Erken Çocukluk Eğitiminde Kalite ve Erişimin Artırılması Projesi’nin çevrim içi tanıtım toplantısına katılan Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanı Zehra Zümrüt Selçuk, eğitimin insanı hayata hazırlayan bir kılavuz olduğunu söyledi.
Hükümet olarak insana erken çocukluk döneminden itibaren yatırım yapmayı çok önemsediklerini vurgulayan Selçuk, bu noktada Avrupa Birliği’nin tahsis ettiği ve bugünkü projeye de kaynaklık eden IPA fonlarıyla istihdamın, eğitim kalitesinin ve sosyal kapsayıcılığın artırılmasına yönelik birçok çalışma yürüttüklerini dile getirdi.
Selçuk, 2007-2017 yıllarında birinci dönemde İnsan Kaynaklarının Geliştirilmesi Operasyonel Programı’nı hayata geçirdiklerini hatırlatarak, “Şimdi de 2025 yılına kadar sürecek ve IPA 2 olarak adlandırılan ikinci dönemde de 300 milyon avroyu aşkın bir proje desteği de sağlamış olacağız. İlk dönemde projelerimizle yaklaşık 800 bin vatandaşımıza ulaşmıştık. 35 operasyon altında da 936 projeyi yönetmiştik. İnşallah ikinci dönemde de yönettiğimiz projelerle vatandaşlarımıza eğitimde istihdam ve sosyal kapsayıcılıkta yeni projelerle imkan sağlayacağımıza inanıyoruz.” diye konuştu.
“Erken çocukluk döneminin üç sac ayağı üzerine inşa edilmesi gerekiyor”
Bakan Selçuk, eğitim konusunda erken çocukluk döneminde neslin, toplumun devamı ve geleceğin güvencesi olan çocuklara yönelik uyguladıkları sosyal politikaları devlet politikası haline getirdiklerini söyledi.
Türkiye’de şu anda 23 milyona yakın çocuğun önüne aileleri de içine alan yeni bir vizyon ortaya koyduklarını bildiren Selçuk, tüm çocukların korunmasını, hakları ve esenliklerinin güvence altına alınmasını amaçladıklarını, bu anlamda da çocukların mümkün olduğunca aile ortamında sağlıklı bireyler olarak yetişmeleri için birçok programı hayata geçirdiklerini söyledi.
Çocukların eğitimine verdikleri desteklerin her daim öncelikleri olduğuna işaret eden Selçuk, erken çocukluk eğitiminde ilk öğretmenin aile olduğunu, fakat eğitimin ilk evresinde özellikle 0-6 yaş grubunda ebeveynlerle birlikte kamu, özel sektör ve üniversiteler dahil herkesin ortak görev ve sorumlulukları bulunduğunu vurguladı.
Bakan Selçuk, “Erken çocukluk döneminin üç sac ayağı üzerine inşa edilmesi gerekiyor. Bunlardan biri, anaokullarımızın altyapısının daha kaliteli hale getirilmesi, ikincisi ana sınıflarımızda erken çocukluk eğitimi veren çalışanlarımız ve öğretmenlerimizin niteliğinin artırılması, üçüncüsü de içeriklerinin hazırlanması. Bu projede baktığımız zaman aslında bu üç sac ayağının da birbiriyle bitişik olarak, kapsayıcı şekilde Milli Eğitim Bakanlığımız tarafından kurgulandığını görmekteyiz. O anlamda da bakanlık olarak vizyonumuza da uygun bir proje.” şeklinde konuştu.
Selçuk, 0-6 yaş grubunun, çocukların zihninin berrak, öğrenmeye daha açık olduğu bir dönem olduğunu belirterek, şöyle devam etti:
“Dezavantajlı çocuklarımıza ne kadar erken eğitim verebilirsek, onları sosyal adalet anlamında da daha geliştirmiş olacağız. Bakanlık olarak bugün toplumun tüm kesimlerini içine alan ve riskleri de minimize eden sosyal koruma programlarımızı aileyi de referans alarak uygulamayı önemsiyoruz. Özellikle erken çocukluk eğitim hizmetlerini sosyal adaletin tesisinde, toplumsal refahın, insani kalkınmanın artırılmasında, sosyal politikalarda atılması gereken ilk adım olarak görüyoruz. Bu amaçla sosyo-ekonomik desteğe ihtiyaç duyan ailelerin çocuklarının bakımının evde yapılmasını, okul çağında olanların ise okula devam etmesini sağlıyoruz. Koruma altındaki çocuklarımıza öncelikle aile yanında sosyal ve ekonomik destek sunmaktayız. Bugün ailesinin yanında Sosyal ve Ekonomik Destek (SED) hizmetinden yararlanan 131 bin çocuğumuz bulunmakta, 0-6 yaş grubunda ise 35 bini bulunuyor. Dolayısıyla 35 bin çocuğumuzu aile yanında SED vererek desteklemekteyiz.”
“Şu ana kadar 1000’e aşkın içeriğe müdahale edildi”
Okul Destek Projesi’yle sosyal ve ekonomik destek hizmetinden faydalanan çocuklara okulda ve okul dışı zamanlarda yeteneklerine uygun programlar sunduklarını aktaran Selçuk, şartlı eğitim yardımlarıyla çocukların okula devam etmesi koşuluyla ailelere destekte bulunduklarını, burada kız çocukları için pozitif ayrımcılık yaptıklarını dile getirdi.
Bu programda da 2020’de 2,6 milyon çocuk için 730 milyar liralık ödeme gerçekleştirdiklerini aktaran Selçuk, Türkiye çapındaki Sosyal Dayanışma ve Yardımlaşma Vakıfları aracılığıyla da 81 il ve bütün ilçelerdeki dezavantajlı kesimlere yönelik sosyal yardımları sürdürdüklerini vurguladı.
Selçuk, Milli Eğitim Bakanlığıyla iş birliği içerisinde eğitim için pek çok sosyal yardım programını uyguladıklarını söyledi.
Çocukların her türlü ihmal ve istismardan korunarak sağlıklı gelişimini temin etmek üzere aynı zamanda sosyal medyadaki içeriklere karşı da uzman müdahale ekipleri oluşturduklarına işaret eden Selçuk, bu anlamda şu ana kadar 1000’e aşkın içeriğe müdahale edildiğini bildirdi.
Uygun içerikli kitapların hazırlanması konusunun da projenin içinde yer aldığını belirten Selçuk, “Uygun İçerikli Kitap Listeleri Oluşturulması Projesi’ni başlattık. Bu noktada kitapları inceleyerek, listeleri web sayfamızda yayımlamaya devam ediyoruz. İnşallah çocuk dostu uygulamaların teşvikiyle ilgili ülke genelinde seferberlik ve farkındalık oluşturacağımıza inanıyoruz.” ifadelerini kullandı.