Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu’nda, Bakanlığının bütçesi üzerindeki görüşmelerde milletvekillerinin sorularını yanıtladı.
Erzurum’da meydana gelen deprem dolayısıyla geçmiş olsun dileklerini ifade ederek sözlerine başlayan Ersoy, bazı milletvekillerinin “kültür alanındaki çalışmaların yetersiz kaldığı” yönündeki eleştirilerine cevap verdi.
İnşaatı 27 yıl süren CSO Ankara yerleşkesinin, bakanlığı döneminde 1 senede tamamlandığını, yerleşkenin kendi alanında ilk 5 bina arasına girdiğini, tarihi CSO binasının da restorasyondan geçirildiğini söyleyen Ersoy, İstanbul’daki AKM’nin mekanik sahneler kullanılarak 2,5 yıl gibi kısa bir sürede yeniden yapıldığını, Atlas Sineması’nın ve Galata Kulesi’nin restore edildiğini dile getirdi.
Kütüphane olarak kullanılacak Rami Kışlası’nın 2022 sonuna kadar hizmete sunulacağını bildiren Ersoy, Kız Kulesi’nin restorasyona alındığını, bakanlığın değerli resim koleksiyonlarının saklandığı Ankara’daki Resim Heykel Müzesi’nin depolarının yangına ve hırsızlığa karşı teknolojik sistemlerle donatıldığını ifade etti.
Ersoy, “Yıllar yılı sürecek denilen restorasyon çalışmaları bu dönemde hızla tamamlanıp hizmete sunuldu. Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nin sürat ilkesi bakanlığımız tarafından yerine getiriliyor.” diye konuştu.
Kültür ve Turizm Bakanlığının 27 yıl süren yevmiyeli personel sorununu Kovid-19 salgınından önce çözdüklerini belirten Ersoy, salgın döneminde sanatçılara verilen desteklere değindi; desteklerin kimlere, nasıl verileceğine bakanlığın değil meslek birliklerinin ve oluşturulan jürilerin karar verdiğini vurguladı.
“Hayali tiyatrolara destek verildi” iddialarının da iyi araştırılmadan gündeme getirildiğini ifade eden Ersoy, destek talebinde bulunulan tiyatro oyunu sahneledikten sonra meblağın hesaba yatırıldığını bildirdi.
Ersoy, tüm sanat dallarında toplumun tüm kesimlerine yönelik olarak Beyoğlu Kültür Yolu Festivali’ni başlattıklarını, bu kapsamda 381 etkinlik gerçekleştirdiklerini belirterek, festivalin her sonbahar ve ilkbaharda düzenleneceğini, benzer bir projenin Ankara’da da hayata geçirileceğini ve başkent kültür yolu rotası belirleneceğini söyledi.
Milletvekillerinin, Türk dünyasını ortak dille buluşturacak etkinlikler yapılması yönünde isteklerini dile getirdiklerini hatırlatan Ersoy, Korkut Ata Türk Dünyası Film Festivali’nin tam da buna örnek teşkil eden önemli bir etkinlik olduğunu ifade etti.
Bakan Ersoy, “Ülke genelinde müze müdürlükleri envanterinde kayıtlı ne kadar tarihi eser vardır? Bunların kaç tanesi kayıptır?” sorusuna cevaben, Kültür Varlıkları ve Müzeler Genel Müdürlüğüne bağlı müzelerde 3 milyon 278 bin 114 eser bulunduğunu, müzelerden çalınan, kaybolan kültür varlıklarının kayıt altına alınarak yurt içi ve dışında bulunabilmesi için duyurular yapıldığını, bunların da genel müdürlüğün internet sitesinden düzenli olarak yayınlandığını bildirdi.
Gaziantep Müzesi Müdürlüğünde sözleşmeli arkeolog olarak görev yapan Merve Kaçmış’ın intiharıyla ilgili bir soruyu Ersoy, şöyle yanıtladı:
“Kaçmış’ın intiharı üzerine bakanlığımız müfettişlerince idari soruşturma yürütülmüş, soruşturmaya esas eserler bilirkişi tarafından sayılmış, toplam değeri 920 lira olarak tespit edilen bazı toprak eserler bulunamamıştır. Bu eserlerin küçük ebatlarda, müzede binlerce örneği olan pişmiş toprak, tabak, bronz, iğne gibi eserler olduğu tespit edilmiştir. Sorumlu kişilerden zarar tahsil edilmiştir, ilgili personel hakkında gerekli idari işlemler yapılmıştır. İntiharla ilgili adli soruşturma Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığında. Bulunamayan 920 lira bedelli 10 parçayla ilgili soruşturma personeller hakkında Gaziantep Cumhuriyet Başsavcılığında devam etmektedir.”
Türkiye’de ilk olacak depo müzeler
Ersoy, İstanbul Arkeoloji Müzeleri’ne Atatürk Havalimanı’nda depo müze yapılmasına ilişkin soru üzerine 130 yıllık geçmişe sahip İstanbul Arkeoloji müzeleri bünyesinde 765 bin envanterlik eser olduğunu, buranın tüm Türkiye’deki müzelerde bulunan eserlerin dörtte birini barındırdığını söyledi.
İstanbul Arkeoloji Müzeleri koleksiyonunun laboratuvar ortamına da sahip mekanlarda muhafaza edilmesi, deprem ve diğer afet risklerine karşı korunması gerektiğini vurgulayan Ersoy, şöyle konuştu:
“Bu sebeple hem İstanbul Arkeoloji Müzeleri’ne hem de bölgelerdeki diğer müzelere hizmet verebilmesi amacıyla İstanbul’un Avrupa yakasında Atatürk Havalimanı’nda, Anadolu yakasında ise Maltepe’de bakanlığımız adına tahsis yapılan alanlarda, dünyada modern müzeciliğin uygulandığı pek çok ülkede olduğu gibi koruma ve konservasyon merkezleri, yani depo müzeler oluşturulmaya başlandı. Bu Türkiye’de ilk olacak.”
Ersoy, bakanlıklarınca toplumun ortak duygu ve düşüncelerini içerecek şekilde Kürtçe, Ermenice, Arapça, Süryanice, Boşnakça, Azerice, Kazakça, Lazca, Zazaca, Rumca sesli eserlerin hazırlandığını, Ahmedi Hani’nin Kürtçe yazdığı Mem ve Zin eserlerinden yola çıkılarak hazırlanan oyunun, Diyarbakır ve Van devlet tiyatrolarında birçok kez temsil verdiğini bildirdi.
17 Haziran 2016 ile 17 Haziran 2021 arasında 1431 Kürtçe kitabın 1 milyon 310 bin adet basıldığını dile getiren Ersoy, Ahlat’ta yapılan kazı ve restorasyon çalışmalarına ilişkin de bilgi verdi.
Ankara Millet Bahçesi’ne Türk Tarihi Müzesi
Ankara Millet Bahçesi’nde yer alan Atatürk Kültür Merkezi binasının aslına uygun şekilde onarılacağını bildiren Ersoy, “Bir bölümünde Türklerin Anadolu’ya gelişi, bu toprakları yurt edinişi, köklü devlet geleneği çerçevesinde kültür ve sanat başta olmak üzere Anadolu’ya kattığı değerlerin günümüze kadarki sürecini anlatacak Türk Tarih Müzesi kurulması planlanmaktadır.” dedi.
Ersoy, Anadolu Medeniyetleri Müzesinin envanter kayıtlarında herhangi bir eksiklik olmadığını, 195 bine yakın eserin müzenin 23 farklı deposunda korunduğunu, Sayıştay raporlarında yer alan durumun eski sistemden yeni sisteme geçişteki teknik bir konudan kaynaklandığını kaydetti.
Kuşadası Kongre Merkezi ile ilgili soru üzerine de Ersoy, “TÜRSAB orayı bire üç maliyetle mal etmiş. Gerekli suç duyurularında bulunduk. Yönetim Kurulu seçimi oldu, bizim bakanlığımızı dışarda bıraktılar.” ifadelerini kullandı.
Buna izin vermeyeceğini vurgulayan Ersoy, “Bu konuda çok da sert tavır koyuyorum. Devlete bire üç mal ettikleri şeyi bana yutturma şansları yok. İzin de vermeyeceğim. Sonuna kadar da takipçisi olacağım. İyi niyetli olan biri, yönetim kuruluna bakanlığı alır.” dedi.
Göbeklitepe hiç olmadığı kadar dünya çapında bilinir hale geldi
Azınlık vakıflarının seçimlerine ilişkin 2020’de geçici bir çözüm oluşturularak kalıcı yönetmelik için bir yıllık süre istendiğini anımsatan Ersoy, bu süre dahilinde Nisan sonuna doğru yönetmeliğin çıkarılacağını söyledi.
Bakanlık bünyesinde 2020 yılı Mart ayında Kaçakçılıkla Mücadele Daire Başkanlığının kurulduğunu ve ekip sayısının üç kat artırıldığını kaydeden Ersoy, bu kapsamda ülkeler arası anlaşmaların önemine işaret ederek, 9 ülkeyle uluslararası anlaşmaların imzalandığını bildirdi.
Göbeklitepe’ye yeterli ilginin gösterilmediği iddiasının gerçeği yansıtmadığını belirten Ersoy, Göbeklitepe’nin hiç olmadığı kadar dünya çapında bilinir hale geldiğini söyledi.
Ersoy, “Göbeklitepe’yi Güneydoğu Anadolu’nun kurtuluş reçetelerinden biri olarak görüyoruz. Göbeklitepe, Göbeklitepe’yle sınırlı değil. Şu ana kadar yaptığımız kazı araştırmaları sonucu 11 tane daha benzer yerleşim yeri bulduk. Bir tanesi Karahantepe’ydi. Ben onun geçen sene müjdesini vermiştim. Toplam 12 oldu. 12 ile de sınırlı kalmayacak, 20’ye kadar gidecek.” diye konuştu.
Ersoy, bu çalışmayı uluslararası statüye getirdiklerini, Türkiye ve yurt dışından yapılan akademik başvuruları da kabul ettiklerini vurguladı. Göbeklitepe ve diğer tepeleri içinde barındıran Taştepeler bölgesinin, yapılacak yoğun tanıtımlarla dünyada öne çıkan bir nokta haline geleceğini belirten Ersoy, “Mısır için piramitler neyse Türkiye için, Güneydoğu için de Taştepeler o olacak.” ifadesini kullandı.
“Paşinyan’a, parlamentoya bir mektup yazdınız mı?”
HDP Diyarbakır Milletvekili Garo Paylan’ın, kiliselerin restorasyonlarına ilişkin sorusunu yanıtlayan Ersoy, Vakıflar Genel Müdürlüğü’nün 21 kilisenin restorasyonunu tamamladığını söyledi.
Bakan Ersoy, “Benim zoruma giden şu oldu: Siz dediniz ki ‘Yurt dışında bir camiye bir şey yapsalar ben isyan ederim.’ Azerbaycan’da Karabağ’da Şuşa’da yerle bir ettiler, çıkıp Ermenistan’a, Paşinyan’a, parlamentoya bir mektup yazdınız mı? Keşke herkes bizim sahip çıktığımız kadar sahip çıksın.” diye konuştu.
Ersoy, Avrupa’da Osmanlı döneminden kalan eserlerin restorasyonu için TİKA ve VGM olarak başvuruda bulunduklarını ancak izin verilmediğini sözlerine ekledi.
“Turizmimiz çok çok iyi gidiyor”
Dünya genelinde turizmin çok zor bir döneme girdiğini, 2020 ve 2021 verilerinde Avrupa’da büyük ölçekli turizm yapan ülkeler arasında Türkiye’nin açık ara önde olduğunu belirten Ersoy, Türkiye’nin turizm tarihinde ilk kez İspanya’dan daha fazla turist ağırladığını söyledi.
Güvenli Turizm Sertifikası’nın önemine ve TGA’nın gerçekleştirdiği tanıtım faaliyetlerine dikkati çeken Ersoy, “Çok yoğun çalışmalarla sezona girerken ne dedik? ‘Her koşulda biz 25 milyon turist 20 milyar dolar geliri getireceğiz.’ dedik. Geçen ay da bu rakamı 28 milyon turist 22 milyar dolar gelir olarak revize ettik. Turizmimiz çok çok iyi gidiyor. Hiç boşluk bırakmıyoruz. Muhtemelen 24 milyar doları da yıl sonunda yakalayacağız inşallah. Şu anda turizmcilerle el ele verdik, yoğun bir şekilde çalışıyoruz.” ifadelerini kullandı.
Turizm sektöründe personelin işsiz kaldığı iddialarına değinen Ersoy, turizmciler olarak personel aradıklarını belirterek, “500 bin personel işsiz diyorsunuz, tam tersi biz 500 bin personel arıyoruz şu anda.” dedi. Ersoy, nitelikli personel sorunun çözümü ile ilgili Milli Eğitim Bakanlığı ile Anadolu Meslek Liseleri’ne ilişkin imzalanan protokolün kazanımlarına değindi.
Sektör temsilcileriyle hazırladıkları meslek eğitim programlarını yılbaşından sonra başlatacaklarını belirten Ersoy, verilecek eğitimlerle her yıl 25 bin personelin sektöre kazandırılmasını hedeflediklerini anlattı.
“TGA, 15 kişilik yönetim kurulundan oluşuyor”
TGA’nın oluşumuna ilişkin bilgileri paylaşan Bakan Ersoy, TGA’nın 4’ü kamu 11’i özel sektörden olmak üzere 15 kişilik yönetim kurulundan oluştuğunu, özel sektörden gelen 11 kişinin de sektörün kendi içinde kapalı zarf usulüyle yaptığı seçimle belirlendiğini anlattı.
Yapılacak harcamalara sektör temsilcilerinden oluşan üyelerin karar verdiğini belirten Ersoy, salgın nedeniyle sürekli değişkenlik gösteren koşullara karşı dirençli bir yapı oluşturulduğunu dile getirdi.
Turizm Teşvik Kanunu’na ilişkin eleştirilere yönelik cevap veren Ersoy, düzenleme ile konaklama tesislerindeki uzmanlığı gereği yetkinin sadece Kültür ve Turizm Bakanlığı ile sınırlandırıldığını söyledi. Ersoy, “İlave bir yetki yok. Tam tersi koruma yapılıyor, sınırlandırma getiriyor. Kültür ve Turizm Bakanlığının da tahsis edeceği orman arazisini öncelikle Tarım ve Orman Bakanlığından talep etmek ve Tarım ve Orman Bakanlığının uygun görüşü ve oluru ile arazinin devri alması mümkün. Yani onay da kalkmış değil.”
CHP’li Mürsel Alban’ın iddiaları
Yanan orman arazilerinin imara açıldığı iddialarına değinen Ersoy, Bodrum Güvercinlik’teki arazinin tahsis işleminin 1997’de yapıldığını, 2006’da ise kesin arazi devrinin gerçekleştirildiğini, yangının ise 2007’de çıktığını söyledi.
CHP Muğla Milletvekili Mürsel Alban’ın iddiaları üzerine Bakan Ersoy, Alban’ın kendisi hakkında daha önce de ithamlarda bulunduğunu, bunun üzerine açtığı davayı kazandığını anımsattı.
İddialara ilişkin Bakan Ersoy, şunları söyledi:
“1974 yılında alınmış olan baba mirası Bodrum Torba’daki arazinin terki olan ve fiiliyatta ihtiyaç olmadığı için belediye tarafından hiç açılmamış sadece kağıt üstünde olan yolun, firmamın talebi daha yokken yıllar önce Bodrum CHP Belediyesinin yolu kaldıran bütüncül plan değişikliği talebinde bulunması, bu talepten yıllar sonra komşu parsellerin de firmaya ait olması sebebi ve arazilerin birleştirilmesi için yapılan başvuru sonucu emsal parsel maksimum değer tespiti ile başlayan açık artırmayla firmanın terk ettiği arazinin tekrar firmaya bedeli karşılığı satılması işlemidir. Satıştan elde edilen gelir de devlete irat kaydedilmiştir.”
Arazinin büyük olmadığını yaklaşık 800 metrekarelik bir alandan bahsedildiğini dile getiren Ersoy, “Sanki bir şaibe varmış gibi anlatılıyor her seferinde.”dedi.
Bakan Ersoy, Alban’ın iddialarına ilişkin gerekli hukuki süreçleri pazartesi itibarıyla başlatacaklarını sözlerine ekledi.
Görüşmelerin ardından, Kültür ve Turizm Bakanlığı, bağlı ve ilişkili kuruluşlarının 2022 yılı bütçesi kabul edildi.