Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı, Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) ve Turkcell iş birliğiyle çevrim içi olarak gerçekleştirilen “İnovasyonla Yerli Üretim ve KOBİ’lerin Gücü” etkinliğinin açılışında yaptığı konuşmada, KOBİ’lerin büyük ölçekli işletmelerle iş birliğinin önemine değindi.
Kovid-19 salgını döneminde Baykar, Arçelik ve Aselsan ile gücünü birleştiren Biosys isimli “start-up”ın bir başarı hikayesi yazdığını anımsatan Varank, söz konusu iş birliği sayesinde yoğun bakım solunum cihazının iki hafta gibi rekor sürede seri üretime geçtiğini söyledi.
Varank, savunma sanayisinde de büyük firmalarla KOBİ’lerin bir araya gelerek yüzde 25’lerde olan yerlilik oranlarını yüzde 80’lere taşıdığını bildirdi.
Türkiye’nin salgına rağmen sanayinin katkısıyla 2020’de büyüyen nadir ülkelerden biri olduğunu, 2021’de yüzde 11 büyümeyle G-20 ülkeleri arasında zirveye yerleştiğini hatırlatan Varank, şöyle konuştu:
“Bu yılın ilk çeyreğinde yüzde 7,3’lük büyümeyle bu serinin rastlantı olmadığını tüm dünyaya kanıtladık. İhracat tarafında her ay yeni rekorlar kırıyoruz. Son 12 ayda 242 milyar dolarlık ihracat rakamını yakaladık ancak biz bu başarıların sürdürülebilirliğini, işin esas zor kısmı olarak görüyoruz. Bu manada ‘Nereleri daha fazla geliştirmemiz gerekir’ noktasında çabalarımız her zaman devam ediyor. Özel sektörle istişare halinde, varsa eksikliklerin üzerine gidiyoruz.”
“Çağrıların sonuçlarını yakında ilan edeceğiz”
Varank, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın liderliğinde “Milli Teknoloji Hamlesi” ışığında sürekli atılım yaptıklarına dikkati çekerek, “Teknoloji Odaklı Sanayi Hamlesi Programı” ile yüksek katma değerli, orta yüksek ve yüksek teknolojili ürünlerin yerli imkan ve kabiliyetlerle üretilmesine destek verdiklerini dile getirdi.
Program kapsamında firmaların daha önce Türkiye’de hiç üretilmemiş ürünlerin yatırımlarını yaptıklarını vurgulayan Varank, şöyle devam etti:
“Bir kısmında pilot üretime dahi geçildi. Bugüne kadar Makine, Mobilite, Üretimde Yapısal Dönüşüm, Sağlık ve Kimya Ürünleri ile Dijital Dönüşüm çağrılarını açtık. Pilot çağrı olan makine sektöründe kabul edilen 20 projenin büyüklüğü 1,7 milyar lira düzeyindeydi. Bu projeler kapsamında Türkiye’de takım tezgahları, 3 boyutlu yazıcılar, servo motorlar, dizel motorlar, ileri lazer sistemleri, yağ yakıt filtreleri ve özel maçlı makineler üretmeye başladık. Yine, büyüklüğü yaklaşık 4 milyar lirayı bulan mobilite sektörü projeleri kapsamında da lidar radarlar, otonom taşıtlar, batarya taşıyıcı sistemler, akıllı kamera sistemleri, hava yastıkları gibi katma değeri yüksek kritik ürünlerin yatırımları gerçekleşecek. Üretimde Yapısal Dönüşüm, Sağlık ve Kimya Ürünleri ve Dijital Dönüşüm Çağrısı kapsamında ise değerlendirme süreçlerimiz devam ediyor. İnşallah bu çağrıların sonuçlarını da yakın zamanda ardı ardına ilan edeceğiz.”
“Büyümede aslan payı sanayide”
Varank, yerlileşmeye yönelik desteklerin bunlarla sınırlı olmadığını ifade ederek, Yatırım Teşvik Sistemi kapsamında, Türkiye’nin Otomobili, elektrikli araç sistemleri, insansız hava araçları üretimi, Milli Muharip Uçak üretimi, güneş paneli üretimi gibi üst düzey teknolojilerin proje bazlı destek sistemiyle hayata geçtiğini ya da projelerin hızla ilerlediğini anlattı.
Yerlileşmenin faydalarının, savunma sanayisinde fazlasıyla görüldüğünü söyleyen Varank, “Bunu sivil alanda da kararlı bir şekilde hayata geçirmemiz gerekiyor. Büyük ve güçlü Türkiye’ye giden yolun anahtarı yerli ve milli teknolojiden geçiyor.” değerlendirmesinde bulundu.
Varank, büyümede aslan payının sanayide olduğuna dikkati çekerek, “KOBİ’lerimiz ise dönen çarkların en önemli dişlisidir. Ekonomik kalkınmanın yolu da yerlileşmenin yolu da güçlü KOBİ’lerden geçiyor. Özellikle AR-GE, teknoloji ve inovasyon kabiliyetleri kazanmaları KOBİ’leri rekabetçilikte 3-5 adım öne çıkarıyor. Bakanlık olarak güçlerine güç katmak için KOBİ’lerimizi inovasyon ve dijitalleşmeye yönlendiriyoruz.” ifadelerini kulandı.
KOSGEB ve TÜBİTAK aracılığıyla oluşturulan destek programlarını anlatan Varank, KOBİ’lere hibe destekleri de verdiklerini, firmaları kendilerini geliştirmeleri ve tecrübe kazanmaları için büyük ölçekli işletmelerle buluşturduklarını bildirdi.
Büyük ölçekli şirketlere davet
Varank, Turkcell’in yerli ekosisteme ve KOBİ’lere destek olma çabalarını da takdire şayan bulduğunu ifade ederek, “Umarım bu doğrultuda oluşturulan Tedarikçi Eksenli İnovasyon Programı, Yerlilik Programı ve Büyük Ortağım Programı yerlilik ekosisteminin gelişimine ivme kazandırır. Bu vesileyle diğer büyük ölçekli şirketlerimizi de ülkemizin geleceği olan KOBİ’lerimize yatırım yapmaya, tedarikçilerini geliştirmeye davet ediyorum.”
Bugünkü çevrim içi seminerin başlıkları arasındaki yapay zeka ve siber güvenlik konularının işletmeler için hayati önem taşıdığına dikkati çeken Varank, şunları kaydetti:
“Bu hususta Ulusal Yapay Zeka Stratejimizi ilan ederek, yol haritamızı bütün sektörlerle paylaştık. TÜBİTAK BİLGEM bünyesinde kurduğumuz Yapay Zeka Enstitüsü bu stratejinin eylemlerinin hayata geçmesinde katalizör görevi görecek, akademik araştırmalarla endüstrinin ihtiyaçları arasında bir köprü görevi üstlenecek. Siber güvenlik hususunda da TÜBİTAK BİLGEM tarafından onlarca çalışma yürütülüyor. Bilhassa son dönemlerde tam zamanında doğru teknolojiye yatırım yapıyoruz. Ülkemizi kritik teknolojilerin pazarı değil, üreticisi yapmak için çalışıyoruz. Bu noktada KOBİ’lerimiz ülkemizin geleceği olacak. Biz de Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı olarak KOBİ’lerimizin sonuna kadar arkasında yer alacağız.”