Avusturya Ulusal Suç Müzesi Müdürü ve tarihçi yazar Harald Seyrl, Ermeni terör örgütleri ASALA ve JCAG tarafından 22 Ekim 1975’te şehit edilen Türkiye’nin Viyana Büyükelçisi Daniş Tunalıgil’e yönelik suikastı AA muhabirine anlattı.
Suç müzesi olarak yakın tarihte meydana gelen kriminal olayları kayıt altına aldıklarını belirten Seyrl, 70 ve 80’li yıllarda 3 Türk diplomat ve Türkiye’nin buradaki resmi kurumlarına yönelik terör saldırılarının suç tarihi açısından ülkenin geçmişinde yer alan üzücü olaylar olduğunu ifade etti.
Büyükelçi Tunalıgil suikastının bir çarşamba günü yaşandığını belirten Seyrl, “Meydana gelen olay yalnız Avusturya’yı değil bütün dünyayı sarstı.” ifadesini kullandı.
Seyrl, 22 Ekim’de saat 12.00 sularında 3 kişinin Türkiye’nin Viyana Büyükelçiliği’ne geldiğini, zile basarak içeri girmek istediklerini, o dönemde konsolosluk faaliyetleri de elçilik binasında yapıldığı için bu durumun olağandışı karşılanmadığını kaydetti.
Danışmadaki görevli kapıyı açar açmaz, 3 teröristin memura saldırarak yere yatırdığını, bağrışma nedeniyle danışmadaki yetkilinin eşinin de olay yerine geldiğini, onu da zorla yere yatırdıklarını anlatan Seyrl, silahlarını bir evrak çantasında taşıyan teröristlerin yanlarında bir tabanca ve hafif makinalı silah bulundurduklarını söyledi.
Seyrl, danışmayı kontrol altına alan teröristlerin elçiliğin birinci katına yöneldiklerini, merdivenlerde bir elçilik çalışanıyla karşılaştıklarını, bu kişiyi de silahla korkutarak sekreterin bulunduğu odaya ulaştıklarını ifade etti.
Teröristler Türkçe konuşuyor
Sekreteri de etkisiz hale getiren teröristlerin elçilik binasına girmeden önce telefon kablolarını keserek elçiliğin dışarıyla olan iletişimini kopardığını söyleyen Seyrl, şöyle devam etti:
“Teröristlerden biri silahıyla sekreterin başında beklerken, diğeri doğrudan elçinin makam odasına giriyor. O sırada çalışma masasında oturmuş, birtakım evrakları inceleyen Büyükelçi’ye, içeri giren terörist Türkçe ‘Büyükelçi siz misiniz?’ diye soruyor. Büyükelçi zekice bir tutum sergileyerek bu soruya ‘hayır’ diyor, büyük ihtimalle tehlikeyi fark ediyor. Bunun üzerine terörist ‘Hayır siz Büyükelçisiniz’ diyor. Elçi, kendisine silah doğrultmuş suikastçıyla diyalog kurmaya çalışıyor, konuşabileceklerini söylüyor. Daha sonra terörist art arda tabancasını ateşliyor ve Büyükelçi’yi katlediyor.”
Seyrl, Tunalıgil’i şehit eden teröristlerin herhangi bir engele takılmadan elçilik binasını terk ettiklerini, çıkarken içinde silah bulunan evrak çantasını binanın girişinde bir yere koyduklarını, sonraki günlerde yapılan aramalarda, suikastta kullanılan tabanca ve teröristlerin kullandığı düşünülen kıyafetlerin elçiliğin karşısında bulunan Belvedere Sarayı’nın bahçesinde bulunduğunu aktardı.
“Dost bir ülkeye gerçekleştirilmiş bir saldırı”
Saldırının ardından geniş çaplı bir arama faaliyeti başlatıldığını ancak faillerin bulunamadığını kaydeden Seyrl, “Bu olay görevi başındaki bir büyükelçiye yönelik yapıldığı için çok trajik bir durumdu. Burada bir ulusa, dost bir ülkeye gerçekleştirilmiş bir saldırı söz konusu.” diye konuştu.
Seyrl, konunun uzmanı emniyet güçlerinin olayla ilişkisi olabilecek yüzlerce kişiyi sorguladığını, çok sayıda adrese baskınlar düzenlendiğini, ancak yapılan tetkiklerin sonuçsuz kaldığını ifade etti.
Kanlı saldırıların başlangıcı
Olaydan kısa bir süre sonra Ermeni bir terör örgütünün saldırıyı üstlendiğini dile getiren Seyrl, “Bilindiği üzere bu olay Türkiye’nin yalnız Avusturya’da değil dünya genelindeki kurumlarına yönelik kanlı ve şiddetli saldırı serisinin başlangıcı oldu.” dedi.
Seyrl, olayı aydınlatmak için Avusturya’dan polislerin Türk yetkililerle görüşmek üzere İstanbul ve Ankara’ya gittiklerini ancak yapılan çalışmalardan katillerin bulunmasına yönelik bir netice elde edilmediğini söyledi.
Şehit Büyükelçi’nin cenazesinin büyük bir saygı içerisinde, askeri tören düzenlenerek havalimanına taşındığını aktaran Seyrl, o günkü hükümet temsilcilerinin havalimanında hazır bulunduklarını vurguladı.
Ülke tarihinde bir ilk
Seyrl, Tunalıgil suikastının Avusturya’nın yakın tarihinde bir ilk olduğunu belirterek, “Görevi başında bir ülkenin temsilcisinin terör saldırısında hayatını kaybettiği bir başka olay bildiğim kadarıyla yaşanmadı. Çeşitli elçiliklere yönelik gösteriler, protestolar oldu. Bazı elçilikler basıldı ancak bir büyükelçinin katledilmesi gerçekten benzeri olmayan münferit bir olaydı.” diye konuştu.
“Anma törenleri çok saygın bir eylem”
Türkiye’nin Viyana Büyükelçiliği tarafından her yıl burada şehit edilen diplomatlar anısına düzenlenen anma programlarının çok etkileyici olduğuna dikkati çeken Seyrl, “Görevi başında, ülkesine hizmet ederken hayatını kaybetmiş, ülkesi için yaşamını yitirmiş kişilerin anılması, hatırlanması, bence onurlu ve saygın bir eylem. Bu kesinlikle basit bir durum değil ve her ülkenin de yaptığı bir şey değil.” görüşünü paylaştı.
Seyrl, Viyana’da şehit edilen 3 Türk diplomat hakkında bir kitap hazırlandığını, bu çalışmanın da kısa süre sonra okuyucuyla buluşacağı bilgisini paylaştı.
Tunalıgil’in odası muhafaza ediliyor
Türkiye’nin Viyana Büyükelçisi Ozan Ceyhun da 22 Ekim 1975’de “3 cani, aşağılık Ermeni teröristin Büyükelçi Tunalıgil’i şehit ettiğini” hatırlatarak, “Şehidimizin makam odasını, ibretlik bir ‘müze oda’ olarak her zaman tutuyoruz. Çünkü terörizme karşı mücadelemiz, Ermeni terör örgütlerine, PKK’ya, PYD’ye, DEAŞ’a, isimleri ne olursa olsun tüm terör örgütlerine karşı devam ediyor.” diye konuştu.
Ceyhun, Tunalıgil’in teröristlerin hedef aldığı ilk büyükelçi olduğunu belirterek, Viyana’da şehit edilen diğer diplomatlar Erdoğan Özen ve Evner Ergun’un da katillerinin bugüne kadar bulunamadığını söyledi.
Büyükelçi Tunalıgil’in uğruna şehit düştüğü Türk bayrağını kahramanca savunmak ve Türkiye’yi en iyi şekilde temsil etmek için çalıştıklarını kaydeden Ceyhun, “Cumhuriyetimizi, Ulu Önderimizin bizden beklediği şekilde bu ülkede temsil etmeye ve tüm değerlerimize sahip çıkmaya özen gösteriyoruz. Bunu gerçekten Danış Tunalıgil’e de borçlu olduğumuzu düşünüyorum.” ifadesini kullandı.