Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Adil Karaismailoğlu, medya kuruluşlarının temsilcileriyle The Ankara Otel’de düzenlenen toplantıda bir araya gelerek, gündeme ilişkin soruları yanıtladı.
Ulaştırma sektörüne son 20 yılda 183 milyar dolarlık yatırım yapıldığını, yatırımların karşılığında vatandaşın hayatındaki gelişmeleri görmenin kendilerini mutlu ettiğini belirten Karaismailoğlu, yatırımların devam ettiğinin altını çizdi.
Yatırımlarla yılda 7 milyar saat zaman tasarrufu, 1 milyar litre akaryakıttan doğrudan tasarruf sağlandığını aktaran Karaismailoğlu, doğrudan tasarrufun yanı sıra bölgeye de istihdam, üretim, turizm ve tarım alanında katkı sağlandığını anlattı. Karaismailoğlu, 183 milyar dolarlık yatırımın, üretime 1 trilyon doların üzerinde etkisinin olduğunu bildirdi.
Karaismailoğlu, İstanbul’a birinci köprü yapıldığında eleştirilerin geldiğini hatırlatarak, şu anda Birinci Boğaz Köprüsü’nden 200 bin, Fatih Sultan Mehmet Köprüsü’nden 250 bin, Avrasya Tüneli’nden 60 bin, Yavuz Sultan Selim Köprüsü’nden de günlük ortalama 100 bin aracın geçtiğini, Marmaray’dan 600 bin vatandaşın geçiş yaptığını söyledi. Karaismailoğlu, “Yatırımlar vatandaşımızın hayatına konfor, güvenlik getirdi, hayatı kolaylaştırdı, yaşam kalitesini artırdı. O yüzden vatandaşımızın memnuniyetini görmek bizi mutlu ediyor. Yatırımlarımıza ara vermeden devam edeceğiz.” diye konuştu.
“1915 Çanakkale Köprüsü Türkiye’nin projesi”
Projelerde yatırım maliyetinin önemine dikkati çeken Karaismailoğlu, Osmangazi Köprüsü’nün 6,7 milyar dolar, Malkara-Çanakkale Otoyolu ve 1915 Çanakkale Köprüsü’nün 2,545 milyar avro olan maliyetlerine ilişkin devletten bir kuruş para çıkmadığının, 1915 Çanakkale Köprüsü ile Malkara-Çanakkale projelerinin yıllık 40 milyon dolar olan işletme masraflarına da karışmadıklarının altını çizdi.
Karaismailoğlu, 8 milyar dolarlık proje olan Kuzey Marmara Otoyolu’nun, 1 milyar liranın üzerindeki işletme maliyetlerine de karışmadıklarını vurgulayarak, şöyle konuştu:
“Bu 8 milyar doların işletme süresi içinde geri dönüşü için bir finansman modeli üzerinden ihaleye çıkıyoruz. Yavuz Sultan Selim Köprüsü, devletin kasasından 1 kuruş çıkmadan 2027’de devlete geçecek. Burada yapım maliyeti, işletme süresi, finansmanını da hesaplayarak firmalar ihale için teklif veriyor. Bizim YİD projelerinin tamamı yüklenicilere açık, projeleri yapabilecek kabiliyetteki tüm firmalara açık, burada bir yarış olur. Çanakkale Köprüsü’nde 17 firmanın hazırladığı 4 ayrı teklif yarışmıştır. Burada da kamu açısından en uygun teklif seçilerek yapılmıştır. Bu sefer de diyorlar ki ‘maliyetler yüksek, 1 köprü yerine 3 köprü yaparsınız.’ Neye göre bunu söylüyorsunuz? 2,545 milyar avro 1915 Çanakkale Köprüsü’nün maliyeti. Bunu bugün ihale etseniz 3 milyar avrodan aşağı çıkmaz. Yatırımcı bunu yurt dışı finansmanıyla devletten bir kuruş almadan ülkeye değer olarak kazandırdı. Bu, Türkiye’nin projesi oldu. Bunu da 12 yıl işletecek.”
Söz konusu projelerin devlet bütçesiyle yapılması halinde yapım maliyetinin yanı sıra işletme maliyetinin de karşılanacağını belirten Karaismailoğlu, projelerden dolayı yakıttan, zamandan, kaza maliyetlerinden elde edilen kazançların, ödenen paraların kat kat üzerinde olduğuna işaret etti. Karaismailoğlu, hava ve deniz yollarına da destek vererek gelir artışı sağladıklarını bildirdi.
Antalya Havalimanı’nın işletilmesine ilişkin ihale kapsamında alınan ön ödemeye dikkati çeken Karaismailoğlu, “Biz zaten hava ve deniz yolundan direkt gelir akışı sağlıyoruz. Bunları topladığınız da zaten önümüzdeki yıldan sonra YİD projeleri kendi kendilerini destekleyecekler. Belli bir süre sonra destek de bitecek, direkt komple gelir akışı sağlayacak modeli görüşecekler.” ifadelerini kullandı.
“Dünyada İstanbul Havalimanı’ndan daha fizibil bir proje yoktur”
Karaismailoğlu, İstanbul Havalimanı’nın, devlet kasasından bir kuruş çıkmadan 10 milyar avroluk yatırımla 25 yıllık işletme süresi içinde 22 milyar avroluk kira getirecek finansman modeliyle başarıyla hayata geçirildiğini söyledi.
“Bütün dünyada İstanbul Havalimanı’ndan daha fizibil bir proje yoktur.” diyen Karaismailoğlu, 200 bin kişinin istihdam edildiğini dile getirdi.
Kovid-19 kısıtlamaları nedeniyle yolcu sayılarının altta kaldığını söyleyen Karaismailoğlu, “Bu yıldan itibaren tekrar artıya geçmeye başlayacağız. Hem kiramızı alacağız hem de artan yolcu sayısına paralel gelirimiz olacak. Şu anda 120 milyon yolcuya hizmet verecek kapasite var. Bunu ilave yatırımlarla 200 milyon yolcuya kadar çıkarabiliriz. Yani önümüzdeki 100 yılın projesini, 100 yılın ihtiyaçlarını bugünden öngörerek, ülkemize, devlete hiçbir yük getirmeden kazandırdık.” değerlendirmesinde bulundu.
Karaismailoğlu, aynı bölgede kısa mesafede Atatürk Havalimanı’nın hizmet vermesine gerek olmadığının altını çizerek, “İkisi de açık kalsın diyenlere Allah akıl, fikir versin. Bölgede iki havalimanının hizmet vermesi, onun işletme maliyetlerine katlanmak ancak bu işi eleştiren malum zihniyetin düşünebileceği ya da kafasından uydurabileceği bir şeydir.” dedi.
“İstanbul halkını birilerinin keyfine bırakacak halimiz yok”
İstanbul Büyükşehir Belediyesinin metro hatlarına ilişkin de şu anda İstanbul’da işletilmekte olan 260 kilometrelik metro hattının bulunduğunu, bunun 80 kilometresini oluşturan Marmaray’ı Bakanlığın işlettiğini belirten Karaismailoğlu, şu an Belediyenin elinde inşaatı devam eden metro hatlarının uzunluğunun 100 kilometre olduğunu, bunların ihalesinin de 2019 yerel seçim öncesinde yapıldığını, yaklaşık 4 yılda bitirilmesi gereken hatların yapım süreçlerinin 5-6 yıla varmasına rağmen gerçekleşme oranlarının yüzde 10’larda olduğunu kaydetti.
Karaismailoğlu, İstanbul Büyükşehir Belediyesine devredilen metro hatlarına da değinerek,”Ortada hiçbir icraatın olmadığı bir yerel yönetim var. Maalesef devlet, belediyelere bölgesindeki ihtiyaçları karşılaması için bütçe veriyor ama ortada bir yatırım yok, para da yok. Onu da seçimler geldiğinde vatandaşımız soracaktır ama biz, İstanbul halkını birilerinin keyfine bırakacak halimiz yoktu. Biz şu anda 7 metro hattında İstanbul’da yoğun çalışma yapıyoruz. Bunların da toplam uzunluğu 103 kilometredir. Bunun da önümüzdeki eylül ayı itibarıyla 3 metro hattını da bir bir hizmete açmaya başlayacağız. 2023’te de bu 7 metro hattını tamamen bitirmiş olacağız.” diye konuştu.
“5 büyük firma hikayesi tamamen uydurma”
Bakan Karaismailoğlu, “5 büyük firma hikayesi”nin tamamen uydurma olduğunu belirterek, “Bizim YİD projelerimize teklif veren 30’un üzerinde firma var, burada da hiçbir kısıtlama yok, büyüklükleri yaklaşık olarak birbirlerine eşittir. Çanakkale Köprüsü’ne 17 firma teklif verdi. Bu 30 firma dünyanın her yerinde altyapı projelerinde iş yapan müteahhitler. Bu altyapı firmaları kendilerini ispatlamış firmalar ve bütün dünyadan teklifler alıyorlar, bunlar Türkiye’nin kıymetli firmaları. Deneyimleri, tecrübeleri sayesinde proje danışmanlığı, mühendisliği, müşavirliği ihraç ediyorlar. Türkiye bu alanda artık dünyanın en iyilerinden birisi olmuştur.” değerlendirmesinde bulundu.
Projelerdeki Hazine garantileriyle ilgili soru üzerine Karaismailoğlu şunları kaydetti:
“İşin bir yapım maliyeti var, paranız varsa devletin bütçesinden harcarsınız, bu 2 milyar 545 milyon avroyu 4 yıl içerisinde ihalenizi yaparsınız ve bir firmaya verirsiniz, yaparlar. Son 20 yıl içerisinde 183 milyar dolarlık yatırım yaptık, bunun sadece yüzde 20’sini yap-işlet-devret modeli ile Hazine garantisi ile gerçekleştirdik. Yüzde 80’ini de Anadolu’nun her köşesinde binlerce proje olarak vatandaşımıza hizmet olarak kullandık. 38 milyar dolarlık proje stokunu yap-işlet-devret modeliyle finans sorunu olmadığı için, projeleri zamanından önce bitirmek için kullandık, kamusal fayda sağlıyoruz. Bolu Dağı Tüneli’ni herkes bilir, ‘patates deposu mu olacak?’ diye konuşuluyordu. 17 yıl sürdü Bolu Dağı Tüneli. Neden? Finansman problemi, müteahhit problemi… Vatandaşımız o projeyi 10 yıl boyunca kullanamadığı için bütçemiz 400 milyon dolar kayba uğramıştır.”
“Ankara’daki metro hattı projelerini 2023 yılı ilk çeyrekte bitirmeyi hedefliyoruz”
Türkiye genelinde yaptıkları toplamda 185 kilometre metro hattı çalışması olduğunu ifade eden Karaismailoğlu, Ankara’da inşası devam eden metro hatları bulunduğunu, onları da 2023 yılı ilk çeyreğinde bitirmeyi hedeflediklerini söyledi.
Karaismailoğlu, Ankara Büyükşehir Belediyesinin de getirdiği projeler olduğunu, onların onay süreçlerinin de Altyapı Yatırımları Genel Müdürlüğünde devam ettiğini söyledi.
Karaismailoğlu, son yıllarda Türkiye’nin çok ciddi afetlerle karşı karşıya kaldığına işaret ederek, afetlerde ciddi tahribatlar oluştuğunu ancak söz konusu tahribatların son 20 yıl içinde yapılan projelerde olmadığını söyledi. Yapılan yeni yatırımların bu afetlere son derece dayanıklı olduğunu dile getiren Karaismailoğlu, bunların hepsinden ders aldıklarını, planlamalarını ona göre yaptıklarını ifade etti.
Türkiye genelinde yapımı devam eden 5 bin şantiye olduğunu belirten Karaismailoğlu, bunların hepsinin mühendis ve müşavirlerle çalışılan projeler olduğunu dile getirdi.
Karaismailoğlu, “Yeni projelerin afetlerden etkilenmesi çok zor, hatta mümkün değil diyebilirim. Yaşanan afetlerden ders alarak projelerimizdeki güvenlik kat sayılarını daha da artırdık. Depreme, afetlere dayanıklı yapılar üretmeye devam ediyoruz.” diye konuştu.
Bakan Karaismailoğlu, dünyadaki ticaret hacminin artmasıyla bunlara lojistik olarak cevap verilebilmesi ve Boğaz trafiğinin rahatlatılması için Kanal İstanbul projesinin çok önemli olduğunu belirterek, “Kanal İstanbul Türkiye için olmazsa olmaz.” ifadesini kullandı.
Kanal İstanbul ile ilgili önce ulaşım yollarını yapmayı sürdürdüklerini söyleyen Karaismailoğlu, şöyle devam etti:
“Ulaşım alternatiflerini sağladıktan sonra da ana ihaleyi yapıp ana işe başlayacağız. Şu an kara yolu Başakşehir-Hadımköy-Ispartakule bağlantısındaki işimiz devam ediyor. Sazlıdere Köprüsü’ndeki imalatlarımız da devam ediyor. Orası da yaklaşık 45 kilometrelik bir yoldur. Hem Kanal İstanbul’a ait köprülerin birini imal ediyoruz hem de Mahmutbey TEM Otoyolu gişelerindeki sıkışıklığı ortadan kaldıracak alternatif bir yol olan yolumuzu yapmaya devam ediyoruz. Demir yolunda da Kanal İstanbul’a uygun bir şekilde boğazın altından geçecek şekilde Halkalı-Ispartakule arasındaki ihalemizi yaptık, orada da imalatlarımız devam ediyor. Bu dünyanın en büyük altyapı projelerinden biri.”
“Önümüzdeki 2 yıl içinde yatırımlardaki demir yolu payı yüzde 65’e çıkacak”
Bakan Karaismailoğlu, demir yolu ağırlıklı bir yatırım dönemine başladıklarını ifade ederek, “Önümüzdeki 2 yıl içinde yatırımlardaki demir yolu payı yüzde 65’e çıkacak, kara yolu da yüzde 30’larda devam edecek. Bizim bugün 13 bin 50 kilometrelik demir yolu ağımız var, 1400 kilometresi hızlı tren ama 2053 hedefimiz, tam 28 bin kilometre demir yolu hattına sahip olacağız.” dedi.
Şu an Türkiye genelinde 4 bin 500 kilometre yapımı devam eden demir yolu hattı bulunduğunu dile getiren Karaismailoğlu, Halkalı-Ispartakule-Çerkezköy-Edirne-Kapıkule demir yolu hattının 220 kilometre uzunluğunda olduğunu, bunu da 2024 yılı sonunda hizmete açmayı hedeflediklerini bildirdi.
Karaismailoğlu, Ankara-İzmir hızlı tren hattının ihalelerini de tamamladıklarını, çalışmaların hızlı bir şekilde devam ettiğini belirterek, 2025 yılı sonu itibarıyla da 500 kilometre uzunluğundaki Ankara-İzmir hızlı tren hattını faaliyete alacaklarını söyledi.
Ankara-Sivas hattında da imalatların son aşamaya geldiğini, Ankara ile Kırıkkale arasında sıkıntılar olduğunu, buna karşın imalatların yoluna girdiğini dile getiren Karaismailoğlu, 2023 yılı başlarında da Ankara-Sivas hızlı tren hattını hizmete alacaklarını bildirdi.
Karaismailoğlu, 220 kilometre uzunluğunda Mersin-Adana-Osmaniye-Gaziantep hattındaki çalışmaların da 2024 yılı sonu itibarıyla faaliyete geçeceğini belirterek, yapılan yatırımların sadece yolcu taşımacılığı için değil lojistik açıdan maliyetlerin düşürülmesi anlamında çok kıymetli olduğuna dikkati çekti.
“Haberleşmede yerlilik oranı yüzde 30’lara ulaştı”
Karaismailoğlu, 2053 yılına kadar 190 milyar dolarlık yatırım planladıklarını, bunun önemli bir kısmını demir yolu ve haberleşme sektörüne ayırdıklarını dile getirdi.
Şu anda kırsal kesimdeki internet ihtiyacı konusunda çok önemli bir ihaleyi yaptıklarını belirten Karaismailoğlu, 1000 köyde sabit baz istasyonu konusunda çalışmaların sürdüğünü, gelecek aydan itibaren işletmeye almaya başlayacaklarını ifade etti.
Karaismailoğlu, 5G ile ilgili çok ciddi çalışmalarının olduğunu vurgulayarak, yerli ve milli olması için Ankara’da bir haberleşme kümesi kurulduğunu, onların yaptığı işleri de takip ettiklerini bildirdi.
Haberleşmede yerlilik oranının yüzde 30’lara ulaştığını söyleyen Karaismailoğlu, bunun artarak devam edeceğini belirtti.
Bir taraftan 5G ihalesi bir taraftan mevcut imtiyazların yenilenmesi bir taraftan da makinalar arası iletişimde kullanılan 2G’nin gelecek yıl bitiyor olması ve bunun uzatılmasının gündemdeki konular olduğunu anlatan Karaismailoğlu, “Türk Telekom, Turkcell, Vodafone ile sürekli iletişim halindeyiz. Dünyadaki gelişmeleri de bir taraftan takip ediyoruz. 29 Temmuz’da İstanbul Havalimanı’nda çok önemli bir toplantıyla lansman yapacağız. 5G’li bir havalimanı olacak İstanbul Havalimanı. Onunla ilgili de hazırlıklarımız devam ediyor.” dedi.
Bakan Karaismailoğlu, siber güvenlik konusunda da Türkiye’nin güçlü altyapısı bulunduğunu ifade etti.
“Türkiye YİD modelini dünyada en başarılı kullanan ülkelerden biri”
Karaismailoğlu, Yap-İşlet-Devret (YİD) projeleriyle ilgili bir soruya şu yanıtı verdi:
“37,5 milyar dolarlık işi öz bütçeden yapmış olsaydık, bugün 28 bin 664 km bölünmüş yol uzunluğu var, bunu tahminen 10-15 yıl sonra tamamlayabilecektik. Bunun sonucunda ne olacaktı? Yakıt, zaman masrafı var, kaza maliyetleri olacaktı. Bunları devlet bütçesinden yapsaydık somut olarak örnek vermek gerekirse Tokat Havalimanı’nı yapamayacaktık. Rize-Artvin Havalimanı’nı yapamayacaktık. YİD projelerinin bütçeye kaynak sağlama açısından, kısa zamanda bitmesi ve kamuya kısa zamanda geri dönüş sağlaması açısından katkısı, yaptığımız ve harcadığımız paranın çok ötesinde. Dolaylı olarak da üretimde, sanayideki tarımdaki, istihdamdaki artışlar bunları da izleyip fayda maliyet analizlerine ekliyoruz.”
“Zafer Havalimanı’nı devlet olarak yapmış olsaydık 50 milyon dolar direkt devletin bütçesinden harcayacaktık, her yıl 7 milyon dolar işletme masrafı yapacaktık.” diyen Karaismailoğlu, şu anda Adıyaman Havalimanı’na da 7 milyon dolar işletme masrafı harcadıklarını söyledi.
Karaismailoğlu, şunları kaydetti:
“Zafer Havalimanı’na karşı çıkmak ayrı konudur, finans modeli olarak YİD modeline karşı çıkmak ayrı bir konudur. ‘Çanakkale Köprüsü’ne de karşıyım ihtiyaç değil’ diyebilirsiniz. Ama ‘Bu projeyi pahalı yaptınız, yanlış modelle yaptınız’ demek ayrı bir şeydir. Bunları açıklamaya devam edeceğiz. Kütahya Bölgesel Havalimanı olarak Zafer Havalimanı o bölgenin ihtiyacı olarak planlanmış ve yatırım maliyeti belli olan bir işte finansal model olarak YİD modeli tercih edilmiştir. 37,5 milyar dolarlık YİD projeleri içinde sadece 50 milyon dolarlık bir projedir, o da fizibil bir projedir, bölgenin ihtiyacı olarak yapılmıştır. Oradaki yolcu sayıları söyleniyor. 2 yıldır Kovid-19 süreci var evlere kapandık, havalimanlarını kapattık. Tabii ki yolcular düşecektir. Yolcu inmemiş olabilir ama askeri uçaklar, ambulans uçaklar orayı kullanıyor. Bunlar gözükmüyor yolcu sayılarında. Bizim Anadolu’da günde 1-2 uçak inen havalimanları da var ama her gün 1 uçak inse o havalimanı bölge için kıymetlidir. Zarar ediyor diye orayı kapatacak mıyız? Ona bakarsanız hastaneler de zarar ediyor kapatalım mı? Adalet sarayları da zarar ediyor. Ama biz kamusal yükümlülük olarak belli hizmetleri vatandaşımızın ayağına getirmek için yapmak zorundayız. Direkt kamu bütçesinden yaptığımız harcamalar, YİD olarak yaptığımız harcamalar, dış kredi olarak yaptığımız harcamalar… Bunların hepsi bir fizibilite sonucunda karar verilmiş yapım modelleridir. Bugün bunların sıkıntısını bazı projelerde çekiyoruz ama hava, deniz ve kara yolu projeleri birbirini destekliyor. Hele Kovid-19 salgını olmasaydı bunları belki hiç konuşmayacaktık. Bunlardan ne kadar gelir geldi? Onları sorgulayacaktık. Ama 2030’a geldiğimizde bırakın projelere destek vermeyi, biz 2040’lara geldiğimizde devletten bir kuruş almadan Bakanlık bütçesini bu projelerden gelen gelirler sayesinde üreteceğiz. Bunlar uzun soluklu bir planlamanın sonucu. Bunların hepsi 3-5 yıllık fizibilite değil. Cumartesi günü Osmangazi Köprüsü’nün gişelerindeydim. Vatandaşlarımızın o yolu kullandığında yoldan aldıkları keyfi, konforu, güvenliği, ülkesine duyduğu güveni ben hepsinin gözlerinde gördüm. Sosyal medya başında, oturduğu yerden keyif yapmak için bu projeleri karalamayın, bu projeleri en çok kullananlar bu tezviratları yapıyorlar. Ama hakikaten bunlardan vatandaşlarımız memnun. Hem vatandaşın hayatını kolaylaştırdı hem de yıllarca hizmet edecek bu projeler. Türkiye YİD modelini dünyada en başarılı kullanan ülkelerden biri.”
Telekomünikasyon sektöründe ortak fiber altyapı kullanımının uzun süredir gündemlerinde olduğunu aktaran Karaismailoğlu, “Fiber altyapının geliştirilmesi için yatırımlara devam ediyoruz. Fiber altyapımız şu an yaklaşık 470 bin kilometreye çıktı, tabii ki yeterli değil. Onu geliştirmemiz lazım ama bir taraftan da ortak altyapı konusunda da hem sektör hem de işletmeciler bazında çalışmalarımız devam ediyor. Türk Telekom’un yeniden yapılanması konusunda da ortak altyapı gündemimizde olan önemli işlerden bir tanesi.” diye konuştu.
Karaismailoğlu, 5G’ye yerli ve milli olarak geçme çabası içinde olduklarını belirterek, “2023 içinde 5G ile ilgili önemli adımlar atmak üzere çalışmalarımızı devam ettiriyoruz.” ifadesini kullandı.
“Seyahat süresi İstanbul hattında 3,5 saate kadar düşecek”
Karayolları Genel Müdürlüğünün yap-işlet-devret (YİD) projelerinin geçiş ücretlerinin ihale sözleşmesi ve şartnamesi doğrultusunda belirlendiğini anımsatan Karaismailoğlu, yüklenicilerin de tekliflerini buna göre hazırladığını vurguladı.
Karaismailoğlu, büyük projeler kapsamında 25 Ağustos’ta Antalya-Alanya yolunun YİD olarak ihalesinin yapılacağına işaret ederek, Ankara-Kırıkkale-Delice yolunun da 25 Ağustos’ta ihalesinin gerçekleştirileceğini söyledi. Karaismailoğlu, büyük projeler kapsamında daha çok demir yolu ağırlıklı yatırım dönemine girdiklerini bildirdi.
Ankara-İstanbul hızlı tren hattında ulaşım süresinin kısaltılması için Bilecik kesimindeki imalatların devam ettiğine dikkati çeken Karaismailoğlu, “Orada hızlar düştüğü için 4 saati buluyor. Bilecik’teki tünel imalatlarımız 2024’e doğru bittiğinde seyahat süresi İstanbul hattında 3,5 saate kadar düşecek. Ayrıca, Ankara ve İstanbul arasında 350 kilometre hıza imkan tanıyan çok yüksek hızlı tren çalışmamız da bir taraftan devam ediyor. Onun YİD olarak yapılması için fizibilitelerimiz sürüyor. Yavuz Sultan Köprüsü’nden geçecek Gebze-Çatalca hızlı tren hattında ihale süreçlerimiz devam ediyor.” değerlendirmesinde bulundu.
Karaismailoğlu, milli elektrikli tren setinde test süreçlerinin raylarda devam ettiğini vurgulayarak, bu yıl itibarıyla sertifikasyon işlemlerini tamamladıktan sonra seri üretime geçeceklerini söyledi.
“YİD projelerinde 30 müteahhit çalışıyor”
YİD projelerinin maliyetinin yüksek olduğu iddialarının tamamen asılsız olduğunu aktaran Karaismailoğlu, bu ihalelerin kamuya açık şekilde gerçekleştirildiğini belirtti.
Karaismailoğlu, bu ihalelere katılan 30 farklı müteahhit olduğuna işaret ederek, “5 firmadan bahsediliyor ama büyük firma olarak YİD projelerinde 30 müteahhit çalışıyor. Bizim ayrıca bakanlığa iş yapan tam 1200 farklı müteahhit var. Bunların içinde eskiden CHP milletvekili olmuş, şu anda mecliste CHP milletvekili olan müteahhitler dahil olmak üzere farklı kesimden insanlar var. Kamuya iş yapacak kamu yararı gözetecek tüm firmalarla çalışırız, getirir teklif verirler, yarışma sonucunda uygun teklif varsa kabul edilir iş yapılır.” diye konuştu.
Yapılan açık ihalelerde tekliflerin toplandığını ve birden fazla teklif alındığını anlatan Karaismailoğlu, yarışma sonunda en uygun teklifi veren firmanın seçildiğini bildirdi. Karaismailoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Oturduğunuz yerden sorumsuz şeklide bu işlerin pahalı olduğunu söyleyerek bu işler olmuyor. Bu işlerin maliyeti var, birim metrajları var, piyasa fiyatları da belli. Oturduğunuz yerden bir laf atıyorsunuz. Bursa-İstanbul hızlı treniyle ilgili Kılıçdaroğlu yalan yanlış iftiralar atmıştı. Çıktık, tek tek açıkladık ama hiç arkalarına bakmıyorlar, yalanlarını yüzlerine vuruyoruz, başka bir yalanla devam etmeye çalışıyorlar. Bizim bunlarla kaybedecek vaktimiz yok, yapacak o kadar çok işimiz var ki. 190 milyar dolarlık daha iş planladık.”
Karaismailoğlu, 8 Temmuz günü Osmangazi Köprüsü’nden 80 binin üzerinde araç geçtiğini anımsatarak, bu kadar aracın feribotla karşıya geçmesinin mümkün olmayacağına dikkati çekti. Köprü olmasaydı ulaşımın kilitleneceğini belirten Karaismailoğlu, bunun düşünülüp köprünün 10 yıl önce planlandığını anlattı.
“Marmaray’ı güzergahıma uygun olduğu için kullandım”
Karaismailoğlu, Marmaray’da seyahat etmesine ilişkin bir soru üzerine şunları kaydetti:
“1995’te İstanbul Büyükşehir Belediyesi Ulaşım Müdürlüğünde yeni mezun mühendis olarak işe başlamıştım. İstanbul’daki tüm ulaşım ağının planlamasında, yapımında ve işletme kısmında tüm aşamasında bulunduğum, hangi seyahatin daha uygun, daha kısa olduğunu çok iyi bildiğim için güzergaha uygun olan toplu taşıma hatlarının hepsini kullanırım. Marmaray’ı da güzergahıma uygun olduğu için o günlerde kullandım. Özellikle Marmaray’la Söğütlüçeşme’ye, oradan da hızlı trene binerek Bilecik, Bursa ve Ankara seyahatlerimi bu şekilde yapmaya çalışıyorum. Bundan sonra da kullanacağım tabii. Vatandaşımızın içinden geliyoruz, biz de Anadolu çocuğuyuz. Bayramda köyümüzdeydik, yine oraya gideceğiz. Biz vatandaşın, milletin kendisiyiz.”
Kamuoyuna yansıyan fotoğrafın Söğütlüçeşme’deki hızlı trene gitmek için Marmaray’a bindiği gün çekildiğini aktaran Karaismailoğlu, “Otobüse de binmek isterim ama yolda kalma riski var İstanbul’da. Bizim metrodaki, Marmaray’daki, hızlı trenlerin asansör ve yürüyen merdivenleri gayet iyi çalışıyor, bir sıkıntı yok. Bütün engelli ve erişme sıkıntılı vatandaşlarımız da çok rahat kullanıyor ama o imkanın belediyenin işlettiklerinde olmadığını basından görüyoruz İnşallah onlar da kısa zamanda düzelir.” değerlendirmesinde bulundu.