Milli Eğitim Bakanı Mahmut Özer, TBMM Genel Kurulunda, bakanlığının 2023 yılı bütçesi üzerinde yaptığı konuşmada, okul öncesi eğitimden başlayarak, eğitim ve öğretimin her kademesinde bütün bireylerin nitelikli eğitime eriştiği bir eğitim sistemi oluşturmayı hedeflediklerini söyledi.
Bütün çalışmalarını bu hedefe uygun olarak yürüttüklerini belirten Özer, 2000’li yıllardan itibaren eğitim sisteminin tarihi bir dönüşüm süreci geçirdiğini dile getirdi.
Bu dönüşümün eğitim sisteminde evrenselleşmeyi sağladığını ve niteliğin artmasına imkan verdiğini aktaran Özer, “Son 20 yılda eğitimdeki kitleselleşme kaliteye rağmen değil kalite merkezli bir şekilde gerçekleşmiştir. Yaşanan bu dönüşüm sürecinde ana hedeflerden bir tanesi eğitimde fırsat eşitliğini artırmaktır.” diye konuştu.
Eğitimde fırsat eşitliğini güçlendirmek için 2000’li yıllardan itibaren çok sayıda sosyal politikanın kararlı bir şekilde uygulandığını aktaran Özer, Şartlı Eğitim Yardımı (ŞEY), pansiyon kapasitesinin ve bursların artırılması, ücretsiz yemek hizmeti, ücretsiz ders kitapları ve yardımcı kaynakların bu sosyal politikalar arasında yer aldığını ifade etti.
Özer, “Eğer AK Parti hükümetleri bir milletvekilimizin bahsettiği gibi neoliberal eğitim politikalarını uygulamış olsaydı bu sosyal politikalar yenilenmezdi.” dedi.
Bu politikaların da desteğiyle okullaşma oranlarının okul öncesinden başlayarak tüm eğitim kademelerinde ilk kez yüzde 95’in üzerine çıktığına dikkati çeken Özer, 2000’li yıllarda 5 yaşında yüzde 11 olan okullaşma oranının bugün yüzde 99’a; ilkokulda okullaşma oranı yüzde 99,63’e; ortaokulda okullaşma oranı ise yüzde 99,44’e yükseltildiği bilgisini verdi.
“Kız çocuklarının okullaşmasıyla ilgili çok önemli politikalar hayata geçti”
2000’li yıllarda ortaöğretimde kızların okullaşma oranı yüzde 39 iken bugün bu oranın yüzde 95’e yükseldiğini aktaran Özer, “Kız çocuklarının okullaşmasıyla ilgili son 20 yılda çok önemli politikalar hayata geçti. Eğitim yatırımları ve sosyal politikalarla eğitimin tüm kademelerinde kız çocuklarının okullaşma problemi kökünden çözülmüştür.” ifadelerini kullandı.
Özer, 2022-2023 eğitim ve öğretim yılında, resmi ve özel toplam 71 bin 818 okulda 1 milyon 200 bin öğretmen ve 19 milyon 100 bin öğrenci ile eğitim ve öğretime devam edildiğini belirterek, şunları kaydetti:
“Eğitim sistemimizdeki toplam öğrenci ve öğretmen sayımız, günümüzde birçok ülkenin toplum nüfusunun üzerindedir. Bu ölçekte bir eğitim sisteminde büyük bir dönüşümü gerçekleştirebilmek, devasa yatırımların yanında büyük bir kararlılığı da gerektirmektedir. Türkiye’de eğitim sisteminde yaşanan dönüşümün anahtar kavramları kapsayıcılık, eğitimde eşitlik ve kalitedir. Türkiye’nin eğitim sisteminde gerçekleştirdiği bu kavramlara dayalı somut iyileştirmeler siz görmeseniz bile uluslararası kuruluşlar tarafından çok rahat bir şekilde görülmektedir. Öğrenci başarı araştırmasıyla ilgili OECD’nin 15 yaşa ilişkin tüm araştırmalarında Türkiye son 20 yılda sürekli puanını arttırmıştır.”
Okul öncesi eğitimde yapılanlara da değinen Özer, “Son bir yıl içerisinde okul öncesi eğitim kademesindeki okullaşma oranını OECD ortalamasına çıkartmak için 3 bin yeni anaokulu yapmak için yola çıktık. Biz yola çıktığımız zaman tüm Türkiye’de 2 bin 782 tane anaokulu vardı. Bir yıl tamamlanmadan 5 bin 541 bağımsız anaokulunu yaptık yani bir yılda hedefimize ulaştık.” şeklinde konuştu.
– “153 milyon ders kitabı ücretsiz dağıtıldı”
Bakan Özer, 2022-2023 eğitim öğretim yılında 153 milyon ders kitabının, 160 milyon da yardımcı kaynağın öğrencilere ücretsiz olarak dağıtıldığını aktardı.
Bu yıl hayata geçirilen ücretsiz yemek uygulamasının da kapasitesini artırdıklarını dile getiren Özer, “Ağırlıklı olarak taşımalı eğitim kapsamındaki ve pansiyonlarda kalan öğrencilerimizin yararlandığı bu imkandan bu yılın başlarında 1,5 milyon öğrencimiz yararlanırken özellikle okul öncesi eğitimdeki öğrencilerimize öncelik vererek bu sayıyı 1,8 milyona çıkardık. 2023 yılının sonuna kadar ücretsiz yemek imkanından okul öncesi tüm öğrencilerimizi yararlandıracağız. Bu sayıyı yaklaşık 4 milyona çıkaracağız.” dedi.
Köy anaokulları ve ilkokullarının yanı sıra köyde yaşayan vatandaşların istedikleri kursları da onlara yerinde vermek için 2 bin 200 köy okulunun tamiratının yapıldığını, bu okullarda eğitim-öğretimin başladığını kaydeden Özer, “İnşallah bu köy yaşam merkezleriyle sadece çocuklarımızı değil, aynı zamanda oradaki köylü vatandaşlarımızın da sürekli hayat ve öğrenme kapsamında istedikleri kursları ilçeye gitmeden, köylerde vermeye devam edeceğiz. Şu ana kadar 152 bin köylü vatandaşımızı bu eğitimlerden yararlandırdık. İnşallah 2023 yılında 1 milyon köylü vatandaşımızı bu eğitimlerden yararlandırmayı hedefliyoruz.” bilgisini verdi.
Okul Bütçesi Projesini uygulamaya koyduklarını anımsatan Özer, “İlk kez tüm okullara temizlik, kırtasiye, küçük onarım ve donatım ihtiyaçlarını karşılamak için şu ana kadar 7 milyar lira bütçe gönderdik. Bu bütçeyi gönderirken ihtiyacı fazla olan okula fazla, az olan okula az bütçe gönderdik. 2023 yılında da bu uygulamaya kaldığımız yerden devam edeceğiz.” diye konuştu.
“Akademik olarak başarılı öğrencileri meslek liselerine tekrar kazandırdık”
Öncelik verdikleri en önemli alanlardan bir tanesinin de mesleki eğitimin güçlendirilmesi olduğunu söyleyen Özer, şunları kaydetti:
“Mesleki eğitim iki kanaldan verilmekte; meslek liseleri ve mesleki eğitim merkezleri. Meslek liselerinde eğitim verdiğimiz tüm meslek alanlarında sektörün güçlü temsilcileriyle süreçlerin tamamını birlikte yönetmeye yönelik olarak yeni bir yaklaşım gerçekleştirdik. Bu yaklaşım sonucunda müfredatı birlikte güncelledik, öğrencilerin işletmedeki beceri eğitimlerini, alan ve atölye öğretmenlerimizin işbaşı, mesleki gelişim eğitimlerini birlikte planladık. 2 yıl gibi kısa sürede ilk kez meslek liseleri yüzde 1’lik başarı diliminden öğrenci almaya başladı. Yani 28 Şubat sürecinin meslek liselerinden uzaklaştırmış olduğu öğrenci profilini, akademik olarak başarılı öğrencileri meslek liselerine tekrar kazandırdık. Meslek liseleri, üretim kapasitesiyle, iş gücü piyasasının ihtiyaç duymuş olduğu insan kaynağını karşılamakla yetinmeyip olağanüstü koşullarda toplumun ihtiyacı olduğu tüm ürünleri de üretebilecek duruma gelmiştir.”
Mesleki Eğitim Kanunu’nda çok önemli bir değişiklik yaptıklarını anlatan Özer, “Çıraklık, kalfalık ve ustalıkla ilgili özellikle küçük ve orta ölçekli işletmelerin insan kaynağı ihtiyacını gidermek için büyük bir dönüşüm başlattık. Sayın Cumhurbaşkanımız 2022 yılının sonuna kadar 1 milyon çırak ve kalfanın eğitim sistemine dahil olma hedefini koydu önümüze. Bugün 1 milyon 152 bin çırak ve kalfanın olduğu bir eğitim sistemimiz oldu. 1 milyon 152 bin çırak ve kalfanın yaklaşık yüzde 81’inin 18 yaş üstü olması, attığımız bu adımın ülkemizde genç işsizliği azaltmada ne kadar önemli bir enstrüman olduğunu da açık bir şekilde göstermiştir.” dedi.
Öğretmenlerin kişisel ve mesleki gelişimlerini önemsediklerini belirten Özer, sendikaların, siyasi parti liderlerinin çağrılarına rağmen öğretmenlerin yüzde 99,74’ünün uzman ve başöğretmenlik sınavına katıldığını söyledi.