Dış Ekonomik İlişkiler Kurulu (DEİK) Türkiye-ABD İş Konseyince (TAİK) 12’nci Türkiye Yatırım Konferansı düzenlendi.
ABD’nin teknoloji devlerinden Meta’nın binasında gerçekleşen konferansa, özellikle teknoloji alanında faaliyet gösteren ABD’li ve Türk iş insanları katıldı.
Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank, burada yaptığı konuşmada, salgın, savaşlar, enflasyon, enerji krizleri, istikrarsız arz ve değer zincirleri nedeniyle zor bir dönemden geçildiğini, küresel ekonominin sorunlarını çözmek için kamu ve ticari diplomasiyi sürdürmekte ısrar edilmesi gerektiğini söyledi.
Türkiye’nin salgın sürecinde gösterdiği performansla dirençli, sağlam, çevik ve esnek bir ekonomiye sahip olduğunu kanıtladığını vurgulayan Varank, diğer pek çok üreticinin aksine Türk üreticilerin salgın sürecinde yurt içi ve dışı taahhütlerini başarıyla yerine getirdiğini kaydetti.
Varank, söz konusu dönemde Türkiye’nin G20, OECD ve Avrupa Birliği (AB) ülkeleri arasında en yüksek gayrisafi yurt içi hasıla (GSYH) büyümesini gerçekleştirdiğini, Orta ve Doğu Avrupa’da yatırım çeken ilk 3 ülke arasında yer aldığını dile getirdi.
“ABD’den Türkiye’ye doğrudan yatırım girişi geçen yıl yüzde 45 arttı”
Birçok çok uluslu şirketin Türkiye’yi Avrupa, Asya ve Afrika’nın kesiştiği noktada bir araştırma, tasarım, üretim, ihracat ve lojistik merkezi olarak tercih ettiğini vurgulayan Varank, “Bazı küresel şirketler şimdiden bazı operasyonlarını Türkiye’ye kaydırırken bazıları kapasitelerini artırdı. Bugün Türkiye’de iş yapan uluslararası şirketlerin sayısı, 2 bini ABD şirketi olmak üzere 76 bine ulaştı. Uluslararası yatırımcıların 500’den fazla AR-GE ve yenilik merkezi Türkiye’de bulunuyor.” dedi.
Varank, ABD’nin geçen yıl Türkiye’nin en büyük ikinci ihracat pazarı ve dördüncü en büyük ithalat ortağı olduğunu anımsatarak, bu ülkeden Türkiye’ye doğrudan yatırım girişinin geçen yıl yüzde 45 artışla 14 milyar dolara çıkarak, ABD’yi Türkiye’nin en büyük ikinci yatırımcısı haline getirdiğini anlattı.
Rakamların arttığını ancak potansiyelin çok altında kaldığını belirten Varank, şöyle devam etti:
“Tüm anlaşmazlıklara rağmen Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Başkan Biden, iş ortamının geliştirilmesine her fırsatta desteklerini dile getiriyor. ABD’nin dayanıklı tedarik zincirleri oluşturma, Amerikan imalatını canlandırma ve geniş tabanlı büyümeyi teşvik etme konusundaki yeni politikasının hem Türk hem de Amerikan şirketleri için fırsatlar yaratabileceğine inanıyoruz.”
“Türkiye, bölgesel bir teknoloji merkezi olma potansiyeline sahip”
Türkiye’nin girişimci iş kültürü, genç ve teknolojiye meraklı nüfusu, yetenekli mühendis havuzu ve rekabetçi ortamı ve hizmetleriyle küresel aktörlerden büyük yatırımlar çektiğine işaret eden Varank, ülkede 2019’da sıfır olan “unicorn” sayısının bugün 2’si “decacorn” olmak üzere 6’ya çıktığını bildirdi.
Varank, “Türkiye, ABD şirketleri için bölgesel bir teknoloji merkezi olma potansiyeline sahip.” diye konuştu.
Türkiye’nin start-up ekosisteminin geçen yıl erken aşamada 1,6 milyar dolarlık yatırım aldığı bilgisini veren Varank, toplam fonlama değerinin bir önceki yıla kıyasla 9 kat arttığını, bu yılın ilk yarısında ise 1,4 milyar dolar yatırımla bir kez daha rekora ulaşıldığını kaydetti.
Varank, aynı dönemde İstanbul’un Londra, Paris ve Berlin’den sonra en çok yatırım yapılan 4’üncü şehir olduğunu, oyun yatırımlarında ise Avrupa’da ilk sırada yer aldığını aktardı.
ABD’li şirketleri Türk teknoloji start-uplarına doğrudan veya girişim sermayesi fonları aracılığıyla yatırım yapmaya çağıran Varank, “Türkiye’ye yatırım yapmalı, bölgemizde iş yapmanın faydasını görmeli ve oradan tüm dünyaya açılmalısınız.” ifadesini kullandı.