Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) ve Sağlık Bakanlığı iş birliği ile İstanbul’da bir otelde düzenlenen Avrupa Bölgesi Göç ve Sağlık Yüksek Düzeyli Toplantısı’nda konuştu.
Koca, bu toplantının, Birleşmiş Milletler verilerine göre en fazla sığınmacıya ev sahipliği yapan ülke olan Türkiye’de düzenlenmesinden duyduğu memnuniyeti dile getirdi.
Sağlık politika yapıcılarının en önemli görevlerinden birinin dizayn etmek olduğunu aktaran Koca, yani planlamak, öngörmek ve ideale ulaşmak hedefini ortaya koymanın asli görevleri olduğunu belirtti.
Koca, şöyle devam etti:
“Yerinden edilmiş insanlar ve göçmenler için de bir grup tecrübeli akil bir araya gelse ve ideale ilişkin bir tasavvurda bulunsa büyük göçmen akınlarını karşılamak üzere uygun donanıma sahip yeterli miktarda sağlık çalışanının hazır bulunduğu, sınıra ulaşan istisnasız her bireye sağlık ön tarama ve testlerinin yapıldığı, acil sağlık ihtiyaçlarının karşılandığı, ülke içerisinde hepsinin özel kimlik numaraları ile sağlık sistemine dahil edildiği, göçmenlere özel kurulmuş sağlık tesislerinde ücretsiz ve sürekli sağlık hizmetine eriştiği, bu hizmetlerin birinci basamak, ikinci basamak ve ruh sağlığı gibi tüm sağlık ihtiyaçlarını kapsadığı, ilaçlar ve tıbbi cihazlar da dahil olmak üzere tüm bunların ücretsiz olarak sunulduğu ve hatta dil ve kültür bariyerini aşmak üzere kendi dillerini konuşan, kendi içlerindeki göçmen sağlık personelinin hizmet vermek üzere istihdam edildiği bir resim karşımıza çıkardı.”
Bu resme muhtemelen itirazı olanların da çıkacağını, bunun nedeninin nitelik eksikliği veya yetersizliği değil, gerçekleştirilebileceğine duyulan inanç azlığı olduğunu ifade eden Koca, “İşte Türkiye’nin ülkesinde barındırdığı Suriyeli misafirlere sunmuş olduğu sağlık hizmetlerinin niteliği ve kapasitesi, yukarıda resmetmeye çalıştığımız idealin, günümüz dünyasında ve şartlarında vuku bulmuş halidir. Hepimizin bildiği gibi evrensel sağlık kapsayıcılığı, tüm vatandaşlarımıza hizmet sunumu için oluşturduğumuz bir idealdir. Türkiye örneği ise 3,7 milyon göçmeni de dahil ederek bunun realiteye dökülebileceğinin emsalsiz bir resmidir.” değerlendirmesinde bulundu.
“29 ilde 185 Göçmen Sağlığı Merkezi faaliyete geçirildi”
Bakan Koca, Suriye krizinin başladığı günden bugüne kadar Türkiye’nin kendi vatandaşlarına sunduğu kalite ve hizmette ayrım gözetmeksizin Suriyeli misafirlerine de bu çerçevede sağlık hizmeti sunduğunu vurgulayarak, şu bilgileri aktardı:
“Temel sağlık hizmetlerine erişimi artırmak amacıyla 29 ilde 185 Göçmen Sağlığı Merkezi faaliyete geçirilmiştir. Bu göçmen sağlığı merkezlerinde ülkemize göç etmek zorunda kalan 787’si hekim, 34’ü diş hekimi, 1149’u hemşire olmak üzere yaklaşık 4 bin Suriyeli sağlık çalışanı, gerekli adaptasyon eğitimleri verildikten sonra istihdam edilmektedir. Göçmen sağlığı merkezlerinin dışında ikinci veya üçüncü basamakta sağlık hizmetine ihtiyaç duyulması halinde doğrudan sağlık hizmeti sunumu sağlanmaktadır. Bu çerçevede bugüne kadar Suriyelilere yaklaşık 97 milyon poliklinik hizmeti verilmişken 3 milyonun üzerinde yataklı tedavi hizmeti sunulmuştur. Yataklı tedavi hizmetinin yanında 2,6 milyon ameliyat gerçekleştirilmiş, 754 bin Suriyeli bebeğimiz sağlık tesislerimizde hayata gözlerini açmıştır.”
Böylesine yüksek rakamların olduğu sağlık hizmeti sunumunun Türk sağlık sistemi üzerinde ciddi anlamda ilave bir yük oluşturduğuna dikkati çeken Koca, bu zorlukları aşmalarındaki en önemli gücün Türk insanının misafirperverliği ve sağlık çalışanlarının adanmışlığı olduğunu ifade etti.
Koca, zaman içerisinde bu yükün hafifletilmesi adına iş birliği ortakları haline gelen Dünya Sağlık Örgütü ile Avrupa Birliği’ne bu vesileyle teşekkür etti.
“Ortak sorunlar ortak çözümler gerektirmektedir”
“Göç sorunu” olarak nitelendirilen meselenin arka planında genelde acı bir hikaye olduğunu dile getiren Koca, sahile vuran cansız çocuk bedenleri, göç yollarında çaresizlik içinde çırpınan anneler ve bunun gibi birçok dramın, göçün hafızalarda bıraktığı trajik izler olduğunu söyledi.
Dünyanın devasa bir köye dönüştüğü, mesafelerin anlamını yitirdiği böylesi bir dönemde herkesin bu konudaki kaderinin ortak olduğunu belirten Koca, şöyle devam etti:
“Yani bu sorun hepimizin sorunudur. Ortak sorunlar ortak çözümler gerektirmektedir. Bugün bazı ülkelerin sırtladığı bu yük esasında hepimizin, tüm insanlığın vicdani bir yüküdür. Sorunlarla mücadelenin yolu ise nedenleri iyi analiz etmekten geçmektedir. Bugün İkinci Dünya Savaşı döneminden bile daha fazla insanın neden evini ve ülkesini terk etmek zorunda kaldığını hep beraber düşünmeliyiz. Ekonomik sıkıntılar, çevre sorunları, terör olayları, sivil savaşlar ve diğer nedenleri göz ardı ederek, göç sorununun odağına sadece göçmenleri oturtarak, bu sorumluluktan kaçamayız. Bu soruna ancak kişileri göçe iten kök nedenlere odaklanarak çözüm bulabiliriz.”
Sağlık Bakanı Koca, sığınmacıların zaman zaman geldikleri ülkeye göre değerlendirildiğini üzülerek müşahede ettiğini dile getirerek, “Bu kabul edilebilir bir durum değildir. Hele ki bu konuya sadece güvenlikçi perspektifle bakmak ise asla kabul edilebilir değildir. Belki iddialı bir söylem olacak ama pasaportuna göre göçmenlere politika belirlemek bu yüzyılın tedbir kisvesine bürünmüş ırkçılığıdır da diyebiliriz. Diğer yandan biz karar vericilere düşen, uygulayacağımız politikalarla toplumlarımızın ön yargılarını kırmak ve muhtemel sosyal damgalamaların da önüne geçmektir.” diye konuştu.
“Daha somut hedeflerden oluşan bir eylem planı hazırlayacağımızdan şüphe duymuyorum”
Bakan Koca, “Transit ülke-hedef ülke ayrımı yapmaksızın, Dünya Sağlık Örgütü’nün ortaya koymuş olduğu ‘bütüncül rota yaklaşımı’ çerçevesinde göçmenlerin sağlık ihtiyacına ilişkin iş birliğimizi artırmak ve ortak bir yol izlemek hepimizin asli görevleri arasında yer almaktadır.” ifadelerini kullandı.
Bu nedenle DSÖ Avrupa Bölgesi’nin çabalarını kıymetli bulduğunu belirten Koca, yaptıkları her görüşmede bu konuda fikir alışverişinde bulundukları ve ortak bir yaklaşım sergiledikleri DSÖ Avrupa Bölge Direktörü Hans Kluge’ye teşekkür etti.
Koca, sağlık politikalarının uygulanmasında belirlenmiş vizyonlar ve oluşturulmuş eylem planlarını çok önemsediklerini anlatarak, şunları kaydetti:
“Avrupa Bölgesi’nde göçmen sağlığına yön veren 2016-2022 Strateji ve Eylem Planı’nın da bu anlamda geçtiğimiz dönemde önemli bir yol gösterici olduğunu söyleyebiliriz. Elbette ki bu kadar önemli bir konu için önümüzdeki dönemde yeni bir eylem planı olmadan devam etmemiz mümkün değildir. Bu nedenle, burada gerçekleştirmekte olduğumuz 2 günlük toplantının çıktılarıyla geleceğe yönelik daha güçlü, daha somut hedeflerden oluşan bir eylem planı hazırlayacağımızdan hiç şüphe duymuyorum. Son dönemlerde bölgemizde yaşananlar böyle bir plana ne kadar ihtiyacımız olduğunu apaçık ortaya koymaktadır. Ülkem, tüm bilgi birikimi ve tecrübeleriyle bu sürece azami ölçüde katkı vermeye de hazırdır. Bu toplantıya ev sahipliği yapmamız da bu niyet ve gayemizin açık bir göstergesidir.”
Bakan Koca, toplantının gerçekleştirilmesinde emeği geçenlere teşekkür ederek, verimli ve başarılı bir toplantı olması temennisinde bulundu.