Tarım ve Orman Bakan Yardımcısı Ebubekir Gizligider, hep konuşulan ancak sistematik olarak başlanamayan sözleşmeli hayvancılık ve tarıma geçileceğini söyledi.
Kırıkkale’ye gelen Gizligider, Yahşihan Kaymakamı Ender Faruk Uzunoğlu, İl Tarım ve Orman Müdürü Sırrı Yılmaz ve AK Parti Kırıkkale İl Başkanı Mustafa Kaplan ile “Obaköy” eğlence ve dinlenme alanında oluşturulan “Çocuk Tarım Akademisi”ni ziyaret etti.
Burada dikim alanlarına çapa yaptıktan sonra tohumları toprakla buluşturan Gizligider ve öğrenciler, bitkilere can suyu verdi.
Ardından İl Tarım ve Orman Müdürlüğü Konferans Salonu’nda düzenlenen “Tarım Sektörü İstişare Toplantısı”na katılan Gizligider, burada yaptığı konuşmada, bakanlık olarak herkesin arazide görev yaptığını söyledi.
Gizligider, “Biz Ankara’da politikaları belirleriz, yazarız, çizeriz, kesin doğrudur, devlet yaptıysa mutlaka doğrudur” gibi iddialarının olmadığını belirterek, “Birtakım sorunlarımız varsa hep birlikte istişare ederiz. İnşallah istişarenin sonucunda da çözüme kavuştururuz. Şükür bu yıl geçen seneye göre daha iyi bir sezon geçirdiğimizi düşünüyoruz. Tahıl yoğunluğunun olduğu bu bölgede hem fiyat hem de bereket itibarıyla güzel bir yıl oldu. Allah da kul da yardım etti. Sağ olsun Cumhurbaşkanımız götürdüğümüz tekliflerin tamamını itirazsız bir şekilde hatta bazen yükselterek kabul etti ve büyük bir destek verdi.” diye konuştu.
Bugün itibarıyla yeni mevzuat çalışmalarının neticelendiğini belirten Gizligider, şöyle devam etti:
“Mevzuat içerisinde öncelikle sözleşmeli hayvancılık ve tarım var. Sözleşmeli hayvancılık ve tarım hep konuşulur ama bir türlü Türkiye’de sistematik olarak başlayamadı. İnşallah artık buna geçiyoruz. Bu, üretici, tüketici ve satın alanın da korunduğu bir sistem. Yani herkesin sözünde durmak zorunda olduğu, sisteme girenin baştan sigorta zorunluluğunun bulunduğu, ardından ‘benim param ödendi, ödenmedi, çiftçi bana ürünü verdi, vermedi’ gibi tartışmaların tamamının biteceği bir sistem getiriyoruz. Bu sisteme girenlerin de ciddi kolaylığı ve kazançları olacak.”
Gizligider, yine getirecekleri izin sistemiyle de hangi toprağa ne ekileceğini belirlemek istediklerine dikkati çekerek, “Buna girilmezse biz destek vermeyeceğiz. Çünkü başka türlü bu ürün desteğini yönetemiyoruz. Dönemsel bir ürün para ediyor ve herkes ona yükleniyor. Alttaki suyun, deponun veya pazarın durumu ne, bilemiyoruz. Bunları sistematik olarak bitirmek istiyoruz. Aslında toprağa ne ekilecek, yüzyıllarca belli. O kendini anlatıyor, söylüyor. Biz ona dayatıyoruz bir şeyleri. Ama doğayla oyun olmaz. Eninde sonunda doğa kazanır. Önce bu toprağı ve suyu korumak zorundayız. Bunun dışındaki seçeneklerin tamamı fantezi.” ifadelerini kullandı.
Büyük kentlerin civarında “kent tarımı” sistemi başlatacaklarını anlatan Gizligider, bu kapsamda seracılık, kullanılmayan vadiler, Hazine arazilerinin tarıma kazandırılmasının söz konusu olduğunu belirtti.
Gizligider, artık “eNabız” gibi bir sistemi hayvancılıkta da başlatacaklarını vurgulayarak, şunları kaydetti:
“Örnek olarak hayvanın anası ve babası kim, aşısı ne, hastalığı ne olmuş, cinsi ne, bunların hepsini gözlemlemek lazım. Yine bu sistemi bitkisel üretim bazında da yapmak istiyoruz. Bunları inşallah cep telefonuna sığdıracağız. Bu bizim için çok önemli. Çünkü büyük bir insan kaynağı israfında hep beraber ne yazık ki bulunuyoruz. Yine pilot il olarak Konya’da başlattığımız ve daha sonra Türkiye’ye yaymak istediğimiz ‘Gelir Koruma Sigortası’ var. Şu anda Cihanbeyli, Karatay ve Kadınhanı’nda uygulanıyor. Destek sistemini de inşallah değiştiriyoruz. Yakında ayrıntıları açıklanacak. Çiftçilerimize ekim zamanı desteklerin çoğu gelecek. Yani baştan alacaksınız. Bunun içerisinde mazot, gübre, ilacı var. Bunu da parasal olarak değil, ayni olarak vermek istiyoruz.”