Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum, Antalya Belek’te bir otelde düzenlenen Akdeniz’in Kirlenmeye Karşı Korunması Sözleşmesi’nin 22. Taraflar Konferansının (COP22) kapanışında, Türkiye’nin büro başkanlığını yürüteceği 2 yıllık süreçte, İtalya’dan devraldığı bayrağı daha yükseğe çekmenin kararlılığı ve azmi içinde olacaklarını belirtti.
Kurum, bir kez daha Türkiye’nin büro başkanlığını yürüteceği bu yeni dönemin ve Barselona Sözleşmesi 22. Taraf Ülkeler Toplantısının Türkiye, Akdeniz ve tüm insanlık için hayırlı olmasını dileyerek, 4 gün süren toplantılarda Akdeniz’deki kirlilik, biyoçeşitlilik kaybı, yabancı türlerin varlığı ve iklim değişikliği konularını tüm yönleriyle ele alma fırsatını yakaladıklarını belirtti.
Akdeniz’in korunmasına yönelik 40’a yakın özel etkinliğe de ev sahipliği yaptıklarını belirten Kurum, 21 ülkeden 400’ü aşkın katılımcının olduğunu söyledi.
Tüm toplantı ve etkinliklerde üniversitelerimizin, sivil toplum kuruluşlarının ve uzmanların görüşlerini dinlediklerini, Birleşmiş Milletler Çevre Programı’nın 50. Yıl etkinliğini coşku içinde gerçekleştirdiklerini belirten Kurum, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın eşi Emine Erdoğan’ın katılımlarıyla COP22 ülkelerinin kadın liderleriyle yuvarlak masa toplantısı yaptıklarını kaydetti.
Kurum, Türkiye’nin Büro Başkanlığı döneminin tüm karar alma süreçlerinde, gençlerin en etkin rol aldığı, uluslararası iklim elçileri olarak görev alacakları bir dönem olacağını kaydetti.
İmza altına alınan Antalya Deklarasyonu’nun, Akdeniz’in sorularının bütüncül, tutarlı ve aksiyoner bir cevabı niteliğinde olduğunu belirten Kurum, Antalya’daki bu konferansın geleceğe ışık tutan bir buluşma olduğunu, devrim niteliğinde yeniliklerle sonuçlandığını söyledi.
Çevre konusunun, doğa koruma konusunun siyaset üstü olduğunu, Birleşmiş Milletler çatısı altında uzlaşı sağlanan nadir konuların başında geldiğini bir kez daha gördüklerini dile getiren Kurum, şunları kaydetti:
“Toplantılarımızda, 17 kararı müzakere ettik ve onayladık. Denizdeki kirliliğinin yüzde 80’i karasal kaynaklıdır. Kararlar içinde öne çıkanlardan bir tanesi kara kökenli kirleticilere ilişkin protokolün güncellenmesiydi. Şimdi bu kararla önümüzdeki dönemde, kirleticiler ve kirletici unsurları gideren en iyi tekniklere dair revizyonlar yapacağız. Yine, atıkların veya başka maddelerin denize boşaltılmasını yönetiminde değişikliklere gittik. İzlenecek kirleticiler, boşaltma yeri seçimi ve özellikleri ve deniz ortamına etkisinin nasıl en aza indirileceği hakkında; etkinliği artıracak adımları attık. Ülkelerin deniz çöplerine dair ulusal mevzuatlarını geliştirmeleri ve plastik kullanımını azaltmalarını teşvik edici kararlara imza attık. Akdeniz’de biyoçeşitliliğin korunması için istilacı türlere karşı önlemleri yeniden belirledik.
Biz şuna hep inandık; ‘Deniz ne kadar büyük olursa olsun, koruma hep kıyıdan başlar.’ Kıyıların sakinleri olan insanlarla; denizlerin sahibi olan tüm canlılarımızın ortak yaşamı için; Akdeniz’de korunan alanların miktarının artırılması hedefini yine güçlü bir iradeyle ortaya koymamız, bizi ziyadesiyle mutlu etmiştir. Buna benzer daha birçok konu hakkında fikirlerimizi, uygulamalarımızı ele aldığımız her bir müzakereyle; önümüzdeki 2 yıllık sürecin zenginleşmesini sağladınız. Atalarımızın da dediği gibi, ‘Sığ suları, en hafif rüzgarlar bile coşturabiliyor. Derin denizleri ise ancak derin aşklar dalgalandırır.’ Ben bu önemli kararların altına imza atan tüm Akdeniz aşıklarına; daha temiz bir Akdeniz için kararlılık gösteren tüm dostlarımıza teşekkür ediyorum.”
Kurum, COP22 Toplantılarının düzenlenmesinde emeği geçen UNEP’e ve UNEP/MAP Sekretaryasına, İklim Başmüzakerecisi ve Bakan Yardımcısı Mehmet Emin Birpınar’a, Bakanlık bürokratlarına, tüm ekiplere ve mesai arkadaşlarına teşekkür etti.
Bakan Kurum’un konuşmasının ardından Bakan Yardımcısı Mehmet Emin Birpınar’ın başkanlığındaki kapanış oturumunda, katılımcı ülkelerin temsilcileri COP22 toplantısına ilişkin kısa değerlendirmede bulundu.