Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, TV100’de gündeme ilişkin soruları yanıtladı ve değerlendirmelerde bulundu.
- BM: Karadeniz’den geçen tahıl gemilerinin denetimi Türk yetkililer tarafından yapılacak
Dakka’daki Gelişen 8 Ülke (D-8) Teşkilatı Bakanlar Konseyi toplantısına bu sabah videokonferansla katıldığını kaydeden Çavuşoğlu, D-8’in daha etkin hale gelmesi için neler yapabileceklerini konuştuklarını söyledi.
D-8’in genişletilmesi gerektiğini vurgulayan Çavuşoğlu, “Artık bu örgütü de genişletmek lazım. Azerbaycan’ın başvurusu oldu. Mesela D-20 yapabilir miyiz? Dönem başkanlığımızda bunun çalışmasını yaptık. Sekretarya ve tüm ülkelerle paylaştık.” dedi.
Çavuşoğlu, D-8’e gelecek dönemde adaylık başvurusunda bulunabilecek ülkeler olduğunu belirterek, üyelik için kriterlerin netleştirilmesi gerektiğini dile getirdi.
Türkiye’nin Musul Başkonsolosluğuna yapılan saldırı hakkındaki soruya yanıt veren Çavuşoğlu, Irak’ta terör örgütlerinin hala bulunduğunu ancak Türkiye’nin desteğiyle Irak ve Suriye’de DEAŞ’ın artık güçlü olmadığını hatırlattı.
Çavuşoğlu, provokasyonların devam ettiğine dikkati çekerek, “Bizim oradaki mevcudiyetlerimize daha önce de böyle tacizler oldu. Bu tacizler konusunda da Irak makamlarına her zaman uyarılarda bulunduk.” ifadesini kullandı.
Irak’taki Türk misyonlarını koruma yükümlülüğünün Irak’ta olduğunu hatırlatan Çavuşoğlu, “Bizim misyonlarımızı koruma yükümlülüğü kimde? Irak yönetiminde. Dolayısıyla Irak’ın bu görevini de yerine getirmesi gerekiyor. Viyana Sözleşmesi ortada. Türkiye’deki misyonları koruma görevi de bizde. Türkiye’de.” değerlendirmesini yaptı.
“Bugüne kadar yapılan buna benzer taciz ve provokasyonların bir parçası”
Çavuşoğlu, terör örgütlerinin Irak’taki Türk misyonlarına karşı tehdit oluşturduğunu söylediklerine dikkati çekerek, “Irak’ta maalesef terör örgütleri çok tehlikeli ve Irak yönetimi bu terör örgütlerine karşı etkin mücadele yürütemiyor. Bize yönelik provokasyonların da sebebi bu.” değerlendirmesini yaptı.
Türkiye’nin Irak’ın toprak bütünlüğüne saygı duyarak yaptığı operasyonların önemli olduğunu kaydeden Çavuşoğlu, “Dün akşamki provokasyon da bugüne kadar yapılan buna benzer taciz ve provokasyonların bir parçası.” dedi.
“ABD’nin terörle mücadelede samimiyetsizliğinin bir göstergesi”
Suriye’ye olası sınır ötesi operasyonun sınırlarına, ABD ve Rusya’nın bu konudaki tutumuna ilişkin soruya yanıt veren Çavuşoğlu, ABD ve Rusya’nın teröristleri bölgeden temizleme sözünü tutmadığına dikkati çekerek, söz konusu ülkelerin terörle mücadelede samimi olmadığını vurguladı.
Çavuşoğlu, daha önce teröristlerin bölgeden temizlenmesi konusunda İran’la görüşmeler de yaptıklarını belirterek, “Bu konuda rejimin yapacağı çalışmaya da biz her türlü siyasi desteği veririz. Rejimin de kendi topraklarında bir terör örgütünü temizlemesi en doğal hakkıdır. Ama rejimin ılımlı muhalefeti de terörist gibi görmesi de doğru değil.” değerlendirmesinde bulundu.
CENTCOM’un terör örgütü YPG/PKK elebaşı için yayımladığı taziye mesajıyla ilgili soruya yanıt veren Çavuşoğlu, “ABD’nin terörle mücadelede samimiyetsizliğinin bir göstergesidir. Terörist teröristtir.” dedi.
Çavuşoğlu, “CENTCOM’un bu yaptığı kabul edilemez. ABD’nin terörle mücadeledeki samimiyetsizliğine de güzel bir örnek.” ifadesini kullandı.
“Bugün anlaşma çerçevesinde (tahıl koridoru) kurulacak ortak koordinasyon ve denetim merkezinin açılışı İstanbul’da yapılacak”
Bakan Çavuşoğlu, Rusya-Ukrayna savaşının 154. gününe girdiğini hatırlatarak, bu savaşın küresel çapta “enerji ve gıda” krizlerine neden olduğunu söyledi.
Gıda krizinin birçok ülkeyi etkilediğini hatırlatan Çavuşoğlu, bu krizin çözümü için yoğun çaba sarf ettiklerini ve Türkiye’nin çözüm için Birleşmiş Milletler (BM) ile çalıştığını kaydetti.
Çavuşoğlu, tahıl koridoru öncesinde Rusya ve Ukrayna’nın endişelerinin ve kaygılarının olduğunu vurgulayarak, Türkiye’nin BM ile bu endişeleri giderecek önerileri ortaya koyduklarını söyledi.
İstanbul’da imzalanan tahıl koridoru anlaşması ile hem Ukrayna hem de Rusya’nın ihraç edeceği ürünlerin olduğunu aktaran Çavuşoğlu, şu ifadeleri kullandı:
“Bugün yine o anlaşma çerçevesinde kurulacak ortak koordinasyon ve denetim merkezinin açılışı İstanbul’da yapılacak. Hem Rusya tarafı hem de Ukrayna tarafı heyetlerini gönderdiler İstanbul’a ve bu merkezde beraber bu gemilerin denetimi bu akışın denetimi de buradan, Türkiye üzerinden yapılmış olacak. Tabii Odessa’ya yapılan saldırı herkesi endişelendirdi bizi de endişelendirdi. Sonuçta limanın işleyişini engelleyecek bir saldırı olmadı daha doğrusu oradaki altyapıyı vuran bir saldırı değil. Ruslar orada askeri bir yapılanma vardı onu vurduk dediler ama sonuçta bu tür saldırılar tekrarlanmaması gerekiyor. Sorunsuz şekilde bunun işlemesini temenni ediyoruz. Sorunsuz şekilde işlemesi için de her zaman olduğu gibi yapıcı rolümüzü oynamaya devam edeceğiz. İşlemezse çok sıkıntı olur çünkü tahılının yüzde yüzünü bu iki ülkeden ithal eden ülkeler var. İşlemesi de her iki tarafın yararına.”
“Biz arabuluculuk konusunda bir markayız”
Çavuşoğlu, Rusya-Ukrayna savaşının sona erdirilmesi için Türkiye’nin aktif rolünü devam ettireceğini vurgulayarak, “Savaş uzadıkça tarafların bir masaya oturması kolay değil.” dedi.
Türkiye’nin arabuluculuk konusunda marka olduğunu kaydeden Çavuşoğlu, şu değerlendirmede bulundu:
“BM, Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı (AGİT) ve İslam İşbirliği Teşkilatı’nda Arabuluculuk Dostlar Grubu’nun eş başkanlığını yapıyoruz. İstanbul’da arabulucuları eğitiyoruz. İstanbul Arabuluculuk Konferansı bir marka oldu. Biz arabuluculuk konusunda bir markayız. Bu her ülkeye nasip olmaz. Çünkü biz adaletli davranıyoruz, tarafsız tutumumuzu sergiliyoruz, objektif, dengeli ve ilkeliyiz. Burada tabii bugüne kadar kolaylaştırıcı bir rol üstlendik ama tahıl ihracatı dahil gıda krizi konusunda, tahliyeler konusunda, insani konularda da tabii ki arabuluculuk da yaptık, yapıyoruz da ama müzakere konusunda bizim temennimiz her iki ülke heyetlerinin en sonunda da liderlerinin bir anlaşmaya varması. Biz de bunu kolaylaştıralım. Eğer dönüp de Türkiye’ye ‘biz size güveniyoruz siz de arabulucu olun, siz de gelin işte bizim tekliflerimiz bu yakınlaşması için daha fazla katkı sağlayın’ derlerse memnuniyetle bunu sağlarız.”
Bakan Çavuşoğlu, İsveç ve Finlandiya’nın NATO üyeliklerine ilişkin, üçlü mutabakat zaptının imzalandığını hatırlatarak, “İsveç Dışişleri Bakanı’nın ve İsveç hükümetinin bu konulardaki açıklamalarını olumlu buluyoruz da; bu mutabakat zaptının gereğini yerine getiriyorlar mı? Getirmiyorlar mı? Bizim ona bakmamız lazım. Yani sözle olmaz bu. Mutabakat zaptı ortada, yükümlülükler belli. Bu yükümlülükleri yerine getireceksiniz.” dedi.
İki ülkenin NATO’ya katılım protokolünün meclis tarafından onaylanması gerektiğine işaret eden Çavuşoğlu, protokolün hala bakanlıkta olduğunu, iki ülkenin mutabakat zaptının gereğini yerine getirmesi halinde, katılım protokolünün Cumhurbaşkanlığına oradan da TBMM’ye gönderileceğini dile getirdi.
Türkiye’nin Birleşik Arap Emirlikleri (BAE), Suudi Arabistan ve İsrail’le ilişkilerde attığı adımlara ilişkin soru üzerine Çavuşoğlu, “Şartlar oluştuğu zaman ilişkileri daha de geliştirme, fırsatlar ortaya çıktığı zaman bu fırsatları değerlendirmek Türkiye olarak bizim temel hedeflerimiz.” diye konuştu.
Çavuşoğlu, Katar’ın Körfez ülkeleriyle normalleşmesinin ilişkileri geliştirmek için fırsat oluşturduğunu dile getirdi.
Türkiye’nin İsrail’le ilişkilerde İsrail Cumhurbaşkanı Isaac Herzog ve İsrail Başbakanı Yair Lapid ile beraber diyalog ortamı oluştuğunu kaydeden Çavuşoğlu, bu diyalog ortamını değerlendirdiklerini söyledi.
Çavuşoğlu, Türkiye-ABD ilişkilerinin geleceğine ilişkin soruya da ABD ile henüz çözüme kavuşturulmamış bazı sorunların olduğu yanıtını verdi.
ABD ile sorunların çözümü ve ilişkilerin geliştirilmesi için stratejik mekanizma oluşturulduğunu kaydeden Çavuşoğlu, “Diğer taraftan F-16 müzakereleri gayet iyi gidiyor. F-16 müzakereleri konusunda yönetimin yaklaşımı gayet olumlu. Diğer taraftan kongrede o daha önceki yıllardaki çok katı olumsuz hava da dağılmış durumda. Bu işbirliğinin NATO için de stratejik önemi var. Türkiye’nin de son zamanlarda üstlendiği rolün farkındalar. Umarım bu geçici farkındalık olmaz.” dedi.
“Yunanistan 6 millik karasuları üzerinde 10 millik hava sahası iddiasında bulunan dünyadaki tek ülke”
Çavuşoğlu, Yunanistan’la yaşanan gerilime ilişkin soruya Yunanistan’ın en haksız durumda dahi mağduriyet anlatmakta başarılı olduğunu ifade etti.
Yunanistan’ın demokrasiyi, insan haklarını ve uluslararası hukuku ihlal eden bir ülke olduğunun altını çizen Çavuşoğlu, Yunanistan’ı uluslararası anlaşmaları işine gelmediğinde uygulamamakla suçladı.
Türkiye’nin haklı davasını savunmak için her şeyi yaptığına dikkati çeken Çavuşoğlu, “Yunanistan 6 millik karasuları üzerinde 10 millik hava sahası iddiasında bulunan dünyadaki tek ülke.” dedi.
Yunanistan’ın adaları anlaşmalara aykırı şekilde silahlandırmasını önce inkar ettiğini hatırlatan Çavuşoğlu, “Şimdi Türkiye’den tehdit var diyor. Anlaşmada böyle bir şey yok. Türkiye’den tehdit algısı somut mu soyut mu? Neye göre tehdit var diyorsun? Onu söyle. Türkiye benim hava sahamı ihlal etti diyor. Yunanistan bizim hava sahamızı ihlal ettiği zaman bizim askerimiz tabii karşılık verecek.” değerlendirmesinde bulundu.
“Yunanistan’ın insan hakları konusunda yatacak yeri yok.” diyen Çavuşoğlu, Yunanistan’da seçilen müftülerin yaşadığı zorluklara işaret etti.
Bakan Çavuşoğlu “Biz Yunanistan’ın Batı Trakya Türk azınlığına ve orada seçilmiş müftülere yaptığının binde birini Türkiye’deki herhangi bir azınlığa Allah korusun yapsak dünyada kıyamet kopar. Türk ismini bile kullanamıyorlar Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin üç tane kararına rağmen.” ifadesini kullandı.
– “ABD Kongresi’nin aldığı bu karar bağlayıcı olmasa da yanlış”
Çavuşoğlu, Atina’da uzun yıllar sonra açılan cami derneğinin 9 yöneticisinden 5’inin Ortodoks 4’ünün Müslüman olduğuna da dikkati çekti.
Yunanistan’da FETÖ, PKK ve DHKP-C gibi örgütlerin faaliyetlerde bulunduğunu belirten Çavuşoğlu, Yunanistan’ın göçmenlere uyguladığı geri itmeleri ve çıplak şekilde geri gönderme girişimlerine değindi ve yüzlerce insan haklarına aykırı örneğin bulunduğunu söyledi.
Bazı adaların silahlandırılmasıyla ilgili Türkiye’nin BM’ye mektup yazdığını hatırlatan Çavuşoğlu, bu mektuba yanıtın 8 ay sonra geldiğini söyledi. Çavuşoğlu, Yunanistan’ın bu konuda uluslararası hukuk çerçevesinde bir açıklama yapamadığını kaydetti.
Türkiye’nin BM Güvenlik Konseyi üyeleri ile AB ülkelerine bir mektup daha göndereceğini aktaran Çavuşoğlu, ABD’nin Türk-Yunan ilişkilerinde dengeyi bozduğunu vurguladı.
Çavuşoğlu, ABD Kongresinin Türkiye’ye F16 satışında kullandığı Yunanistan’ın hava sahasını ihlal etmeme vurgusunu Yunanistan’a silah satarken Türkiye’ye yönelik kullanmadığını da belirterek, “ABD Kongresinin aldığı bu karar bağlayıcı olmasa da yanlış. Biz Türkiye olarak F16’ları almak isteriz. Bununla ilgili müzakereler de iyi gidiyor ama elimizi kolumuzu bağlayacak bir sürecin içinde de olmasın. Türkiye’yi kimse böyle bir dar kalıbın içine eli kolu bağlı şekilde sığdıramaz.” dedi.
“Bir ülkede yabancı misyonların yaptığı faaliyetlerin koordinasyon içinde gerçekleştirilmesinin çok önemi var”
Çavuşoğlu, AB ile yapılan geri kabul anlaşmasını AB tarafından teknik toplantıların geciktirilmesi üzerine Türkiye tarafından durdurulduğunu belirtti.
Bu durdurmanın Türk vatandaşlarını kapsamadığını ancak üçüncü ülke vatandaşlarını kapsadığını ifade eden Çavuşoğlu, tartışmalara konu olan yabancı misyon temsilcileriyle Türk kurumları arasındaki görüşmelerin Dışişleri Bakanlığı üzerinden gerçekleşmesine yönelik genelgeyi değerlendirdi.
Bu genelgenin tüm kurumları bağladığını ifade eden Çavuşoğlu, koordinasyon olması gerektiğinin altını çizerek, “Viyana Sözleşmesi de bunu söylüyor. 2019’da eşgüdüm yapılmasına yönelik genelge çıkmıştı. Bir ülkede yabancı misyonların yaptığı faaliyetlerin koordinasyon içinde gerçekleştirilmesinin çok önemi var. Benim büyükelçim o ülkede kimse tarafından kabul edilmiyorsa o ülkenin büyükelçisi de herkes tarafından kabul edilmemesi lazım. Ülkenin yararınaysa burada katı mütekabiliyet uygulayalım demiyoruz.” şeklinde konuştu.
Ayrıca 1969 ve 1983’te de bu konuda çıkan çeşitli yasalara işaret eden Çavuşoğlu, iç kanunların Viyana Sözleşmesine uyumlu olarak yapıldığını anımsattı.
Çavuşoğlu, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın tercümanıyla ilgili tartışmalara yönelik ise “Neden Fatma kardeşimize böyle saldırıyorlar? Başörtülü olduğu için. Annesinden (Merve Kavakcı) dolayı saldırıyorlar. Zamanında meclisten dışarı çıkardılar. Peki bu insani mi, ahlaki mi? Hukuki olarak hangi gerekçeyle bunu söylüyorsun?” ifadesini kullandı.