Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum, Atatürk Havalimanı’nın doğu-batı yönündeki pistinin hem sivil uçuşlara hem de afet zamanındaki uçuşlara hizmet vermeye devam edeceğini belirterek, ”Atatürk Havalimanı aslında kapatılmıyor, ihya ediliyor, inşa ediliyor. Kuzey-güney yönündeki pist ise millet bahçesini yapacağımız alan içerisinde yer alıyor.” dedi.
Bakan Kurum, NTV’de Atatürk Havalimanı’ndan katıldığı canlı yayında, sunucu Seda Öğretir’in sorularını yanıtladı.
Atatürk Havalimanı’nda yapılan millet bahçesi hakkında bilgi veren Kurum, hiçbir yapıya, altyapıya zarar verilmeden, insanların yürüme mesafesinde nefes alabilecekleri, hava kirliliğini ve trafik yükünü azaltacak bir projenin örneğini bugün basın mensuplarına gösterdiklerini söyledi.
Bu alan içerisinde İstanbul’un simgesi çınar ağaçlarının yer aldığını, onun haricinde ıhlamur ağaçları, meyve ağaçları, zeytin ağaçları gibi değişik türde ağaçların bulunduğunu anlatan Kurum, “Burası toplamda 8,5 milyon metrekarelik bir alan. Bu alan içerisinde doğu-batı yönünde, bir de kuzey-güney yönünde iki tane pist söz konusu. Atatürk Havalimanı’nın doğu-batı yönündeki pisti hem sivil uçuşlara hem afet zamanındaki uçuşlara hizmet vermeye devam edecek. Atatürk Havalimanı aslında kapatılmıyor, ihya ediliyor, inşa ediliyor. Kuzey-güney yönündeki pist ise millet bahçesini yapacağımız alan içerisinde yer alıyor.” ifadelerini kullandı.
Millet bahçesinin adının ne olacağı sorulan Bakan Kurum, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın pazar günü ismi halka açıklayacağını söyledi.
“Türkiye’nin en büyük millet bahçesi olacak”
Bakan Kurum, sözlerine şöyle devam etti:
“8,5 milyon metrekarelik bir alanın yaklaşık 5 milyon 36 bin metrekaresini ki bu dünyanın en önemli sayılı millet bahçelerinden bir tanesi olacak, Türkiye’nin en büyük millet bahçesi olacak ve bu alan içerisinde 145 bin 300 ağacımızı dikeceğiz. Bu projemizin ilk etabını da fethin 570. yıl dönümünde İstanbul’umuza, ülkemize armağan edeceğiz. Bu çerçevede çalışmalarımız olağanca hızıyla devam ediyor. Vatandaşlarımız da müsterih olsunlar. Burada kullanılması gereken yapılar, limanlarımız, buradaki hangarlarımız, çocuklarımız için müzeler yapacağız. Bunların restorasyonlarını yapacağız ve burada fuar alanları oluşturacağız. Çocuklarımız burada kitap okuyacaklar, deneyler yapacaklar, atölyelerde yine gençlerimiz kendilerini geliştirecekler.
Atatürk Havalimanı burada yoğun bir şekilde faaliyet gösterirken, burada hava kirliliğinden, trafik probleminden, gürültü kirliliğinden dolayı ciddi manada bir rahatsızlık vardı. Şimdi biz ne yaptık? Burada 5 milyon 36 bin metrekarelik alanı İstanbul’un göbeğinde herhangi bir imara, ticari bir imara, konut imarına açmadan vatandaşımızın, milletimizin hizmetine açmış oluyoruz.”
Kira artışlarıyla ilgili ne gibi çözüm önerileri üzerinde çalışıldığı sorulan Kurum, Ticaret Bakanlığı, Hazine ve Maliye Bakanlığı, Adalet Bakanlığı ve Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığıyla çalışma grubu oluşturulduğunu, 10-15 gün içerisinde hem kiracıları mutlu edecek hem de ev sahiplerini mağdur etmeyecek bir düzenlemeyi Meclis’in onayına sunmak üzere hazırlıklarını yaptıklarını söyledi.
Salda Gölü’yle ilgili çalışmalar
”Salda Gölü’nü özel bir şirketin işlettiği ve yeni plajlar yapıldığı” iddiasına ilişkin soru üzerine Bakan Kurum, şu yanıtı verdi:
“Biz bu iftiralardan, yalanlardan, söylemlerden yorulduk. Bugün yine Sayın Emine Erdoğan Hanımefendi hakkında asılsız, mesnetsiz, kişiliğe, insanlığa, hukuk uymayan iftiralarla karşı karşıyayız. Neymiş efendim bizim Çevre Ajansımız Emine Hanım’ın şirketiymiş, o alanda, kıyılarda, doğal sit alanlarında bu şirkete işler dağıtılacakmış gibi yine yalan yanlış söylemlerle karşı karşıyayız. Bunun bir benzerini yine Salda Gölü’nde yaptılar. Şimdi Atatürk Havalimanı’nda yapıyoruz. Öyle bir muhalefetle karşı karşıyayız ki biz ‘Doğal alanlarımızı koruyacağız’ diyoruz. ‘Kıyılarımızda koylarımızda, doğal sit alanlarında, özel çevre koruma bölgesi alanlarında bize emanet edilmiş değerleri koruyacağız, nesillere en güzel şekliyle aktaracağız.’ diyoruz. Salda Gölü’nün kıyısına kadar giren araçları geriye çekeceğiz. Buraya hiçbir yapılaşma yapmadan burada vatandaşlarımızın huzur içerisinde bu gölü izleyecekleri, buradaki kültürel, doğal zenginlikleri görebilecekleri alanlardan istifade etsinler istiyoruz. ‘Atatürk Havalimanı’na, aziz milletimizin yürüme mesafesinde ulaşacağı bir millet bahçesi yapacağız.’ diyoruz. Maalesef hala karşımızdaki muhalefet bizi anlayamadı. Ne yapmak istediğimizi anlayamadılar. Çevre Ajansı, kanunla kurulmuş, Bakanlığımızın iştiraki olan bir kamu iştirakidir. Hiçbir şahsın, hiçbir kişinin şirketi değildir, devletin şirketidir ve kanunlarla bu şirketimize yetkiler verilmiştir. Ne yetkisi verilmiştir biliyor musunuz? Doğanın korunması yetkisi verilmiştir.”
Gölü koruyacaklarını söylediklerini ama yine yalan yanlış söylemlerle ”Burayı imara açacaksınız.” denildiğini vurgulayan Kurum, ”Biz Çevre Ajansı’yla birlikte Sıfır Atık Projesi’ni daha da yaygınlaştıracağız. Sıfır Atık Projesi, uluslararası ödül almış bir projedir. Emine Erdoğan Hanımefendi bu projeyi himaye etmiştir. Gerek Sayın Cumhurbaşkanımız gerek saygıdeğer eşi Emine Erdoğan Hanımefendi bizim tüm projelerimize destek veriyorlar. Destek vermek suç mudur? Türkiye’nin en büyük çevre hareketini başlatan ve bu manada da uluslararası ödüller alan bir projeyi bu kadar çabuk karalamak, bu kadar kötüleştirmek ne kadar doğrudur? Adalet nezdindeki her türlü girişimi de yapacağız ve biz milletimize hizmet etmeye devam edeceğiz.” şeklinde konuştu.