Bakan Nebati, Atatürk Kültür Merkezi’nde düzenlenen, “Samsun İş Dünyası ile Buluşma” programında yaptığı konuşmada, yurdun dört bir köşesinde iş insanlarıyla bir araya geldiğini, ziyaretlerinde herkesin kalbinin bu topraklar ve çocukların geleceği için çarptığı gerçeğini gördüğünü söyledi.
Samsun’un büyük bir milletin dillere destan direnişinin ilk adımlarının atıldığı şehir olduğuna işaret eden Nebati, sanayi sektörünün şehir ekonomisi içindeki payının önceki yıllara göre arttığını, artmaya da devam edeceğini dile getirdi.
Samsun’un geçen yıl 162 ülkeye 1,3 milyar dolarlık ihracat gerçekleştirdiğini vurgulayan Nebati, “Bu rakam, 2002 yılı ihracat rakamına göre 34 katlık artış anlamına geliyor. Samsun el ele vermiş, omuz omuza büyük gayret içinde müthiş performans gösteriyor. Üretime, ihracata dayalı Türkiye ekonomi modelimizin uygulandığı güzide bir ilimiz haline gelmiş durumda. Ülkemizin kalkınmasında esnaf ve sanatkarlarımızın öncü rolünü de biliyoruz. Bu sebeple Halkbankımızın 2021 yılında Samsun’da 23 bin 171 kişiye kredi sağladığını memnuniyetle ifade etmek istiyorum.” diye konuştu.
Özünden kopuk olduğu için öz güvenden yoksun bazı mahfillerin felaket tellallığı yaptığını ve bunda ısrarcı olduklarını anlatan Nebati, şöyle dedi:
“İnsanımızı korkuya ve paniğe sevk etmek için adeta yarışan bu çevrelerin artık bir şeyi çok iyi idrak etmesi gerekiyor. Hangi algı operasyonlarını, hangi sektör spekülatif cambazlıklarınızı yaparsanız yapın, ne yüreğimizdeki memleket aşkını ne de gözümüzdeki ışığa, nefese asla sahip olamayacaksınız. Tam tersine bunların cılız nefesleri ülkemize, insanımıza olan aşkımızı ancak daha da korlaştırır. Onların gözünde ekonomi birtakım grafiklerden, istatistiklerden ve ezberlermiş hazır formüllerden ibarettir. Unuttukları bir şey var. Bu bir öz güven meselesidir. Öz güvenimizle, hedeflerimizdeki istikrarlı duruşumuzla, yol ve yöntemlerimizle bütün engelleri ve karamsarlık tablolarını yıkacak iradeye sahibiz, elhamdülillah.” ifadelerini kullandı.
Bakan Nebati, iki yıl önce başta sosyal medya olmak üzere önlerinde akademik titrleri olanların, kendilerini finansın dahileri hissedenlerin ve sunanların, bu ülkenin en akıllısı olduklarını ilan edenlerin, ulusal ve uluslararası ortaklarıyla küresel krizin bütün dünyayı sardığı ortamda Türkiye’nin en çok zarar göreceğini iddia edenlerin bulunduğunu söyledi.
Nebati, şu değerlendirmede bulundu:
“İki yıl önce mart ayında ülkemiz ve dünya kapanmaya başladığında karamsar tabloyu öyle bir yaydılar ki 2020 yılı adeta Türkiye’nin yıkılış yılı olacak ama ülkesine, topraklarına, vatanına, bayrağına, kendi ürettiklerine, fabrikalarına, iş insanlarına ve çalışanlarına, topraklarına güven duyanlar kulaklarını tıkadılar ve işe koyuldular. Hükümet, ekonomi yönetimi her türlü tedbiri aldı. ‘Buyurun’ dedi. ‘Merak etmeyin sizi anlıyoruz, sizi biliyoruz, sizi dinliyoruz, biz beraber hareket ederek dünyanın karşı karşıya kaldığı son 100 yıldaki en büyük krizi birlikte aşarız.’ diyerek bütün engelleri ortadan kaldırdık. Ne oldu? 2020 yılında Türkiye, Çin’den sonra büyüyen, 1,8’lik başarı ortaya koyan bir ülke oldu. Neye rağmen? Bunlara rağmen. Peki dünya ne oldu? Küçüldü.
2021 yılına girildiğinde bu çevrelerin yine tahminler yapmaya başladığını belirterek, şöyle dedi:
“Dünya Bankasından bütün akredite kuruluşlar, ‘Türkiye baz etkisiyle 3 büyüyecek, 4 büyüyecek.’ diye açık artırmaya girdi. Bizim içimizdeki çok bilmişler de ‘Ülke pandemi sürecinden çıktığında büyük işsizlikle karşı kaşıya kalacak, fabrikalar kapanacak.’ diye karamsar bir tabloyu ortaya koydu. Ne oldu? Dünya tek haneli büyürken Türkiye yüzde 11’lik büyüme sağladı. ‘İşsizlik oranı patlayacak, 15-20’lere gidecek.’ diyenler. Son açıklanan verileri hepiniz biliyorsunuz. 10,7’ye düştü. Ne oldu? Kulağını korkaklara, ‘Her şey kötü olacak.’ diyenlere, kendi ülkesinde ekonomisini, büyük üretim pazarı olan bir ülkeyi görmezden gelenlere verenler kaybetti. Merak etmeyin, biz kazanıyoruz, siz kaybediyorsunuz ama merak etmeyin, bu ülkede size de yer vardır. Bu ülkeyle beraber herkes büyüyecek. Büyümeye devam edeceğiz. Bizim önümüzü kimse engelleyemez, kimse kapatamaz.”
“Bizim öz güvenimiz yüksek”
Bakan Nebati, dünyanın birçok sorunla karşı karşıya kaldığını, Karadeniz’in kuzeyinde savaş bulunduğunu hatırlatarak, şöyle devam etti:
“Emtia fiyatları almış başını gidiyor. Petrol fiyatları almış başını gidiyor. Enerji fiyatları almış başını gidiyor. Gıda fiyatları almış başını gidiyor. Dünyada, Avrupa, ABD’de son 30 yılın, 40 yılın… Geçen yıl son 5 yıl diye başladılar, 10 yıllar diye başladılar, artık 40 yılın, 50 yılın, 70 yılın enflasyon oranıyla karşı karşıya kalan ülkeler var. Ortada ciddi bir problem var Türkiye ve dünya açısından. Ne diyorlar? ‘Yandık, bittik, öldük.’ Kim diyor? Önünde akademik titri olanlar, muhalefetin önde gidenleri, ülkenin akıllıları. Nerede konuşuyorlar? Televizyonlarda. İş dünyasına sesleniyorum; kapasite kullanım oranı kaç? Yüzde 80’lerde. İş dünyasına sesleniyorum; işsizlik oranı 10,7. İş dünyasına sesleniyorum; ihracatımız 235-236 milyar dolarlarda. İş dünyasına sesleniyorum; işinizi büyütmüyor musunuz? İş dünyasına sesleniyorum; işiniz iyi değil mi? İş dünyasına sesleniyorum; ihracatta yarışa girmemiş misiniz? İş dünyasına sesleniyorum; kazanmıyor musunuz, çalışanlarınızla paylaşmıyor musunuz? Bütün bunlar varken, ‘Yandık bittik…’ Bu ülke yanmaz. Biz iyimseriz ama gözlerimizi kapattık, problemleri görmezlikten gelip sorunları halı altına süpürenlerden değiliz ki. Her türlü sorun alanlarını paylaşmak, her türlü sorun alanlarının üzerinden paydaşlarımızla nasıl üzerinden geleceğiz diye kafa yoruyoruz, emek sarf ediyoruz. Bu işler böyle çözülür.”
Nebati, geçen yıl 20 Aralık öncesinde yine aynı kişilerin, “Ülke yandı bitti, mahvoldu” dediğini aktararak, “Şimdi kur stabil hale geldi, kontrolümüz altında. Tam bu ülkenin beklediği öngörülebilir durumda mıyız? Durumdayız elhamdülillah. Peki çözüldü mü bu iş? Çözüldü. Peki sorun ne? Sorun enflasyon. Bir tarafta dünyadan kaynaklanıyor. İkincisi 2018’den beri dolar kurunun, döviz kurunun oynak olması, yükselmesi. Bütün bunlar enflasyonla birleşince, bu dönemde yurt dışındaki fiyatlarla birleşince enflasyonun artmasına, yükselmesine sebep oldu. Bizi üzüyor mu? Üzüyor. Biz bunu bir sorun alanı olarak görüyor muyuz? Görüyoruz ama bildiğimiz bir şey var; Samsun’daki öz güven ruhu bizim ruhumuzdur. Bizim öz güvenimiz yüksek. Ne yaptığımızı biliyoruz ve bu işin üstesinden de geleceğiz. Bu işten toplum anlamında zarar görecek kim varsa bunlara zarar verdirmeden yolumuza devam edeceğiz.”