Bahçeli, partisinin TBMM Grup Toplantısı’nda yaptığı konuşmada, 28 Şubat postmodern darbesinin yıl dönümünde, “uzun bir masanın etrafında dizilen güdümlü altı partinin güçlendirilmiş parlamenter sistem adıyla 48 sayfalık bomboş bir metni kamuoyuna açıkladığını” ifade etti.
Metinde Türkiye, Türk milleti, inanç, tutarlılık, insicam, irade, milli birlik ve kardeşliğe en küçük atıf olmadığını dile getiren Bahçeli, “Güçlendirilmiş parlamenter sistem teklifi, güçsüzleştirilmiş Türkiye’nin taslak beyannamesidir ve bizim nazarımızda buruşturulup atılacak kağıt parçasından farksızdır.” dedi.
Tarihi anlamayanların, milleti takmayanların, Türkiye’nin hak ve çıkarlarını tanımayanların, küresel güçlerin telkiniyle buluşmasının, omuzlarına binen sorumlulukla değil, onurlarını lekeleyen suçluluk psikolojisiyle izah edileceğini belirten Bahçeli, “48 sayfalık metnin içeriği tamtakır kuru bakırdır, hiçbir somut ve yeni bir öneri de yoktur. Bu metni tarihi yapan tek şey, 28 Şubat zihniyetine uygun olarak güçlendirilmiş istikrarsızlık bildirisi olmasıdır.” değerlendirmesini yaptı.
Açıklanan metnin nitelik olarak bir anayasa önerisi değil, yeni bir 28 Şubat bildirisi olarak tarihe geçeceğini söyleyen Bahçeli, metnin bütüne bakıldığında bir uzlaşma değil, “uzlaşamama metni” olduğunu ifade etti.
Bahçeli, altı partinin ortak çalışmasında ne yeni bir anayasa ne içeriğine ilişkin somut teklifler ne de bir yol haritası bulunduğuna dikkati çekerek, bu durumun “zillet ittifakının hiçbir konuda uzlaşamadığını ve millete söyleyecek sözlerinin olmadığına” işaret ettiğini söyledi.
MHP Genel Başkanı Bahçeli, 28 Şubat bildiri metninde uzlaşılan tek noktanın milletin ortak iradesi ile kabul edilen Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi karşıtlığı olduğunu kaydetti.
“Ölmüş ve ortadan kalkmış bir sistem güçlendirilemez”
Metinle 1961 Anayasası’nda olduğu gibi devletin güçsüzleştirilmesinin amaçlandığını dile getiren Bahçeli, “1961 Anayasası ile getirildiği gibi cumhurbaşkanının bir defalığına 7 yıllığına seçileceği söylenirken nasıl seçileceğinin kurnazca üzeri örtülmektedir. 1961 Anayasası döneminde olduğu gibi olağanüstü hal kararnamesinin kaldırılacağı, olağanüstü hal şartlarında devletin mücadele gücünün zayıflatılacağı görülmektedir.” diye konuştu.
Hakimler ve Savcılar Kurulunun birbirinden ayrılarak geriye gidişin yargısal çatısının örülmek istendiğini ifade eden Bahçeli, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi ile ortaya konulan mutlak millet iradesi ve güçlü devlet modeli tersine çevrilerek devletin etkisizleştirilmesi ayrıca düşürülemeyen istikrarlı hükümet anlayışı yerine, parlamenter sistemde gensoru yoluyla düşürülebilen istikrarsız hükümetler dönemine geçiş hedeflenmektedir. Ortaya çıkacak istikrarsız hükümetler baştan kabul edilerek, çözüm adına yapıcı güvensizlik oyu önerisi getirilmektedir. Almanya’da uygulanan bu yöntemde hükümeti düşürme çoğunluğuna sahip partilerin yeni hükümeti kurması gerekmektedir. Bu öneri istikrarsız hükümetlerin kurulacağını baştan kabul ederek, hükümeti düşürenin alternatifini oluşturması önerisidir.
Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nde kabul edilen seçim ittifakı sayesinde ne oy aldığına bakılmadan tüm partiler Mecliste temsil edilebilirken, parlamenter sisteme geri dönülüp barajın yüzde 3’e çekileceğini ve Meclisin daha güçlü hale geleceğini söylemek, ne söylediğini bilmeyenlerin şuursuzluğudur. Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nde Mecliste kaç partinin olduğu, hükümetin istikrarına hiçbir şekilde tesir etmemektedir. Parlamenter sistemde yüzde 3 barajı getirmek, hükümetin kurulmasını zorlaştırırken düşürülmesini kolaylaştıracaktır. 28 Şubat bildirisi 1961 Anayasası gibi zayıf ve istikrarsız hükümetler dönemine ülkeyi mahkum etmek istemektedir.”
Devlet Bahçeli, Rusya-Ukrayna Savaşı’nda dirayetli bir yönetim ile Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nin rüştünün yeniden ispat edildiğini vurgulayarak, parlamenter sistem döneminin istikrarsız ve zayıf yürütme modeline geri dönmeyi istemenin, tarihin akışını tersine çevirmeye kalkışmak anlamına geldiğini ve sonuçsuz kalacağını kaydetti.
Altı partinin 28 Şubat’taki toplantısında hiçbir öneride bulunulmadığı gibi yeni bir anayasa vaadi de paylaşılamadığını anlatan Bahçeli, “Parlamenter sistemi kötü bir makyajla tekrar sunan bu 28 Şubat bildirisine karşı milletimizin ortak iradesi ile kabul ettiği Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’ni ve 2023’ü yeni bir anayasa ile taçlandırmak temel hedefimizdir. Ölmüş ve ortadan kalkmış bir sistem güçlendirilemez. Milletin geleceği nasıl ve ne zaman yapılacağı belirsiz bir hükümet sistemi değişikliği ile karartılamaz.” dedi.
“Türkiye’nin önünü kesme gayesi”
Bahçeli, HDP’nin Dolmabahçe Mutabakatı’yla ilgili açıklamasının “zilletin altı partisine atılmış pas, gönderilmiş selam, biz de varız ve sizinleyiz mesajı” olduğunu ifade etti.
Güçlendirilmiş parlamenter sistem çalışmasının, terör örgütleri PKK’ya, FETÖ’ye, küresel çevrelere, bölücü ve yıkıcı mihraklara ikram, itinayla uzatılan kirli elin ibrası olduğunu söyleyen Bahçeli, “Yasama, yürütme ve yargı alanında yapılan tespit, değerlendirme ve hedeflerin hiçbir yenilik taşımadığı ortadadır. Açıklanan metin geçmişe dönüş beyannamesidir. Yarının Türkiye’sine değil dünün Türkiye’sine özlemdir. Koalisyonlar dönemini tekrar canlandırma niyetidir.” dedi.
Güçlendirilmiş parlamenter sistemin yükselen Türkiye’nin önünü kesme gayesi olduğunu belirten Bahçeli, “Türk milleti bu zillete inanıyorum ki müsaade etmeyecektir. Türkiye’yi tarihin gerisine düşürme emelini hiç kimse başaramayacaktır. Sıradan, basit, etkisiz, kimliksiz, ruhsuz, eskinin kötü bir kopyası olan ’28 Şubat Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem’ açıklaması zillet partilerinin elinde patlamış, hevesleri kursaklarında kalmış, deyim yerindeyse nal topladıkları açığa çıkmış, alayı birden havlu atmıştır. Türkiye’nin geleceği Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi, gelecek ümidi de Cumhur İttifakı’dır.” diye konuştu.