Eskişehir İş Dünyası Yeşil Dönüşüm Teşvik ve Hibeleri Bilgilendirme Toplantısı, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı ile Bursa Eskişehir Bilecik Kalkınma Ajansı (BEBKA) işbirliğiyle Özel Eskişehir OSB Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi Konferans Salonu’nda gerçekleştirildi.
Bakan Dönmez, buradaki konuşmasında, daha önce “enerji sektörü” denildiğinde akla petrol, kömür ve doğal gazın geldiğini ancak artık fotovoltaik, batarya ve elektrolizörün gelmeye başladığını söyledi.
Son yıllarda enerji teknolojilerinde büyük bir dönüşüm başlattıklarını belirten Dönmez, şöyle devam etti:
“Teknolojiyi üreten, AR-GE ve ÜR-GE ile sürekli geliştiren, inovasyon odaklı ihracat kapasitesi yüksek bir enerji teknolojileri altyapısı oluşturduk. Bugün güneşte yüzde 75, rüzgar ve jeotermalde yüzde 65 seviyelerinde bir yerli teknolojiye sahibiz. Güneş paneli üretiminde dünyada üçüncü sıradayız. İlk sırada Çin, ardından Vietnam geliyor. Biz üçüncü sıradayız. Avrupa’da ilk sıradayız, Avrupa’da toplam üretilen güneş panelinin iki katını Türkiye’de tek başımıza üretebiliyoruz. Bugün toplam kurulu gücümüzün yüzde 50’sinden fazlası yenilenebilir enerji kaynaklarından oluşuyor. Elektriğimizin yaklaşık yüzde 40-45’lik bölümünü de yenilenebilir kaynaklardan üretiyoruz. Yenilenebilir kaynaklı elektrik kapasitemiz son 20 yılda 4,5 kat arttı. Son 10 yılda toplam kurulu gücümüz yıllık olarak baktığımızda yüzde 5,5 artarken, yenilenebilir kurulu gücümüz yıllık yüzde 9,2 oranında arttı. Geçtiğimiz aylarda Sayın Cumhurbaşkanı’mızın da katılımıyla Avrupa’nın en büyük, dünyanın 5’inci en büyük güneş enerjisi santralini Konya’da Karapınar’da devreye aldık. Sahadaki bütün paneller Türkiye’de üretildi. Tam 3 milyon 250 bin panel.”
Dönmez, söz konusu güneş panellerinin AR-GE ve inovasyon merkezlerinin de Türkiye’de yapıldığına dikkati çekti.
“Güneş enerjisi kapasitemiz katlanarak artacak”
Yeni teknolojilerin geliştirilmesi için çalışmaları hızlandırdıklarını dile getiren Dönmez, şunları söyledi:
“Türkiye’nin güneş enerjisinde geldiği noktayı göstermesi açısından önemli bir yatırım olduğunu değerlendiriyoruz. Son dönemde güneş enerjisinde artan yatırımla birlikte güneşte toplam kurulu gücümüz 10 bin megavat sınırını aşmış oldu. 10 yılda 10 bin megavata ulaştık. Önümüzdeki birkaç yıl içinde güneş enerjisi kapasitemiz katlanarak artacak. Güneş enerjisi artık maraton koştuğumuz bir alan oldu. Yavaş başladık ancak süreç içinde hızlanarak yeni rekorlara doğru koşuyoruz her gün. Bunları anlatıyorum ama sanmayın ki bu işlerin geçmişi çok uzun bir zamana dayanıyor. Güneş enerjisinde şunun şurasında aşağı yukarı 10 yıllık bir geçmişimiz, mazimiz var. 10 yılda Türkiye bugün kendi teknolojilerini üretebilir ve ihraç edebilir hale geldi. Bu bize gösteriyor ki tek bir şeye ihtiyacımız var; inanç ve vizyon. Bu ikisi olduktan sonra yapamayacağımız hiçbir şey yok. Bugün yenilenebilir kurulu gücünde Avrupa’da 5’inci, dünyada 12’nci sıradayız. Üstelik bu biraz gerilerden başladığımız, geldiğimiz bir yarıştı. 20 yıl öncesine kadar Türkiye’de ‘yenilenebilir enerji’ denilince akla sadece hidroelektrik santraller geliyordu. Artık güneş, rüzgar, jeotermal ve biyokütle toplam kurulu gücümüzün yüzde 20’sinden fazlasını oluşturuyor.”
Dönmez, lisanssız üretimde ciddi bir sıçrama gerçekleştirildiğini belirterek, “Bugün güneş enerjisi yatırımlarının yüzde 90’ından fazlası lisanssız yatırımlardan geliyor. Bu yatırımların teşviki için önemli düzenlemeler hayata geçirdik. Burada en büyük amacımız şu; üreten tüketiciler oluşturmak. Kendi elektriğini kendisinin üretmesini arzu ediyoruz. Vatandaşlarımız artık elektriğini kendileri üretsinler istiyoruz. Böylece hem faturadan kurtuluyor hem de elektrik sistemimizdeki yükü de azaltmış oluyor.” diye konuştu.
Yenilenebilir enerji yatırımlarında şimdi daha büyük hedeflerinin olduğunu ifade eden Dönmez, şu bilgileri verdi:
“2035 Ulusal Enerji Planı’mızı ilan ettik. Orada yenilenebilir enerjiyle ilgili önemli hedefler belirledik. 2035 yılına kadar kapasite artışımızın yüzde 74,3’ü yenilenebilir kaynaklardan oluşacak. Neredeyse her 4 santralden 3’ü temiz enerji kaynaklarına dayalı olacak. 2035 yılında güneş kurulu gücümüzü 52 bin 900, rüzgar kurulu gücümüzü 29 bin 600, hidroelektrik kurulu gücümüzü 35 bin 100, jeotermal ve biyokütle kurulu gücümüzü de 5 bin 100 megavata çıkartmayı hedefliyoruz. 2053 yılında net sıfır emisyon hedefimiz var. Bu kapsamda hazırladığımız Türkiye Ulusal Enerji Planı, Türkiye’deki yeşil dönüşümün de ana hatlarını ortaya koyuyor. Bugünkü konu başlığımız hedefimizle gayet uyumlu. Eylem planımızda hem yeşil ekonominin temellerinin atılmasına katkı sağlayacağız hem de yeşil enerji dönüşümünü bir üst seviyeye çıkartacağız.”
“Az enerjide çok iş üreteceğiz”
Bakan Dönmez, “Daha fazla yerli, daha fazla yenilenebilir” mottosunu her yerde ifade ettiğini, temel amacın, yenilenebilir kaynaklara dayalı, çevre dostu ve yerli teknolojinin daha fazla kullanıldığı bir enerji portföyü oluşturmak olduğunu dile getirdi.
Temiz enerji ve enerji verimliliğinin artırılmasını öncelikli bir amaç olarak belirlediklerini söyleyen Dönmez, şunları kaydetti:
“Nasıl ki daha önce ‘enerji’ denilince kömür, petrol ve doğal gaz geliyordu akla, şimdi de ‘enerjide dönüşüm’ denilince akla ilk gelen şey yenilenebilir kaynaklara dayalı yatırımlar oluyor. Ancak burada yeterli teveccühü görmeyen çok önemli bir husus daha var; enerji verimliliği. Bugün artık pek çok uluslararası raporda enerji verimliliği birincil kaynak olarak gösteriliyor. Enerji verimliliği en temiz, yerli ve milli enerji kaynağımızdır. Yeşil enerji deyince illa ki milyonlarca, milyarlarca dolar büyüklükteki dev yatırımlar anlaşılmamalı. Evde, okulda, hastanede, sanayide çok küçük yatırımlarla daha az enerji, daha yüksek verim elde edebiliriz. Enerji verimliliği bizler için neden bu kadar önemli? Çünkü Türkiye’nin enerji yoğunluğu dünya ortalamasının üzerinde. Aynı işi yurt dışındaki muadillerimize göre daha fazla enerji üreterek elde ediyoruz. Enerji yoğunluğumuzun azaltılması konusunda son 20 yılda önemli adımlar attık. 2002 yılından bu yana enerji yoğunluğumuzu yüzde 28 oranında da azalttık. 20 yıl öncesi göre bugün aynı üretim, hizmet ya da konfor için dörtte bir oranında daha az enerji kullanıyoruz demektir. Sloganımız da şu; Az enerjide çok iş üreteceğiz. Geçtiğimiz yıl enerji yoğunluğunda yıllık yüzde 2,7 azalmayla tarihi rekorumuzu kırdık. Çalışmalarımız küresel düzeyde de karşılık buldu. Bu istatistikleri takip eden değişik uluslararası kuruluşlar var. Uluslararası Enerji Ajansının nihai küresel enerji verimliliği değerlendirme raporunda enerji yoğunluğu iyileştirme başlığında dünyada ikinci olduk. Türkiye Ulusal Enerji Planı’mızda bu hususla ilgili önemli hedefleri de belirledik. 2000 ila 2035 yılları arasında enerji yoğunluğumuzda yüzde 50’den fazla bir iyileşme öngörüyoruz. Zaten yüzde 28’lik kısmını katettik. Kalan süre içinde, 12 yıl içinde inşallah bunu yüzde 50’lere çıkartacağız.”
Bakan Fatih Dönmez, Türkiye’de kalkınmada yeşil enerjinin daha fazla öne çıktığı bir döneme girildiğine işaret ederek şu değerlendirmede bulundu:
“Hanelerden sanayiye, tarımdan ulaştırmaya, bina ve enerjiye bu dönüşümü gerçekleştirmek için önemli yatırımları hayata geçirdik, geçirmeye devam ediyoruz. Bugün de BEBKA kaynak verimliliği ve yeşil dönüşüm faaliyetleriyle önemli bir işe daha imza atacak. Eskişehir, Bursa ve Bilecik’in de içinde yer aldığı önemli bir sanayi merkezi oldu. Türkiye’nin önde gelen pek çok firmasının ana üretim merkezi Eskişehir. Neredeyse son 20 yılda 4 kat büyümüş bir Eskişehir’den, Eskişehir sanayisinden bahsediyoruz. Hiç şüphesiz enerjinin de çok yoğun kullanıldığı bölge burası. Bölgede bugüne kadar temiz üretim, atık geri kazanımı, enerji verimliliği ve enerji alanlarında yaklaşık 190 milyon liralık bir destek sağlamışız. Sadece finansal boyutta verilmedi, hiç şüphesiz bu destekler. Bölgedeki yerel yönetimlere, özel şirketlere de yenilenebilir enerji ve enerji verimliliği konularında seminerler düzenlendi. Bölgede halihazırda sürdürülen yenilik ve verimlilik sonuç odaklı programla önemli tasarımlar elde edildi. Program kapsamında yeşil verimlilik, endüstriyel simbiyoz, enerji verimliliği ve temiz üretim alanlarında pek çok proje hayata geçirildi.”
Dönmez, Türkiye Yüzyılı’nda enerjiyi marka sektörlerden, cazibesi en yüksek sektörlerden biri haline getirdiklerini ifade etti.
Eskişehir Valisi Erol Ayyıldız, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği İl Müdürü Hikmet Çelik, Eskişehir Sanayi Odası Organize Sanayi Bölgesi Başkanı Nadir Küpeli, Eskişehir Sanayi Odası Başkanı Celalettin Kesikbaş, öğrenciler ve ilgililerin katıldığı programda, BEBKA Genel Sekreteri Muhammed Zeki Durak, teşvik ve hibelere ilişkin sunum yaptı.