Anadolu Ajansı’nın Global İletişim Ortağı olduğu MÜSİAD EXPO 2022 Ticaret Fuarı, TÜYAP İstanbul Fuar ve Kongre Merkezi’nde kapılarını açtı.
Hazine ve Maliye Bakanı Nebati, fuarın açılışında yaptığı konuşmada, MÜSİAD Expo Fuarı çatısı altında bir araya gelmiş olmaktan büyük bir memnuniyet duyduğunu ifade ederek, her geçen yıl büyüyen fuar organizasyonu vesilesiyle tüm gayretlerini Türkiye’nin menfaatleri doğrultusunda gösteren MÜSİAD’ı ve Başkanı Mahmut Asmalı nezdinde tüm üyeleri tebrik etti.
Küresel ekonominin bugün zorlu bir dönemeçten geçtiğini belirten Nebati, Türkiye’nin ise tüm küresel sarsıntılara rağmen tehditleri fırsata çevirerek başarıyla ilerlemeye devam ettiğini söyledi.
Türkiye Ekonomi Modeli kapsamında atılan adımlarla güçlü, dengeli ve istikrarlı büyüme trendinin tüm küresel çalkantılara rağmen 2022 yılının ilk yarısında da devam ederek yüzde 7,5 büyüme sağlandığını hatırlatan Nebati, “8 çeyrektir pozitif büyüme kaydeden ekonomimizde makine ve teçhizat yatırımları da 11 çeyrekten bu yana kesintisiz artmaya devam ediyor. Bu durum, büyümemizin sağlıklı bir temel üzerine inşa edildiğini açıkça ortaya koymaktadır.” dedi.
Güçlü büyüme ivmesiyle toplam istihdam rakamlarını salgın öncesi seviyenin de üzerine çıkarmayı başardıklarını kaydeden Nebati, böylece 2022’nin ağustos ayı itibarıyla toplam istihdamın Cumhuriyet tarihinin en yüksek seviyesi olan 31 milyon kişiye yükseldiğini aktardı.
“Turizm sektöründeki güçlü görünümün de sürüyor”
Nureddin Nebati, Türkiye’nin son 22 ayda aylık ihracat rekorları kırdığını anımsatarak, Rusya-Ukrayna savaşının olumsuz etkilerine rağmen turizm sektöründeki güçlü görünümün de sürdüğünü ve 2021 yılındaki 35 milyar dolarlık turizm geliri hedefinin 50 milyon ziyaretçiyle 44 milyar dolara yükseldiğini bildirdi.
Türkiye Ekonomi Modeli kapsamında uygulanan politikalarla cari işlemler dengesini de kalıcı olarak iyileştirmenin öncelikli hedeflerden biri olduğuna işaret eden Nebati, “İlerleyen dönemde ihracat ve turizm gelirlerimizdeki artışın sürmesiyle birlikte Karadeniz doğal gazının da devreye alınması, elimizi önemli oranda güçlendirecektir.” dedi.
“Enflasyonla mücadelemizi tek haneli rakamlara düşürene kadar sürdüreceğiz”
Hazine ve Maliye Bakanı Nebati, enflasyon konusuna da değindi.
Olumsuz küresel gelişmelere ek olarak, özellikle geçen yıl döviz kurunda yaşanan gelişmelerin ve enflasyon beklentilerinin kötüleşmesinin, Türkiye’de enflasyonun yüksek seviyelere çıkmasında etkili olduğunu vurgulayan Nebati, şöyle devam etti:
“Yüksek enflasyonun sebep olduğu sorunların tümünün farkındayız. Enflasyonla mücadelemizi tek haneli rakamlara düşürene kadar sürdürmeye devam edeceğiz, bunda kesin kararlıyız. İlgili tüm kurumlarla yoğun koordinasyonumuzu sürdürüyor, enflasyonda kalıcı düşüşü sağlamak için adımlar atmaya devam ediyoruz. Bu çerçevede, finansal istikrarı güçlendirmeye yönelik attığımız adımlar başta olmak üzere aldığımız kapsayıcı tedbirler sayesinde küresel fiyatlarda yaşanacak normalleşme ve beklentilerdeki iyileşmenin de olumlu katkısıyla ülkemizi enflasyon belasından kalıcı olarak kurtaracağız. Öte yandan, vatandaşlarımızı fiyat artışlarından korumak hedefiyle ücret artışlarını enflasyonun üzerinde gerçekleştiriyor, kapsamlı destek paketlerimizi vatandaşlarımızın hizmetine sunmaya devam ediyoruz.”
Ekonomideki bu gelişmelerin, küresel düzeyde resesyon beklentilerine rağmen ekonomiye yönelik güvenin artmaya başlamasını sağladığını kaydeden Nebati, “Buna göre, mevsimsel düzeltilmiş Reel Kesim Güven Endeksi ekimde bir önceki aya göre 1,8 puan artarak 102 seviyesinde gerçekleşmiştir. Tüketici Güven Endeksi, önceki aya göre 3,9 puan artarak 76,2 seviyesinde gerçekleşmiştir. Ekonomik Güven Endeksi de bir önceki aya göre 2,8 puan artarak 97,1 seviyesinde gerçekleşmiştir. Kur Korumalı Mevduat’ın da katısıyla liradaki oynaklık azalmıştır.” değerlendirmesinde bulundu.
“Türkiye’ye ilgi artıyor”
Nureddin Nebati, kararlılıkla uygulanmasına devam edilen Türkiye Ekonomi Modeli’nin, ilerleyen dönemde Türkiye’ye olan mevcut ilginin daha da artacağını katıldığını tüm yurt dışı toplantılarda çok net gözlemlediğini ifade ederek, şöyle devam etti:
“İlkbahar toplantılarında Washington’da Dünya Bankası, IMF, OECD ülkelerinin tüm temsilcileriyle yapılan toplantıda sorguluyorlardı. Bali’deki G20 toplantılarında ‘neler oluyor’ diye bakıyorlardı. Çok şükür, sonbahar toplantılarında Dünya Bankası, IMF, OECD ülkeleri, banka guvernörleri ve bakanlarla yaptığımız toplantıda Türkiye Ekonomi Modeli artık dünyanın ilgi alanına girmiş durumda. En son Riyad’da gerçekleşen ve 7 bine yakın katılımcının bulunduğu ortamda Türkiye Ekonomi Modeli’ne olan ilginin, Türkiye ekonomisine olan ilginin ve Türkiye’yle tüm dünyadaki tedarikçilerin ve iş dünyasının ortaya koymuş olduğu bağlantı; Türkiye’nin hangi noktaya nasıl geldiğini göstermesi açısından umut verici, ümit verici ve en önemlisi de gittiğimiz yolun doğru olduğunu göstermesi açısından en önemli göstergelerden birisidir.”
“Bankacılık sektörünün toplam kredi hacmi 6,9 trilyon liraya ulaştı”
İş dünyasının finansmana erişimini desteklemek, yatırım ve ihracat olanaklarını geliştirmek amacıyla son dönemde selektif kredi politikalarıyla Hazine Destekli KGF paketlerini uygulamaya aldıklarını anımsatan Nebati, “Öte yandan, reel sektörümüzün finansman ihtiyacını karşılayan bankacılık sektörümüzün toplam kredi hacmi yılbaşına göre yüzde 41 artarak 6,9 trilyon liraya ulaşmıştır. Selektif kredi politikamızın bir sonucu olarak bugün ticari kredilerdeki artış oranının tüketici kredilerine göre daha yüksek seviyelerde olması da sevindiricidir.” diye konuştu.
Nebati, MÜSİAD Başkanı Asmalı’nın açılış konuşmasında kredi konusundaki sorunları dile getirmesi üzerine de şunları kaydetti:
“Elbette MÜSİAD, kurulduğu günden beri ne söylüyorsa doğru söylüyor. Kredilerdeki söylemlerinizi haklı ve doğru kabul ediyoruz. Dolayısıyla da gerek kredilerdeki ulaşım gerek kredilerdeki sürenin kısa olması bunlar gelip geçici… Yeni bir model, yeni bir iş anlayış ve selektif kredi politikamız önümüzdeki süreci çok daha kolay bir şekilde geçireceğimiz yol haritasını ortaya koyuyor. Talepleriniz, beklentileriniz haklı ve bu yönde de biz gerek Bankalar Birliği’yle yaptığımız toplantılarda gerek finansal kuruluşlarla yaptığımız toplantılar ve iş birliğiyle bu alandaki sıkıntıların giderilmesi noktasında gerekli düzenlemeleri hızlı bir şekilde yaparak bizi taşıyan, yolumuzu çizen reel piyasanın önceliklerinin Türkiye önceliği olduğu noktasında hemfikir olduğumuzu da beyan etmek istiyorum.”
“Bir süredir dile getirdiğimiz KGF hazırlıkları devam ediyor”
Hazine ve Maliye Bakanı Nebati, AK Parti iktidarı süresince olduğu gibi, salgın ve savaş koşullarının ortaya çıkardığı zorlu şartlarda da esnaf ve sanatkarları asla yalnız bırakmadıklarını, yakın dönemde Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın müjdesini verdiği üzere bir kredi destek paketiyle esnaf ve sanatkarların yanında olmaya devam ettiklerini söyledi.
Bir süredir dile getirdikleri KGF hazırlıklarının da devam ettiğini aktaran Nebati, konuşmasını şöyle sürdürdü:
“Buradaki en önemli fark şu olacak; KGF’de özellikle A, B, C diye nitelendirilmiş olan firmalar içerisinde, paraya ihtiyacı olmayan ya da finansmana ulaşımda sıkıntı yaşamayan firmaları bir tarafa bırakıp asıl yatırım yapan, işletmesini büyütmek isteyen B ve C’deki, özellikle de kredi ulaşımında bilançolarındaki aksaklıkları finansal sektörün bakış açısıyla değil, devlet, kamu ve reel sektör bakış açısıyla destekleyecek ve bu kredilerin doğru yerlere kanalize olması için hazırlıklarımızı bitirecek şekle gelmiş durumdayız. KGF paketiyle üreticilerimiz, imalatçılarımız ve işletme sermayesi ihtiyacı olan tüm paydaşlarımıza bu paylaşımı yapmak istiyorum. Buna ilişkin olarak farklı adımlarımızla da inşallah piyasadaki bu güzel trendi, güzel havayı devam ettirecek adımlarımız devam edecek. İyi bir hava yakaladık. Büyüyoruz, üretiyoruz, ihraç ediyoruz ve ülkemizin iştahlı piyasasını en iyi şekilde yönetiyoruz. Bu konuda engel olabilecek her türlü sıkıntıyı da ortadan kaldıracak irademiz var.”
Yakın dönemde, vergi kanunlarında yatırımı, üretimi, istihdamı ve ihracatı teşvik edecek pek çok düzenlemeye de imza attıklarını bildiren Nebati, uluslararası yatırımcıların birden fazla ülkeyi ilgilendiren vergisel sorunlarının çözümünde, çifte vergilendirmeyi önleme anlaşmalarıyla karşılıklı anlaşma usulünün etkin kullanılmasına ilişkin çalışmalarını tamamladıklarını kaydetti.
“Türkiye, oyun sektöründe Avrupa’da en çok yatırım alan ülke oldu”
Nureddin Nebati, Türkiye’nin start-uplar için bölgesel bir çekim merkezi olma yolunda hızla ilerlemesine yardımcı olduklarını ve 2022’nin ilk yarısında Türk oyun girişimlerine 333 milyon dolar yatırım yapılmasını da memnuniyetle karşıladıklarını ifade ederek, “Böylece Türkiye, oyun sektöründe İngiltere, Hollanda ve Almanya gibi ülkeleri geride bırakarak Avrupa’da en çok yatırım alan ülke konumuna gelmiştir. Bu gelişmeler girişimcilik ekosistemimizin daha fazla genişleyeceğine, Türkiye’den dünyaya çözüm üreten yeni unicorn’ların ve başarı hikayelerinin çıkacağına ilişkin inancımızı artırıyor. Genç girişimcilerimizi vergisel bakımdan da destekliyor, belirli bir süre boyunca gelir vergisinden ve SGK prim ödemesinden muaf tutuyoruz.” diye konuştu.
“Hem Togg hem de TROY’u kullanmaya yüksek bir teveccüh gösterileceğini umuyorum”
Son 20 yılda iş dünyasının ve milletin desteğini arkasına alan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın liderliğindeki AK Parti iktidarı süresince Türkiye’ye ve millete kazandırılan eser ve hizmetlerin ortada olduğunu belirten Nebati, şunları kaydetti:
“Bugün küresel türbülanslara rağmen birçok gelişmiş ülkeye kıyasla çok daha sağlam adımlarla, hatta güçlenerek ilerlemeyi başarmamız da yine aynı iradenin sonucudur. Kimilerinin hayalperestlik olarak gördüğü, milletimizin asırlık özlemi, yerli otomobilimiz Togg’u üretmeyi başaran irade de gücünü milletinden alan Sayın Cumhurbaşkanımız liderliğindeki iktidarımızın ve milletimizin özbeöz kendi iradesidir.
Milletimizin hem Togg’un hem de diğer bir yerli kart şeması olan TROY’u kullanmaya yüksek bir teveccüh göstereceğini umuyorum. Artık dünya çeşitleniyor. Bölgeselliğin ağır bastığı bir dönemdeyiz. Türkiye her alanda gücüne güç katıyor. Kendi kredi kartımız olan TROY’un kullanımında da banka gerekli iradeyi ortaya koymuş durumda. Siz tüketicilerden de banka kredi kartlarını tercih ederken Türkiye’nin yerli kredi kartı olan TROY’u tercih etmelerini özellikle istirham ediyorum ve bunun MÜSİAD tarafından da bir kampanyaya dönüştürülmesini özellikle arzuluyorum.”
Hazine ve Maliye Bakanı Nebati, Togg’un Türkiye için önemine ve yapılan eleştirilere değinirken, “Devrim diye söze girdiğimizde herkes farklı bir anlam yükler. Ama biz teknoloji odaklı bir aile olarak devrim denildiğinde, Devrim otomobilinin nasıl engellendiğini çok tartıştık. Benzini yok diye üretimi askıya alınan ve hayallerimizi 61 yıl boyunca, yani bizim yaşam süremiz boyunca erteleyenler hep aynı insanlar olmuşlardır. Bunlar hep aynı şeyi yaparlar. Bir kere karamsardırlar. ‘Olmaz, işlemez, yürümez…’ Bunların diğer namı, diğer isimleri ‘istemezükçülerdir’. Hep aynı şekilde hareket ederler. Bir de çok güzel de ötekileştirirler. Her şeye karşılar. Ülkenin menfaatine olan ne varsa engel koymak için ellerinden gelen her şeyi yaparlar. Sorsanız bir taş üzerine bir taş koymayı bilmezler. Koyulmuş olan taşları da kaldırmak için güçlerini sarf ederler. Ama işte gerçekleşmeye başladığı andan sonra da ilk kullanıcıları emin olun hep onlardır.” şeklinde konuştu.
Aynı kesimin daha önce köprülere de karşı çıktığını anımsatan Nebati, sözlerini şöyle tamamladı:
“Üçüncü köprüye ‘istemeyiz, olmaz…’ Karamsar ya bunlar… Dürtüleri nereden geliyor? Şeytani… Biz iyimserler topluluğuyuz. İyi bakarız, iyi düşünürüz, iyi görürüz. Çünkü Rahmani bakıyoruz. Üçüncü köprüye, ‘olmaz.’ Yeni havalimanı ‘o da olmaz.’ ‘Ulaşım merkezi aksı değişiyor. Artık buraya doğru geliyor. Tedbir almamız lazım’ diyorsunuz. ‘Olmaz.’ Bu olmazcılar yıllarca Türkiye’de bir vizyon belgesinin üretilmesine de engel olmuşlardır. Elhamdülillah bizim dönemimizle Sayın Cumhurbaşkanımızın önderliğinde 2023, 2053, 2071 vizyon belgesi sunan bir ülkeyiz.
Marmaray’a da karşıydılar. Ülkenin yararına ne proje varsa lütfen arşivlere baksınlar, tamamına karşılar. Şimdi gene aynı şeyi yapıyorlar. Temel atıldığında ‘fabrika nerede’ dediler. Fabrika ortaya çıkmaya başladı. ‘Üretim bandı nerede’ dediler. Üretim bandını görmeye başladılar. ‘Seri üretim nerede’ dediler. ‘Seri üretime başlıyoruz’ denildiğinde ‘araç nerede’ dediler. ‘Araç burada’ dediğinizde ‘bunun yerlilik oranı ne kadar’ dediler. Ya önce sen yerli ol, yerli olmayı öğren. Sen aracın içerisindeki yerliliği görürsün. ‘Yeri otomobil yapamazsınız’ diyenlere sesleniyorum; yerli otomobilimiz olacak, uçağımız da trenimiz de, füzemiz de, bombamız da, her şey yerli olacak. Çünkü burası yerli. Bundan sonra güzellikleri paylaşacağımız dönem geliyor. Geçtiğimiz 20 yıl kimi zaman sorunlar karşısında kimi zaman da milletimizin hayallerini gerçekleştirmek hedefiyle attığımız her adımın ne kadar yerinde ve isabetli olduğunun sayısız örnekleriyle biliyorsunuz. Bizler ‘durmak yok, yola devam’ anlayışıyla ilerliyoruz. Bu sebeple karşılaştığımız hiçbir sorun bizi asla tedirgin etmiyor, asla yolumuzdan alıkoymuyor.”