Hazine ve Maliye Bakanı Nureddin Nebati, NTV’de katıldığı programda gündeme ilişkin soruları yanıtladı.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın özellikle enflasyonist ortamda çalışan, emekliler ve dar gelirlilerin enflasyon karşısında zarar görmesini engelleyecek politikaları sürekli uyguladığına dikkati çeken Nebati, ekonomi yönetimi olarak da görevlerinin, hükümet politikalarına uyum sağlayacak tedbirleri almak ve araçları geliştirmek olduğunu söyledi.
Nebati, geçen yıl ve bu sene asgari ücret, emekli ve memur maaşlarına enflasyonun çok üzerinde artış yapıldığını ifade ederek, en düşük emekli maaşının da 7500 liraya yükseltildiğini hatırlattı. Buna haklı tepkilerin de geldiğini belirten Nebati, şöyle konuştu:
“Biz prim ödeyerek 7500 lira ve üzerinde alanların bu imkandan yararlanması gerektiğine yönelik tepkiler geldi. Bunun üzerine de Sayın Cumhurbaşkanı’mızın bu konudaki talimatı hızlı bir şekilde geldi. Bizim de Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığımız bununla ilgili bir çalışma yapıyor. Bunun düzenlenmesi için öncelikle Meclis’in açılması gerekiyor. (Emekli ve memur maaş zammı) Toplu sözleşme gereği temmuz ayında 6 puanlık bir artış var, artı enflasyon farkı gelirse konulacak. Bu emeklilerimizin rahat geçimini dengeleyecek yeterli bir orana ulaşmazsa bununla ilgili çalışmalarımızı da biz Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığımızla beraber sürdürüyoruz. Çünkü Çalışma Bakanlığımız bu rakamların elbette çok üstünde olmasını ister ancak biz bütçe disiplinine 21 yıldır uyan bir Hükümet olarak bundan taviz vermeden, bir de deprem yaşadık malum, bunun kaynağını oluşturup Sayın Cumhurbaşkanımıza sunacağız.”
“Döviz kurlarının ralli yapmasını gerektirecek bir altyapı yok”
Bakan Nebati, Türkiye Ekonomi Modeli ile düşük faizle ülkenin yönetilebildiğini gördüklerini belirterek, kur korumalı mevduat uygulamalarının dövizle ilgili oynaklığın en aza indirilmesinde başarılı sonuçlar verdiğini belirtti.
Türkiye’de “herkesin dövize baktığı” bir yapı olduğunu belirten Nebati, “Her ne kadar şu anda serbest piyasa ile Merkez Bankası arasında bir çift fiyat oluşmuş olsa da bu olağanüstü şartlarda aldığımız olağanüstü kararların ve regülasyonların çok hızlı bir şekilde değişmesinden kaynaklanan Merkez Bankamızın aldığı kararların bir yansıması olarak ortaya çıktı ancak seçimlerden sonra bir taraftan beklentilerin kırılması öbür tarafta yapılacak yeni düzenlemelerle bunu toparlamış oluruz.” ifadelerini kullandı.
Nebati, seçim sonrasında döviz kurlarının artacağına yönelik iddiaları da değerlendirerek, şunları kaydetti:
“Bir defa Türkiye serbest kambiyo rejimine tabi, serbest piyasa kurallarından asla taviz vermeyen ve uluslararası tüm normları kabul eden bir ülke. Dolayısıyla bu fısıltı gazetesinden çıkan dedikoduları bir tarafa atın. Vatandaşlarımızın 20 Aralık 2021 öncesinde yaşadıkları anlık döviz kurlarındaki rallinin tekrar gerçekleşeceği dedikodularının gerçeği yansıtmıyor. Burada özellikle spekülatif birtakım çalışmalar ve döviz kurlarındaki ikili fiyatın oluşması bu dedikoduları bir miktar güçlendiriyor olsa bile bunun seçim sonrasında dengeye geleceği noktasında çok net mesajlarımı vermiş olayım. Bir ralli olması söz konusu değil çünkü Türkiye’nin gerçekliklerine baktığımızda döviz kurlarının ralli yapmasını gerektirecek bir altyapı yok. Ayrıca bizim kur korumalı mevduat 2,2 trilyon liraya gelerek 100 milyar doları aşmış seviyede. Özellikle üst limitlerin kaldırılmasıyla da Hazine ve Merkez Bankası üzerindeki maliyetleri de azaltarak piyasanın kendi gerçeklikleri doğrultusunda işlem yapmasını sağladık. Şu anda birtakım tedbirlerden dolayı sıkıntıları ben de duyuyorum ama bu tedbirlerin geçici olduğunu bilelim.”