Bakan Derya Yanık: İhtiyaç sahibi olup da hizmetlere ulaşamayan bir tek vatandaşımız dahi kalmamaktadır

Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Derya Yanık, “İhtiyaç sahibi olup da hizmetlere ulaşamayan, erişemeyen bir tek vatandaşımız dahi kalmamaktadır. Bunu 2021 itibarıyla 375 sosyal hizmet merkezimiz üzerinden yürütüyoruz. 2022 yılı itibarıyla sosyal hizmet merkezlerimizin sayısını 400’e yükseltmeyi hedefliyoruz.” dedi.

Yanık, TBMM Genel Kurulunda, bakanlığının 2022 yılı bütçesine ilişkin konuşmasında, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığının 21 Nisan 2021’de yeniden teşkilatlandırıldığını ifade ederek, sosyal hizmet ve sosyal yardım faaliyetlerini aralıksız sürdürdüklerini kaydetti.

Merkez teşkilatında 18 birimde, taşra teşkilatında 49 bin 307 personelle hizmet verdiklerini dile getiren Yanık, “Arz odaklı çalışıyoruz. İhtiyaç sahibi olan vatandaşlarımızın ayağına giderek, onların ihtiyaçlarını tek tek tespit ederek götürdüğümüz hizmetler sayesinde ihtiyaç sahibi olup da hizmetlere ulaşamayan, erişemeyen bir tek vatandaşımız dahi kalmamaktadır. Bunu 2021 itibarıyla 375 sosyal hizmet merkezimiz üzerinden yürütüyoruz. 2022 yılı itibarıyla sosyal hizmet merkezlerimizin sayısını 400’e yükseltmeyi hedefliyoruz.” diye konuştu.

Bakan Yanık, aile ve toplum yapısının güçlendirilmesi adına hayata geçirdikleri Aile Sosyal Destek Programı (ASDEP) personeli ile 3,6 milyon haneye ulaştıklarını aktardı.

Bakanlık olarak “eğitim ailede başlar” ilkesinden hareketle aile eğitim programlarını yaygınlaştırarak devam ettirdiklerini dile getiren Yanık, evlilikte iletişim ve yaşam becerileri, aile hukuku, evlilik ve sağlık alanlarında eğitimlerin sürdüğünü anlattı.

Yanık, benzeri önerileri olan milletvekillerine de teşekkür ederek, şöyle konuştu:

“Milletvekillerimizin, iktidar ya da muhalefet hiç fark etmez, yapıcı önerilerini çok ciddiye alıyoruz. Bunu bir kez daha ifade etmek istiyorum. Ancak, bizim bakanlığımızın çalışmalarının her bir muhatabı muhakkak dezavantajlı gruplar olan, dezavantajlı olduğu için kaba siyaset tartışmalarının, kaba siyaset çekişmelerinin tarafı olmaması gereken gruplardır. Dolayısıyla bizim bakanlığımızın çalışma alanları üzerinden yıpratıcı eleştirilerin de bu anlamda bize değil, bu çalışmaların muhatabı olan millete zarar verdiğini bir kez daha ifade etmek istiyorum.”

Bakanlık olarak çalışmaların rasyonel temelde ilerleyebilmesi ve sosyolojik dönüşümleri takip edebilmek için de sosyal hareketliliği takip eden araştırmalara aralıksız devam ettiklerini vurgulayan Yanık, afet acil müdahale planı kapsamında iki temel görevleri bulunduğunu hatırlattı. Bunlardan birinin psikososyal destek, diğerinin de sosyal ve ayni yardımların koordinasyonunu sağlamak olduğuna işaret eden Yanık, bu yardımların da aralıksız sürdüğünü kaydetti.

Muhalefet milletvekillerinin, bağımlılıkla hiç mücadele edilmiyormuş gibi yansıtmasının meseleye hiç vakıf olmamak ya da ciddiye almamak anlamına geleceğini belirten Yanık, konunun hassas ve istismar edilmesinin yanlış olduğunu söyledi.

Bakan Yanık, Roman vatandaşlara Yönelik Strateji Belgesi Eylem Planını uygulamaya koyduklarını, bu kapsamda İzleme ve Değerlendirme Kurulu çalışmalarının katılımcı anlayışla ele alındığını ifade ederek, “Bütün vatandaşların birini diğerinden ayırmaksızın hepsinin eşit, hepsinin aynı haklara sahip olduğuna inanan, 20 yıldır da bu inançla hareket eden, bu inançla hizmet üreten ve hizmeti vatandaşa götüren bir iktidarız. Dolayısıyla bu kapsamda Roman vatandaşlarımızın sorunlarıyla alakalı da çalışmalarımızı sürdürüyoruz.” diye konuştu.

“Ortada herhangi bir ihlal yok, fazla bir ödeme yok”

Çocuklara, engellilere, yaşlılara ilişkin çalışmaların tamamında temel hareket noktasının öncelikle aile odaklı olduğunun altını çizen Yanık, 2002’de 25-30 çocuğa bir bakım personeli düşerken bugün 2 çocuğa bir bakım personeli verildiğini, çocukların dijital ortamlardan zarar görmemesi için de çalışmaları sürdürdüklerini aktardı.

Milletvekillerinin eleştirilerine yanıt veren Yanık, “engelli raporu olmayan 442 bin kişiye ödenen 697 milyon liranın hesabının verilemediğine” dair iddialara ilişkin şu bilgileri verdi:

“442 bin kişiye engelli raporu olmadan yardım yapıldığı iddiası doğru değil. ‘Yandaşlara dağıttınız’ vesaire… 442 bin kişinin engelli raporu var. Sisteme de girmiş. Bizim sosyal hizmet merkezlerimizde fiziki olarak gelmiş, vatandaş evraklarını teslim ediyor, ondan sonra onlara gerekli ödemeleri bağlıyoruz. Bu açık nereden çıktı. 2006’dan beri biz fiziksel olarak alıyor ve ödemelerini yapıyoruz. Ancak e-rapor sistemi 2020 Şubat ayında faaliyete geçti. Dolayısıyla fiziken var olan engelli raporlarının bir kısmı engelli sistemine girmedi. Girmediği için Sayıştay e-rapor üzerinden gördüğü için iki bakanlığın sayıları arasında fark olduğundan bahisle bu ödemelerin fazla olduğu sonucunu çıkardı. Ancak yine Sayıştay 2020’de sistem entegrasyonunun yüzde 100 gerçekleştiğini de tespit etti. Dolayısıyla ortada herhangi bir ihlal yok, fazla bir ödeme yok. Doğrudan engelli olan hak sahibi ve sahipliği devam eden vatandaşımıza yapılan ödeme var.”

Bakan Yanık, kadına şiddetin tolere edilebileceğine dair bir ifadesi olduğu iddialarına ilişkin, bahsi geçen konuşmanın bağlamının çok açık olduğunu belirterek, “25 senedir ömrüm şiddetle mücadeleyle geçiyor. Kadına yönelik şiddeti konuşanlar Diyarbakır annelerine bakacak. Kadına yönelik şiddeti konuşanlar Kandil’e 9-10 yaşında çıkarılan kız çocuklarına bakacak.” ifadelerini kullandı.

HDP milletvekillerinin tepkisi üzerine Yanık, “Şiddeti konuşacak en son grup sizsiniz. Bizim ne söylediğimiz, dün de ne söylediğimiz, bugün de ne söylediğimiz, yarın da ne söyleyeceğimiz çok açık.” dedi.

“İstanbul Sözleşmesi’nden çıktıktan sonra şiddet azaldı.” şeklinde bir korelasyon kurduğunun iddia edildiğine de anlatan Yanık, şöyle konuştu:

“Ben hiçbir zaman böyle bir korelasyon kurmam. Bizatihi bu korelasyonun yanlış olduğunu defaatle ifade ettim. İstanbul Sözleşmesi’nin sadece bir metin olduğunu, bir yasama faaliyetinin herhangi başka bir yasal düzenlemenin şiddet gibi çok boyutlu, komplike bir meseleye tek başına sebep olamayacağı gibi tek başına da ortadan kaldıramayacağını söyledim. Her ortamda, bakan olmadan önce de İstanbul Sözleşmesi yürürlükteyken de bakan olduktan sonra da İstanbul Sözleşmesi yürürlükten kaldırıldıktan sonra da hep aynı şeyi söyledim. Arkasında duramayacağım tek bir konuşmam yoktur, yeter ki çarpıtmayın.”

Bakan Derya Yanık, 20 yıldır kadınların siyasette, sosyal, ekonomik, günlük hayatta varlığını etkin biçimde katılımını destekleyen, bunu savunan bir iktidarın olduğunu dile getirerek, “Kadınlarla ilgili çalışmaları, kadınların hayata katılmasıyla ilgili tavsiyeleri başka hiç kimseden almaya ihtiyacı olmayan bir iktidarız.” değerlendirmesinde bulundu.

Anadolu Ajansı. Referans bağlantısı here.