Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank, “Türk Standardları Enstitüsü (TSE) 61. Olağan Genel Kurul Toplantısı”nın açılışında yaptığı konuşmada, Enstitünün sanayicinin, üreticinin küresel pazarlardaki rekabet gücünü artıran yüz akı kurumu olduğunu söyledi. 68 yıla dayanan geçmişiyle TSE’nin, Türkiye’nin her geçen gün güçlenen ve çeşitlenen üretim altyapısına yeni ufuklar sunma misyonunu kararlılıkla sürdürdüğünü belirten Varank, bu anlamda katma değerli ve yenilik odaklı üretim anlayışıyla ortaya koydukları Milli Teknoloji Hamlesi vizyonuna TSE’nin tecrübesi ve yetkinliğiyle verdiği ve vereceği katkının çok kıymetli olduğunu bildirdi.
Varank, geçen hafta TEKNOFEST Azerbaycan etkinliği için Bakü’de olduklarını hatırlatarak, 2018’den bu yana düzenledikleri TEKNOFEST’in her yıl çığ gibi büyüyerek uluslararası bir marka haline dönüştüğünü dile getirdi.
Azerbaycan Türkü gençlerin de Anadolu’daki kardeşleri gibi teknolojiye ilgisine ve üstün yeteneklerine şahitlik ettiklerini anlatan Varank, şöyle konuştu:
“Buradan aldığımız güçle, teknolojide de ‘tek millet iki devlet’ şiarıyla omuz omuza verecek ve birlikte ülkelerimizi çok daha ileri noktalara taşıyacağız. Tabii bunu da gençlerimizin öncülüğünde yapacağız. Çünkü biz, kendilerine inandıkları takdirde gençlerimizin yapabileceklerinin bir sınırı olmadığını gayet iyi biliyoruz. İşte geçen yıl kazanılan Karabağ Zaferi aslında bunun en somut örneği. Şimdi aynı iş birliğini teknolojik atılımlarımıza taşımayı hedefliyoruz. Dünyanın en büyük havacılık, uzay ve teknoloji festivali olan TEKNOFEST de bu adımlardan birisi. Biz TEKNOFEST ile gençlerimize bilimde, teknolojide, havacılıkta, uzayda yeteneklerini geliştirecek ortamlar sunuyor ve gerekli imkanları tanıyoruz. Onlar da buna en güzel şekilde karşılık veriyor ve yüksek teknolojili projelerle çok güçlü bir şekilde boy gösteriyorlar. Teknoloji dehası gençlerimizin birbirinden yetkin projelerini gördükçe büyük bir heyecan ve gurur duyuyoruz. İnşallah yakın zamanda, TEKNOFEST kuşağının öncülüğünde ülkemizi kritik teknolojilerin yalnızca pazarı değil, aynı zamanda global bir üreticisi haline getireceğiz.”
“Hani nerede sizin sözüm ona çevreciliğiniz?”
Bakan Varank, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın, düzenlenen törenle Atatürk Havalimanı Millet Bahçesi’nde ilk fidanı diktiğine dikkati çekerek, tamamlanıp hizmete açıldığında burasının da İstanbul’a kazandırdıkları diğer eserler gibi gerçek bir başyapıt olacağını kaydetti.
Devasa büyüklükteki yeşil alanları ve modern sosyal tesisleriyle, mega kentin güzelliğine yakışır, dünya standartlarında bir mekan olacağını ifade eden Varank, “Ama bakıyorsunuz, daha düne kadar, ‘Bu proje ilk bizim aklımıza gelmişti’ diyenler yine bildiğimiz düşmanlıklarıyla, eleştirileriyle bu projeye saldırıyorlar. Gezi Parkı’ndaki 3-5 ağaç için ülkeyi yakıp yıkanlar, ülkenin en büyük çevre projelerine karşı çıkıyorlar. Hani nerede sizin sözüm ona çevreciliğiniz? Hani nerede sizin sözüm ona yeşil sevdanız? Bunlar Avrupa’da, Amerika’da imrenerek gezdikleri, öve öve bitiremedikleri parkları milletimize reva görmüyorlar ama biz milletimize en iyisini sunmanın derdindeyiz. İşte dün bu ‘istemezükçü’ zihniyete 560 bin İstanbullu gereken cevabı verdi. İstanbul sel oldu, akın akın o alana geldi.” değerlendirmesinde bulundu.
“Gayrimilli bir muhalefet anlayışıyla her alanda mücadeleye devam edeceğiz”
Bakan Varank, dün ‘Yaptırmayız’ diyen zihniyete bir cevap verildiğini belirterek, şunları söyledi:
“Sayın Cumhurbaşkanı’mıza ‘Yurt dışına kaçacak’ iftirasını atanlara, Atatürk Havalimanı’nda tıpkı 15 Temmuz gecesi olduğu gibi dün güçlü bir cevap da verildi. Siyaset sahnesine çıktığı ilk günden itibaren milletiyle yol yürüyen Sayın Cumhurbaşkanı’mıza ağababalarının gücü yetmezken bir kişinin iftiralarıyla Cumhurbaşkanı’mızın yurt dışına çıkacağını düşünmek büyük bir cahillik. Bu ülkede herkes Cumhurbaşkanımız Erdoğan’ın kitabında ‘kaçmak’ diye bir kelime olmadığını gayet iyi biliyor. Siyasi hayatını da bunu adeta ispat ederek yaşamıştır. Bir şiirden ötürü hapse atılmayı göze aldı ama ülkeden kaçmadı. 15 Temmuz gecesi Marmaris’te iken kaldığı otelin sahibi kendisine tekneye atlayıp Yunan karasularına gitmeyi bu ülkeden kaçırmayı teklif etti ama Sayın Cumhurbaşkanı’mız bunu asla kabul etmedi, ‘Ben milletimle mücadele edeceğim’ dedi. Şimdi böyle bir insana ‘Yurt dışına kaçacak’ iftirasını atmak büyük bir rezillik. Kendi fondaşları bile bu attıkları iftiraya inanmadılar. Mesele kaçmaksa kaçmayı sen çok iyi bilirsin. 15 Temmuz’da darbeci askerlerin arasından nasıl sıvışıp, belediye başkanının evine kendini nasıl attı hepimiz o fotoğrafları gördük.
Peki bu zat bu iftirayı nasıl bir dönemde atıyor? Teröre açıktan destek veren İsveç ve Finlandiya’ya, ‘Terörle arana mesafe koymadıkça NATO’ya girmenize müsaade etmeyiz’ dediğimiz, sınırlarımız dışında terörü kazıma harekatlarımıza bir yenisini daha ekleyeceğimiz ve büyük mücadeleyle ilgili bilgi verdiğimiz bu dönemde böyle bir iftirayı ortaya atıyor. Biz, teröristlere vuruyor, terör destekçilerine haddini bildiriyoruz, ses Kılıçdaroğlu’ndan geliyor. FETÖ’nün istismar ettiği alanları ABD’de dahi ellerinden alıyoruz, ses Kılıçdaroğlu’ndan geliyor, FETÖ’nün düşman bellediği vakıflara saldırıyor. İşte tablo ortada. Eğer bu ülkede yurt dışı sevdalısı bir siyasi varsa bizzat oralardan talimat alan bir siyasi varsa bu zat, Pensilvanya’nın, Stockholm’ün gündemini kendine rehber edinen ana muhalefetin başkanıdır. Böyle gayrimilli bir muhalefet anlayışıyla da her alanda mücadeleye devam edeceğiz. Bizim amacımız Türkiye’yi tam bağımsız, kendi siyasi politikalarını tasarlayıp üretebilen bir ülke haline getirmektir. Allah’ın izniyle Türkiye’yi bu noktaya taşıyacağız. Türkiye başkasının ağzının içine bakan değil, kendi çıkarları ne gerektiriyorsa onu uygulayan bir ülke olacak, bu yolda da çok önemli bir mesafe kaydettik.”
“TSE geçen yıl 20 bin ürün belgesi düzenledi”
Milli Teknoloji Hamlesi vizyonuyla sanayi başta olmak üzere ekonominin her alanında atılımlar yaptıkları tarihi bir dönem yaşadıklarını vurgulayan Varank, üretim, ihracat ve büyümede elde ettikleri başarıları sürekli hale getirmek ve daha da ileriye taşımak üzere tüm kurum ve kuruluşlarla topyekun, ortak akılla hareket ettiklerini belirtti.
Varank, bu noktada kritik rol oynayan kurumlardan birinin de TSE olduğuna dikkati çekerek, 2021 yılında kurumun 20 bin ürün belgesi, 9 bin sistem belgesi düzenlediğini, periyodik muayeneler, endüstriyel, çevresel, yükleme gözetim hizmetleri ile hizmet yeri belgelendirme dahil 229 bin belge ve rapor hazırladığını, ithalatta uygunluk denetimlerinde 42 bin başvuruyu sonuçlandırdığını, 21 bin deney raporu ve 27 bin kalibrasyon raporu hazırladığını bildirdi.
TÜBİTAK iş birliğiyle Türk-İslam coğrafyasında ilk defa bir Ar-Ge ürünü olarak helal gıda analizleri için referans jelatin geliştirildiğine işaret eden Varank, bilişim teknolojileri alanında Beyaz Şapkalı Hacker-Sızma Testi Uzmanı Eğitimleri kapsamında yaklaşık 1000 kişiye uzmanlık sertifikası düzenlendiği bilgisini verdi.
Akkuyu Nükleer Enerji Santrali Projesi ile Türkiye’nin sürekli artan enerji talebinin güvenli bir şekilde karşılanması noktasında büyük bir adım attıklarını dile getiren Varank, şunları kaydetti:
“Tabii bu süreçte bizim en temel önceliklerimizden biri yerli sanayimizin bu devasa projeye azami katkı sunmasıydı. İşte bu amaçla gerekli girişimleri yaptık, TSE’nin bu santralde kullanılacak ekipman ve malzemelerin sertifikasyonu konusunda yetkilendirilmesini sağladık. Bu yetki sayesinde de yerli üreticilerimizi belgelendirerek ürünlerinin santral inşaatında kullanılabilmesinin önünü açtık. Şu anda, vanalar, borular, depolama tankları, donatı çelikleri başta olmak üzere birçok yapı malzemesi yurt içinden, sanayicilerimizden temin ediliyor. Bugüne kadar projede 160 milyon dolar değerinde yerli ürün tedarik edildi. Proje tamamlandığında bu rakamın 1 milyar doların üzerine çıkacağını tahmin ediyoruz. Eğer Enstitümüz bu alanda yetki almamış olsaydı, emin olun bu ürünlerin tamamı ithal edilecekti ve üreticilerimiz de ülkemizde inşası gerçekleşen bu projeye hiçbir ürün tedariki yapamayacaklardı. İşte bu güzel örnek başlı başına TSE’nin sanayimiz için ne kadar önemli bir role sahip olduğunu gösteriyor.”
Varank, helal pazarını oluşturan helal gıda, İslami finans, helal turizm, helal kozmetik gibi sektörlerdeki payın istenen seviyede olmadığına dikkati çekerek, “TSE, helal alanında görev yapacak kişilerin belgelendirilmesi noktasında Helal Akreditasyon Kurumu tarafından resmi olarak yetkilendirilen dünyadaki ilk kuruluş oldu. Böylece helal ürün ve hizmet ticaretindeki gerçek potansiyelimizi ortaya çıkaracak ve küresel helal pazarındaki payımızı inşallah peyderpey artıracağız.” değerlendirmesinde bulundu.
TSE Kalite Kampüsü’nü çok önemsediğini ifade eden Varank, “TSE’nin teknik ve idari altyapısının iyileştirilmesi, muadili kuruşlarla rekabet gücünün artırılması çok önemli. İnşallah önümüzdeki günlerde Kalite Kampüsü’müzün resmi temel atma törenini gerçekleştireceğiz.” dedi.
Bugünkü genel kurulun seçimli olacağını anımsatan Varank, Başkan Adem Şahin’e ve yönetim kurulu üyelerine tüm çalışmaları ve gayretleri için teşekkür etti.
Varank, konuşmasının ardından görevini yeni yönetim kuruluna devredecek Şahin’e bordo-mavi bir çiçek takdiminde bulundu.