaptırımların güçlendirilmesi ve ilave tedbirler
AB Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen 7 Aralık 2021’de Birliğin duruşunu şöyle özetledi:
“AB, kendisine ve Ukrayna dahil olmak üzere komşularına karşı uluslararası hukukun ihlali veya herhangi bir kötü niyetli eylemi de içeren saldırganlıklara uygun şekilde karşılık verecektir. Bu karşılık mevcut yaptırımların güçlü şekilde artırılması ve genişletilmesi şeklinde olacaktır. Ayrıca, ilave kısıtlayıcı tedbirler almaya da hazırız.”
AB Dış İlişkiler ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisi Josep Borrell, AB Dışişleri Bakanlarının 13 Aralık 2021’deki toplantısı sonrasında “Ukrayna’ya karşı herhangi bir saldırganlığın Rusya için siyasi sonuçları ve yüksek ekonomik bedeli olacaktır.” dedi.
17 Aralık 2021’deki son AB Liderler Zirvesi bildirisinde “Ukrayna’ya yönelik daha fazla askeri saldırganlığın karşılık olarak ortaklarla koordine edilen kısıtlayıcı tedbirler dahil çok büyük sonuçları ve ağır bedeli olacaktır.” ifadesi yer aldı.
Von der Leyen de son olarak dün yaptığı açıklamada, “Merdivenin en tepesindeki yaptırımlarla başlayacağız. Ve çok netiz ki; Rusya’nın Ukrayna’ya karşı saldırganlığının Rusya için çok büyük sonuçları ve ağır bedelleri olacağı unutulmamalıdır.” diye konuştu.
AB’nin yürütme organının başındaki von der Leyen, “2. Dünya Savaşı’ndan bu yana bu kadar kritik bir durumda hiç olmamıştık. Dolayısıyla her seçenek masada.” ifadesini kullandı.
Ukrayna’nın önleyici yaptırım talebine AB sıcak bakmadı
Kiev yönetimi ise krizin başında Batılı müttefiklerinin her senaryoya hazırlıklı olması, Rusya’yı caydıracak, en kötü senaryoyu önleyecek her türlü tedbiri alması gerektiğini bildirdi.
Stoltenberg’den “Rusya’nın askeri yığınağının durduğuna ya da yavaşladığına dair hiçbir işaret görmüyoruz. Aksine, devam ediyor.” açıklamasının geldiği 16 Aralık’ta Brüksel’de bulunan Ukrayna Devlet Başkanı Zelenskiy, Avrupa’ya “Bizim için yaptırımların çatışmanın çıkmasından sonra değil, öncesinde uygulanması önemlidir. Çünkü yaptırımlar çatışma olduktan sonra uygulanırsa bu, temelde onları anlamsız hale getirir.” mesajını verdi.
Ancak 18 Aralık’ta Borrell, AB’nin Rusya’ya karşı “önleyici yaptırımlar” uygulamasını reddederek, tırmanma durumlarında hazırlıksız yakalanmamak ve gerek görüldüğünde uygulamaya koymak için yaptırım taslakları hazırladığının altını çizdi.
AB yaptırım seçeneklerine nihai halini hala vermedi
Üst düzey bir AB yetkilisi, 21 Ocak’ta, AB’nin henüz Rusya’ya karşı verilecek muhtemel tepkinin içeriğine son halini vermediği, Birlik içerisinde tartışmaların sürdüğü bilgisini verdi.
Nihai kararın içeriğinin kolaylıkla belirlenip müttefiklerle paylaşılacağını savunan yetkili, Rusya’nın muhtemel saldırısının akabinde AB’nin günler içerisinde karar alıp yaptırımları uygulayacağını öne sürdü.
AB’nin Rusya’nın 2014’teki saldırganlığına yönelik kararlı bir tepki verdiğini savunan AB yetkilisi, şimdiki tepkisinin ondan daha düşük seviyede olmayacağını ileri sürdü.
“Caydırıcılığın bir bölümü, bilgi vermemektir”
AB Yüksek Temsilcisi Borrell ise 24 Ocak’ta, AB Dışişleri Bakanları toplantısı sonrasında “AB’nin tüm üyeleri birleşmiş durumda. Ukrayna’daki durumla ilgili benzeri görülmemiş bir birlik sergiliyoruz. (Yaptırımlarla ilgili) Hiçbir üye ülke ile problem yok.” diye konuştu. Ancak Borrell, Rusya’ya karşı hangi yaptırım seçeneklerin masada olduğuyla ilgili “Yaptırımlarla ilgili karar almak karmaşık bir süreç. Ancak gerekli olduğunda her şeyin hazır olacağından emin olun.” değerlendirmesini yaptı.
Yaptırımların mahiyetine yönelik bir soruyu Borrell, “Caydırıcılığın bir bölümü, bilgi vermemektir. Endişe etmeyin, yaptırımlar uygun zamanda kararlaştırılacak ve uygulanacak.” diye yanıtlayarak, yaptırımlarla ilgili belirsizliği pekiştirmiş oldu.
Çalışmalar hızlandı
Son olarak 24 Ocak’ta AB Konseyi, “Rusya’nın saldırgan eylemlerini ve Ukrayna’ya yönelik tehditlerini” kınadı. Rusya’ya gerginliği düşürme çağrısı yapılan Konsey kararlarında, Rusya’nın mevcut uluslararası kurallara uyması, halihazırdaki uluslararası mekanizmalar yoluyla yapıcı diyaloğa girmesi istendi.
Konsey kararlarında, Rusya’nın Ukrayna’ya yönelik yeni bir askeri saldırganlığının çok ağır sonuçları ve yüksek bedeli olacağı tekrarlanarak, AB’nin Rusya’ya karşı uygulayacağı yaptırımlarla ilgili çalışmaların hızlandırıldığı bildirildi.
AB’nin mevcut yaptırımları
AB, Rusya’nın 2014’te Kırım’ı yasa dışı ilhakından sonra bu ülkeye yaptırım uygulamaya başlamıştı. Rusya’nın, Ukrayna’nın toprak bütünlüğünü, egemenliğini ve bağımsızlığını tehdit etmesi nedeniyle uygulanan varlıkların dondurulması ve seyahat yasağı gibi yaptırımlar kapsamında 185 kişi ve 48 kuruluş bulunuyor.
AB’nin yaptırımları uyarınca 27 üye ülke, Rusya’ya silah satışı yapamıyor. Rusya’nın petrol ve gaz sektörlerinde kullanılan bazı teknolojileri AB ülkelerinden alması kısıtlanıyor. Rus kamu bankaları, Avrupa’da finans sektöründen dışlanırken özellikle ticaret ve yatırımlara yönelik kısıtlamaları içeren yaptırımlar 6 ayda bir uzatılıyor.
Avrupa ülkelerinden yükselen tehdit söylemleri
İngiltere Başbakanı Boris Johnson, 24 Ocak’ta yaptığı değerlendirmede “Ukrayna’ya yönelik herhangi bir işgalin, herhangi bir boyuttaki herhangi bir saldırının masrafsız olmayacağını Rusya’ya da anlatmalıyız. Can kayıpları olacaktır.” dedi.
Berlin’de 25 Ocak’ta görüşen Almanya Başbakanı Olaf Scholz ve Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron da sert mesajlar verdi.
Scholz, Rusya’dan gerginliği düşürmesi için net adımlar atmasını beklediklerinin altını çizerek “Toprak bütünlüğünü ihlal eden askeri saldırganlığın sonuçları ve çok yüksek bedeli olacağını açık bir şekilde belirttik.” ifadesini kullandı.
Fransa Cumhurbaşkanı Macron da diplomasi seçeneği tüketildiğinde “Ortak bir cevap hazırlıyoruz. Saldırganlık durumunda cevap verilecektir. O zaman maliyeti yüksek olacaktır.” değerlendirmesinde bulundu.
İspanya Başbakanı Pedro Sanchez de “Kimsenin istemediğinin olması olasılığına karşı bazı mesajlar vermek önemli. Rusya, Ukrayna’ya askeri müdahalede bulunursa ekonomisine yönelik AB’den büyük ve çok ciddi sonuçları olacağını bilmeli.” tespitini yaptı.
Hollanda’nın yeni hükümetinin Dışişleri Bakanı Wopke Hoekstra da hafta başında Brüksel’de Stoltenberg’le Ukrayna meselesini görüştüğünü açıklayarak, AB’nin Ukrayna meselesinde kararlı hareket etmesi ve sert yaptırımlar uygulamaya hazır olması gerektiğini ifade etti.
Romanya ve Hırvatistan’dan farklı açıklamalar
Hırvatistan Cumhurbaşkanı Zoran Milanovic, 25 Ocak’ta, Ukrayna ile Rusya arasındaki çatışmanın alevlenmesi durumunda, Hırvat ordusunun tüm üyelerini geri çekeceğini söyledi.
“Rusya’nın güvenlik çıkarlarını dikkate alacak bir düzenleme bulunmalı.” diyen Milanovic, Ukrayna’nın NATO’da yerinin olmadığını belirterek, “Yanukovic yönetiminin devrilmesinin ardından 8 yıl geçti. Ukrayna, ekonomik olarak ilerleme gösteremiyor. AB’den de hiçbir yardım alamıyor. Ülke en geri kalmış ülkeler arasına girdi.” dedi.
Hırvatistan Başbakanı Andrej Plenkovic ise 26 Ocak’ta, Milanovic’in “gerçeği yansıtmayan” açıklamalarının Zagreb’in resmi politikası olmadığını belirterek, Ukrayna’ya yönelttiği “geri kalmış” ithamı nedeniyle özür diledi.
Romanya Devlet Başkanı Klaus Iohannis de aynı gün gerilimin diplomatik diyalogla yumuşatılabileceğini ancak Rusya’nın görüşmeleri reddedebilme ihtimaline karşı ek NATO güçlerine ev sahipliği yapmaya hazırlandıklarını dile getirdi.
Öte yandan Romanya Savunma Bakanı Vasile Dincu, Rusya’dan açık bir saldırı beklemediğini savunmuş, “Bir ekonomik savaş, bir çatışma bağlamında ekonomik bir abluka ortaya çıkabilir, ancak deyim yerindeyse ‘sıcak’ bir savaş beklemiyoruz.” dedi.