Tarım ve Orman Bakanı Vahit Kirişci, AK Parti İstanbul İl Başkanlığı’nın “Yüz Yüze 100 Gün” projesi kapsamında, AK Parti Sarıyer İlçe Başkanlığı’nda teşkilat ve meclis üyeleri ile bir araya geldi.
Buradaki konuşmasına Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın selamını ileterek başlayan Kirişci, göreve geldiği günden bu yana geçen yaklaşık 6 aylık süre zarfında yaptıkları çalışmalar hakkında bilgi verdi.
Bakan Kirişci, Türkiye’nin tarımda, ormanda, gıdada önem arz eden bütün illerini ziyaret etme konusunda vatandaşların, üreticilerin istek ve arzularını, taleplerini alma konusunda büyük bir çaba içerisine girdiklerini söyledi.
Türkiye’nin fark ettiği tarım ve orman konusunu, dünyanın da fark ettiğini ifade eden Kirişci, Türkiye’nin Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın liderliğinde bu konuda atılması gereken adımları çok daha önceden attığı için önce salgını sonra Rusya-Ukrayna savaşı nedeniyle yaşanması muhtemel sıkıntıların kazasız belasız atlatıldığını ve buna devam ettiklerini dile getirdi.
Kirişci, 21 yılını geride bırakan AK Parti’ye daha nice 20 yıllar dileyerek, Türkiye’nin AK Parti’ye ihtiyacı olduğu kadar dünyanın ve özellikle mazlum milletlerin ihtiyacı olduğunu belirtti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın “Dünya 5’ten büyüktür” sözünü anımsatan Kirişci, bunun Birleşmiş Milletler’in kürsüsünden ifade etmenin Anadolu’daki tabirle her babayiğidin harcı olmadığını söyledi.
Kirişci, tahıl koridoru konusunun gündeme geldiğini hatırlatarak, şunları kaydetti:
“Biz ne Ukrayna’nın ne Rusya’nın tarafında değil, her ikisi de dost ve komşu ülkelerdir, her ikisinin de yanındayız’ diyerek dünyadan, bilindik ülkelerden ayrışan bir tutum sergiledik. Bunu da Sayın Cumhurbaşkanımız bütün dünyaya haykırdı. Savaşın artık kesinlikle istenilmemesi gerektiğini, bu dünyanın savaşlara tahammülünün olmadığını söylediğinde gerek Ukrayna gerekse Rusya tarafını kışkırtanlar, tabiri yerindeyse, bıyık altından güldüler. Çünkü onların istek ve arzusu barış, mutluluk olsun insanların yüzü gülsün değil.
‘Biz daha çok silahı nasıl satabiliriz, bu ülkeleri kendimize nasıl kapıkulu yapabiliriz?’ edası içerisinde hareket ettiler, fakat böyle bir duruşun ne kadar önemli bir duruş olduğunu tahıl koridoru meselesinde bir kez daha gördük. Yağlı tohumlar ve hububat konusunda dünyada dış ticarete konu olan ürünlerin önemli bir bölümünü Rusya ve Ukrayna üzerinden yapıldığını görüyoruz. Onların arasında savaş çıktığı için bu ürünleri tedarik edenler büyük bir panik, sıkıntı yaşadılar, tabiri yerindeyse herkes gıda krizi, kıtlık vesaire demeye başladı. Buna neşteri vuran yine Sayın Cumhurbaşkanımız oldu.”
“(AB) Nüfusumuzdan korkuyorlar da nüfuzumuzdan korkmuyorlar mı?”
Kirişci, Türkiye aracılığı ile imzalanan tahıl koridoru anlaşmasına değinerek, “Dün itibarıyla 33 gemi Ukrayna’dan ayrıldı, sözleşmenin kurallarına uygun olarak yaklaşık 721 bin ton hububat artık gitmesi gereken hedeflere doğru, bu gemiler üzerinden yol almaya başladı. Yetti mi? Bu yetmedi, hayır. Bunun daha devamı var, arkası geliyor. Bu ürünlerden bize gelenler de var. Özellikle özel sektörümüzün kendi ticaretleri adına aldıkları ürünler de var ama en azından dünya şöyle bir nefes aldı. Tabii ki artık gizlenemiyor. Güneş balçıkla sıvanamıyor. Le Figaro gazetesi ‘Erdoğan’ın diplomasisi Türkiye’yi vazgeçilmez kıldı’ diyor. Hani derler ya adama ‘Günaydın’.” diye konuştu.
Onların Türkiye’yi bir türlü bu noktada görmek istemediğini vurgulayan Kirişci, AB’ye Türkiye’yi almamak için ne kadar çaba sarf edildiğine bütün dünyanın şahit olduğunu söyledi.
Kirişci, Türkiye’nin AB’ye üye olması durumunda nüfus açısından en büyük ülke olacağını dile getirerek, “Nüfusumuzdan korkuyorlar da nüfuzumuzdan korkmuyorlar mı? Nüfuzumuzdan da korkuyorlar. Çünkü bu ülkenin genç, dinamik, müteşebbis, girişimci, gözü kara, ‘ben üretirim üretmek benim için ibadettir’ aşkıyla hareket eden insanları var. Yaş ortalamamız 35 civarında, bu bizim için çok büyük bir nimet.” dedi.
“Alınması gereken tedbirler konusunda daha soğukkanlı ve bilinçli hareket ediyoruz”
Bakan Kirişci, ülkenin enflasyon, hayat pahalılığı gibi sorunlarının olduğunu belirterek, bu sorunun tüm dünyanın sorunu olduğunu, geçmişte yaşanılan yüksek enflasyon dönemlerinden kaynaklı tecrübeler nedeniyle alınması gereken tedbirler konusunda daha soğukkanlı ve bilinçli hareket ettiklerini söyledi.
Salgın sürecinde Türkiye’nin üretime devam ettiğini, Batılıların ise, tabiri yerindeyse, evlerinden çıkmadığını, fabrikalara gitmediğini ifade eden Kirişci, “Üretim ve tedarik zincirinde bozulmalar yaşandı. Bizim de dışardan tedarik ettiğimiz bazı ürünlerle ilgili sorunlar yaşamaya başladık. Bize bir tane kare göstersinler, şu ürün, şu markette bulunmuyor, bunun yokluğu hissediliyor denilsin. Böyle bir ürün yok arkadaşlar.” diye konuştu.
Kirişci, Türkiye nüfusunun 85 milyon, düzensiz göçmen, geçici statüde gelenlerin 5 milyon olduğunu, ülkeye 50 milyon da turist geldiğini belirterek, “Bu 50 milyon turisti de kendi ürettiklerimizle besliyoruz. Siz bir turistin haykırışını duydunuz mu? ‘Biz bu ülkeye geldik şunu bulamadık.’ veya bir vatandaşımızın ‘bu ürünü arıyorum, bulamıyorum.’ Hayır öyle bir şey yok ürünlerin hepsi bulunuyor, hepsi tedarik ediliyor, raflarda yerini alıyor.” diye konuştu.
2002 yılında iktidara geldiklerinde 3,5 milyar dolar tarım ürünleri ihracatının bulunduğunu anımsatan Kirişci, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Şimdi 25 milyar doların üstüne çıktık, biz bu 25 milyar dolarlık ihracatla bu ürünleri alan vatandaşları da besleyen ülke konumundayız. 2002’den 2021 yılına kadar 84 milyar dolar ihracat fazlası verdik. Yani biz net ihracatçı konumundayız, ithalatımız da yok mu var. 2021 yılında bile 6,5 milyar dolar mertebesindeydi. Şu anda ilk 6 aylık döneme baktığınızda ihracatın ithalatı karşılama oranı yüzde 140’lar düzeyinde. Dolayısıyla bu ülkenin üreticisine, sanayicisine, emeğini esirgemeyen işçisine, çalışanına, çiftçisine alın teri ve akıl teri döken herkese müteşekkiriz. En başta Sayın Cumhurbaşkanımıza da müteşekkiriz. Çünkü onun bu dirayetli duruşu olmasaydı bunlar asla sağlanamazdı.”
“2023 sonrası için yeni bir yüzyıl başlıyor, biz bu yüzyıla ‘Türkiye yüzyılı’ adını veriyoruz”
Kirişci, 2023 ile beraber Türkiye Cumhuriyeti’nin 100. kuruluş yıl dönümünü kutlayacağını anımsatarak, “2023 sonrası için yeni bir yüzyıl başlıyor. Biz bu yüzyıla da ‘Türkiye yüzyılı’ adını veriyoruz. Ne demek Türkiye yüzyılı? Artık Türkiye nesne olmayacak. Yani birileri özne olacak, bize de nesne olarak bakacak, hayır bunlar geride kaldı.
2002 ile beraber geride kalmaya başlamıştı. Ama 15 Temmuz hain darbe girişimi sonrası bir diriliş, yeniden bir şahlanış, yeniden bir yapılanmayla birlikte Türkiye Cumhuriyeti devleti ve hükümetimiz Sayın Cumhurbaşkanımızın başkanlığında yeni bir ivme kazandı.” şeklinde konuştu.
Bakanlık olarak kent tarımını önemsediklerini vurgulayan Kirişci, “Sarıyer’in de içinde yer aldığı hala bakir kalma özelliği taşıyan bölümleri olan ilçelerimizi önceleyeceğiz. Burada örtü altı yetiştiriciliğini, su ürünleri yetiştiriciliğini ve diğer ihtiyaçlarımızı karşılamak adına bunları destekleyeceğiz.
Kent tarımı konusunda İstanbul elbette olacak ama Ankara, İzmir, Karadeniz Bölgesi’nin ihtiyaçları adına Erzurum ve Erzincan’ı esas alıp burada da jeotermal kaynak varsa, seraları örtü altı yetiştiriciliğinde jeotermal kaynakları da kullanarak enerji maliyetlerini aşağı çekmiş olacağız.” diye konuştu.
Kirişci, 2023 gibi dünyanın tarihini de etkileyebilecek önemli bir dönemecin arifesinde olunduğunu aktararak, “Ben bütün vatandaşlarımdan 2023’e bakarken şapkalarını önlerine koyup duygusal bir bakış değil, rasyonel bir bakışta bulunmalarını, olayları doğru tahlil edip, analiz edip, doğru karar vermelerini bir vatandaş olarak kendi çocuklarımızın torunlarımızın geleceği için bu kararı doğru vermelerini arzu ederim. Zaten şu anda diğerlerinin ortaya koyduğu bir şey de yok. 6 artı 1’in neyi konuştuklarını görüyorsunuz. Bunlar 2019 yerel seçimlerinde Türkiye’ye umutmuş gibi lanse ettiler aziz milletimiz yerel yönetimlerinden en ufak bir fayda, yarar görmediler, zarar gördüler ve görüyorlar. Bunların yüzleri göründü, gizlenecek, saklanacak bir yanları kalmadı.” değerlendirmesinde bulundu.