MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, partisinin grup toplantısında yaptığı konuşmada, İstanbul ve Ankara’daki şiddetli yağışlara dikkati çekerek, hem Ankara hem de İstanbul büyükşehir belediyelerinin, sel taşkınlarını, doğan mağduriyetleri, acınası acziyetle ve vurgun yemişçesine seyrettiğini savundu.
Meteorolojinin tüm uyarılarına rağmen hiçbir adım atılmadığını, hiçbir önlem alınmadığını söyleyen Bahçeli, “Basiretsiz ve beceriksiz belediye yönetimleri bir kez daha sınıfta kalmışlar, göz göre göre vatandaşlarımızı yüzüstü bırakmışlar, çaresizliğin girdabına terk etmişlerdir. Sakin ve emniyetli bir denizde çapına ve çalımına bakmadan önüne gelen kaptanlık taslayabilecektir. Mühim ve öncelikli olan fırtınalı bir ortamda gemiyi sağ salim ve güvenli bir şekilde limana yanaştırmaktır ki usta kaptanların ortak meziyeti de bu olacaktır.” değerlendirmesinde bulundu.
Kar ve yağmur yağdıktan sonra yapılacak her mücadelenin boş bir gayret, boşuna bir emek olduğunun altını çizen Bahçeli, risk ve tehlikeleri öngörememiş, farklı senaryolara göre hazırlığını yapamamış belediye yönetimlerinin tek sığınağının temelsiz bahaneler olduğunu belirtti.
“Belediye yönetimi gizli siyasi hedefler peşinde koşma yeri değil”
MHP Genel Başkanı Bahçeli, “Ankara ve İstanbul’un talihine pranga vuran altyapı eksiklikleri, tedbirsizliklerin derinleştirdiği zafiyetler, siyasi ihtiras ve ilkellikler, afetler karşısında beliren organizasyon yetersizlikleri, kısır ve kırılgan gündemlerle meşguliyetler, bunlardan mülhem şehremini onuruna vakıf olamamış zihniyetler bugünkü tablonun yegane müsebbipleridir. Türkiye’miz zillete düşmüş siyasetçileri, vatandaşlarımızın üzerine karabasan gibi çökmüş kötürüm belediye yönetimlerini hak etmemektedir.” ifadesini kullandı.
Hükümetin, İstanbul ve Ankara Büyükşehir Belediyelerinin boşluğunu gecikmeksizin doldurduğunu, bu kapsamda seferberlik ruhuyla aşırı yağışların müessif sonuçlarına müdahale ettiğini anlatan Bahçeli, belediye yönetiminin laf üretme, polemik yapma, gizli siyasi hedefler peşinde koşma yeri olmadığını, millete layıkıyla hizmet etme merci olduğunu vurguladı.
“Evlatlarımıza kastedenlerin hayatları zindan edilecektir”
Pençe-Kilit Harekat Bölgesi’nde şehit düşen Uzman Çavuş Ömer Yıldırım, Uzman Onbaşı Mehmet Ali Çap, Uzman Çavuş Gökhan Demir ve Sözleşmeli Er Fuat Özer’e Allah’tan rahmet dileyen Bahçeli, “Elbette acımız çok büyük ve tarifsizdir. Ancak bir o kadar da soracağımız hesabın cesameti, ihanet karşısında sahip olduğumuz hamiyetin cesareti büyüktür.” sözlerini sarf etti.
Katillere hak ettikleri cezaların muhakkak surette kesileceğini dile getiren Bahçeli, “Bu hesaplaşma yalnızca bir zaman meselesidir. Hainlerin sırtını dayadıkları muhasım ve müstevli çevrelerin alacakları sert cevabın niteliği de kati ve kesin olacaktır. Evlatlarımıza kast edenlerin hayatları zindan edilecektir.” görüşünü paylaştı.
Devlet Bahçeli, konuşmasını şöyle sürdürdü:
“Türkiye’ye ihanet eden her kademedeki PKK’lı teröristler… Üç ayaklı bir çıkış yolu vardır ve şunlardan ibarettir: İlk olarak, terör saldırılarına ön şartsız ver derhal son vermelidirler. İkinci olarak, silahlarıyla dağdan inip veya sınır ötesinde silahlarıyla birlikte Türkiye Cumhuriyeti’ne teslim olmalıdırlar. Üçüncü olarak da Türk adaletinin, haklarında vereceği hükümlere boyun eğerek kaçınılmaz cezalarını çekmelidirler. Bunların dışındaki her yöntem, devletin teröre teslim olması ve teröristlerin önünde diz çökmesi anlamına gelecektir ki şu anda devletin iradesini kahramanca müdafaa eden hiç kimsede böylesi bir müzakere ve mütareke hevesinin emaresi bile yoktur. Nitekim Türkiye bölücü terör karşısında bir yol ayrımına gelmiştir. Ya bu husumet ve hüsran cephesi Türk milletinin var oluş azim ve iradesini kırarak ülkeyi kanlı bir bölünme ve çatışma sürecine sürükleyecektir ya da Türkiye Cumhuriyeti, milletimizin desteği ve duasıyla hunhar eylemlere gereken cevabı vererek, ihanetin belini kıracak ve emelleriyle birlikte gömecektir.”
“ABD pozisyonunu netleştirmek mecburiyetinde”
PKK’nın sadece PKK’dan; FETÖ’nün de sadece FETÖ’dan ibaret olmadığını kaydeden Bahçeli, “Teröristler kukladır, kuklacılar ise mayası, mazisi ve mahyası kapkara odaklardır. Türkiye’nin haklı, hukuki ve meşru sınır ötesi operasyonu an meselesiyken, sınırlarımıza 3 km’lik mesafede bulunan Kamışlı’da ABD askerleriyle PKK/YPG’li teröristlerin birlikte devriye turları atması, beraberce poz vermeleri neyin mesajı, kimin tertibidir? ABD’li askerlerin teröristlerle ne işi vardır? Teröristlerle gezenlerin, teröristlerle bir ve beraber olanların hangi müttefiklik hukukundan bahsetmeye yüzleri olacaktır? Mehmetlerimize silah sıkanlara, vatanımıza ve milletimize ihanet edenlere destek vermek, kol kanat germek insanlık onurunun, uluslararası hukukun neresiyle ve nasıl bağdaşacaktır?” sorularını yöneltti.
ABD’nin pozisyonunu netleştirmek mecburiyetinde olduğunu ifade eden Bahçeli, “Bu ülke dost mudur? Yoksa düşman mıdır? Dostsa bilelim, misliyle mukabele edelim. Yok potansiyel bir düşmansa onu da öğrenelim, düşmana nasıl muamele edileceğini de açıkça gösterelim. Tarihin hiçbir döneminde, Türk milletine reva görülen kötülükler cezasız ve karşılıksız bırakılmamıştır. Hiç kimsenin, hiçbir ülkenin tarihin hakemliğinde tecelli eden bu sarih gerçeği unutmaması şarttır.” yorumunu yaptı.
Bahçeli, “bir yanda teröristlerle düşüp kalkarken, diğer yanda müttefiklik kisvesine bürünen ülke ya da ülkelerin, evrensel dolandırıcılığın, küresel sahtekarlığın hem figüranı hem de senaristi olarak anılacağını vurguladı. Devlet Bahçeli, Türkiye’nin böylesi ucuz numaralara, bayatlamış taktiklere karnının tok olduğunu dile getirdi.
NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg’in, Türkiye’nin kaygılarını hakikaten de meşru görüp terörden çok çektiğini, sözüyle değil özüyle teyit ediyorsa, bunu önce ABD’ye ve bazı Avrupa ülkelerine anlatıp kabullendirmesi gerektiğini belirten Bahçeli, “Bir başka altı çizilmesi gereken konu da şudur: Bizim endişelerimizin hududu sırf Finlandiya ve İsveç ile sınırlı görülemeyecektir. Dost ve müttefik sandığımız mesela ABD’nin, sınırlarımızın mücavir bölgelerinde Türkiye düşmanı bölücü terör örgütüyle canciğer kuzu sarması halinde bulunması tamiri, hatta izahı çok zor olacak ikiyüzlülüktür, asıl endişe kaynağımız da işte bu sinsiliktir. Türk milleti dostun da düşmanın da mert olmasını ister, mert olmasını bekler.” diye konuştu.
“Askere, polise saldıran hiç kimse bu milletin mensubu olamaz”
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, şunları kaydetti:
“Arka arkaya şehitler verdiğimiz bir sırada, terör örgütüne karşı çok etkili ve inanmış bir mücadelenin sürdürüldüğü bir dönemde, İstanbul Kadıköy’de aralarında HDP’li bölücü milletvekillerinin de bulunduğu bir güruhun İmralı canisinin serbest bırakılması için yürüyüşe geçip sokaklarımızı kirletmesi tek kelimeyle alçaklıktır. Üstelik PKK kontenjanından Meclis’e giren bir kadın milletvekili, görevini vatanseverlik şuuruyla icra eden polisimize adice yumruk sallamıştır. Türkiye Cumhuriyeti’nde askere, polise, masum vatandaşlarımıza saldıran, toplumsal huzuru bozmak, iç barış ortamını yıkmak için nifak saçan, önüne gelene hakaretler yağdıran hiç kimse bu milletin mensubu olamaz. Bu milletin mensubu olmayanların TBMM’de görev yapması da züldür, maşeri vicdana darbedir. Hem devletimizden maaş alacaklar hem Hazine yardımlarını Kandil’e göndermek amacıyla ceplerine indirecekler hem de devlete ve millete iftiralar atıp güvenlik görevlilerimize fiili ve fiziki saldırıda bulunacaklar, böylesi bir şerefsizliğe, böylesi bir küstahlığa dünyanın hangi medeni ülkesi ruhsat verecektir? İstanbul Kadıköy’de polise el kaldıran, diğer yandan 15 Temmuz Şehitler Köprüsü’nde izinsiz şekilde pankart asmaya teşebbüs ederken polislerimize saldıran milletvekili müsveddelerinin TBMM’de yeri olamaz, bu kutlu çatı altında kanun kaçaklarına, vatan hainlerine göz yumulamaz. Bunların dokunulmazlığı süratle kaldırılmalı, mahkemenin önüne çıkmaları sağlanmalıdır.”
MHP’nin, bu konuda atılacak her adıma sonuna kadar destek olacağını bildiren Bahçeli, HDP’nin kapatılmasının, Anayasa Mahkemesinin adalete, tarihe, millete, şehitlere ihmali mümkün olmayan bir görevi olduğunu dile getirdi. Bahçeli, teröristlerin namlusundan çıkan kurşun neyse, sözde milletvekillerinin saldırganlığı ve attıkları yumrukların da aynı olduğunu belirtti.
“Bu sessizliğini neye yoralım”
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’na seslenen Bahçeli, “Sayın Kılıçdaroğlu, bu vahim manzara karşısında hala çıtın çıkmıyor, bir şey demiyorsun, diyemiyorsun. Bu sessizliğini neye yoralım? Bu tepkisizliğini nasıl değerlendirelim? Polise yumruk atan soysuzun yanında mısın karşısında mısın? Açıkla da duyalım. Sözde Kürdistan çığlığı atan namertlere, vahşetin elebaşlarına itiraz edecek misin? Bunu ne zaman yapacaksın? Yoksa sükut ikrardan gelir diyerek zımnen onay mı vereceksin? Haydi konuş da bilelim. Şımarttığın, masa altına saklayıp pışpışladığın bölücüler Türkiye’ye ve Türk milletine zalimlerin tazyik ve telkiniyle kafa tutuyor, susmaya, sinmeye, silik bir gölge gibi hadiseleri izlemeye devam mı edeceksin? Kadıköy’de polise yumruk atan çürümüşün arkasında duran, arkasından gelen bellidir ve bugünkü CHP yönetimidir.” değerlendirmesinde bulundu.
Kılıçdaroğlu’nun, “CHP eski CHP değildir” açıklamasının boş yere söylemediğini kaydeden Bahçeli, “Eski CHP, yerini yenisine değil, Kandil’in ve zalimlerin kontrolüne resmen girmiş, iradesi zincire vurulmuş CHP yönetimine zoraki şekilde devretmiştir. Nitekim CHP işgal ve iğfal edilmiştir. CHP yönetimi ele geçirilmiş, kaynağından bütünüyle uzaklaşmıştır.” dedi.
Bahçeli, Kılıçdaroğlu’nun, 12 Haziran’da şehitlerle ilgili yayımladığı taziye mesajında, terör örgütüne bir atıf olmadığına dikkati çekerek, “Sayın Kılıçdaroğlu, PKK’yı terör örgütü olarak görüyor musun görmüyor musun? Terörle mücadelenin safında mısın değil misin? Bu soruları açıklığa kavuşturman, eğmeden, bükmeden, kaçak güreşmeden cevap vermen milletimizin en doğal ve haklı beklentisidir. Bilmelisin ki ihanete tavır alamayan, ihanetin tarafındadır. Cinayete tepki koyamayan, canilerin koynundadır.” görüşünü paylaştı.
CHP yönetiminin, tarihi bir imtihanın ortasında olduğunu savunan Bahçeli, “Kılıçdaroğlu ve zillet partileri masa altlarının izbeliklerinde kaybettikleri itibar ve saygınlıklarını, aydınlık diye sokak lambalarının önünde arayacak kadar şaşkın ve şuursuzdur. Zillet ittifakı rotasızdır, ruhunu ve siyasi onurunu kiraya vermiştir.” ifadesini kullandı.
Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu’nun, “Demokratik Geleceğimizin İnşası: Kürt Meselesi” çalıştayında yaptığı konuşmaya işaret eden Bahçeli, “Bu çalıştaya PKK’lıların ve FETÖ’cülerin aleni katılımı bölücü bir provokasyondur. Serok artık kartını açık oynamaktadır ve PKK tezlerini savunacak kadar çukurlaşmıştır. Serok Ahmet, Türkiye’nin başına sarılmış beladır, kumanda edilen mandacıdır, geçmişi ve geleceğiyle siyasi kundakçıdır.” diye konuştu.