Bakanlıktan yapılan açıklamaya göre, Türkiye Kamu-Sen’in düzenlediği “Kadın ve Mobbing” toplantısına çevrim içi katılan Selçuk, Bakanlığın kadınlara yönelik uygulamalarına ve çalışmalarına ilişkin açıklamalarda bulundu. Toplumun yarısının kadınlardan oluştuğunu belirten Selçuk, “Biz ne kadar kadınlarımızı güçlendirirsek o kadar da toplumuzu güçlendiririz. Güçlü kadın güçlü aile demek, güçlü aile de güçlü millet ve toplum demek.” değerlendirmesinde bulundu.
Kadına yönelik şiddetin birçok türü olduğunu aktaran Selçuk, şiddetin her türlüsünü tüm insanlığa karşı işlenen bir suç olarak gördüklerini ve “sıfır tolerans” ilkesiyle de karşı çıktıklarını anlattı.
Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanı Zehra Zümrüt Selçuk, “Alo 170”, “Alo 183” hatlarına gelen görev yeri değişikliği, hakaret, kötü muameleye maruz kalma gibi bütün iddiaları ciddiyetle incelediklerini ve gerekli soruşturma ve teftişleri başlattıklarını vurguladı.
“Psikolojik taciz” kavramının ilk defa 2011’de mevzuata kazandırıldığına işaret eden Selçuk, şunları söyledi:
“Hem psikolojik taciz olsun hem diğer şiddet ve taciz türleri olsun her türlü ayrımcılığa, şiddete karşı kadınlarımızı korumaya devam ediyoruz. Psikolojik taciz olaylarını izliyoruz, değerlendiriyoruz ve önleyici politika üretmek üzerine çalışmalar yapıyoruz. Şiddet ile mücadelemiz amasız, fakatsız sürüyorsa şiddetin bir türü olan psikolojik taciz, mobbing ile mücadelemizde asla taviz vermeyeceğiz. Kadına yönelik şiddet tek başına bir kamu kurumunun önleyebileceği bir konu değil. Şiddete karşı bütün sivil toplum kuruluşlarımız sendikalarımız, konfederasyonlarımız, akademisyenlerimizle medyamız ve bütün toplumumuzla birlikte hareket etmeliyiz çünkü şiddet bütüncül olarak ele almamız gereken bir konu.”
Kadına yönelik şiddet ile mücadele eylem planı kapsamında şu anda tüm Türkiye’de Şiddet Önleme ve İzleme Merkezi (ŞÖNİM) olduğuna dikkati çeken Selçuk, ayrıca İçişleri Bakanlığı ile ortak uygulanan KADES ile Alo 183 gibi uygulamalarla da koruyucu ve önleyici faaliyetlerin devam ettiğini aktardı.
“Kadının güçlendirilmesinde önemli mesafeler kat edildi”
Selçuk, 2002’den bu yana kadınların eğitimden sağlığa, sanattan spora, bürokrasiden siyasete kadar her alanda varlık gösterebilmeleri için çalışmalar yürüttüklerine dikkati çekerek Kadının Güçlenmesi Strateji Belgesi Eylem Planı’nı hayata geçirdikleri bilgisini verdi.
Selçuk, son 18 yıldır kadın hakları ve kadının güçlendirilmesi konularında çok önemli mesafeler kat edildiğini bildirdi. Yüzde 79 olan kadın okur yazarlık oranının bugün artık yüzde 95’in üzerinde olduğunu vurgulayan Selçuk, şöyle devam etti:
“Ayrıca ortaöğretimdeki kız çocuklarımızın okullaşma oranı yüzde 45’ten yüzde 85’lere kadar çıktı. Yükseköğretimdeki kadınlarımızın okullaşma oranı 3 kat artarak yüzde 13’lerden yüzde 47’lere ulaştı. Kadın girişimciliğin geliştirilmesi ve yaygınlaştırılması için tüm paydaşlarla güçlü bir işbirliği içerisindeyiz. 2007 yılından 2019’un sonuna kadar yaklaşık 216 bin kadınımıza girişimcilik eğitimi verdik. Biz kadınlarımızın başarılı bir girişimci olduklarına inanıyoruz. Kadınların Kooperatif Yolu ile Güçlendirilmesi Projesi kapsamında birçok çalıştay, eğitim ve bilgilendirme programları düzenledik. Bu doğrultuda 26 bin kadınımıza ulaştık. 216 kadın kooperatifimizi ziyaret ettik. Şu anda 458 kooperatifte 9 binden fazla kadın üyemiz bulunuyor.”
Bakan Selçuk, ulusal istihdam stratejilerinde en önem verdikleri konunun iş ve aile dengesinin kurulması olduğunu söyledi.
Hem aileyi koruyabilecek, güçlendirebilecek hem de kadınların çalışma hayatındaki kariyerlerini güçlendirecek ortak çalışmalar yapmayı çok önemsediklerinin altını çizen Selçuk, bunun için de evde bakım desteği, doğum izni düzenlemeleri, kreş desteği, aktif iş gücü programları, yarım çalışma, yarı zamanlı çalışma, prim desteği gibi uygulama ve teşviklerle de kadınların her daim yanlarında olmayı hedeflediklerini aktardı.
“Esnek çalışma modelleri kadınlarımız için faydalı olacak”
Bakan Selçuk, kadınların işgücüne katılım oranlarında 2002 yılına kıyasla daha iyi bir noktaya geldiklerini belirterek “2023 hedeflerimizden biri kadınlarımızın iş gücüne katılım oranının yüzde 38’lere çıkması. Bütün uygulamalarımızla biz çalışan kadını ve ailesini, kadının hamileliğinden doğumuna çocukları büyütmesinden emekliliklerine kadar hayatın tüm evrelerinde desteklemeyi önemsiyoruz.” şeklinde konuştu.
Yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgınının çalışma hayatına dair büyük değişimleri ortaya çıkardığına değinen Selçuk, “Artık hem klasik mesai düzeni hem de ofis ortamının farklılaştığı bir sisteme geçtik. Bu noktada da uzaktan çalışma, evden çalışma, dönüşümlü çalışma gibi esnek istihdam modellerini artık daha yaygın ve etkin olarak kullanılacak. Önümüzdeki dönemde iş gücü piyasasında yaşanacak çalışma, mesai ve mekansal farklılıkların kadınlar için yeni bir fırsat penceresi olacağını düşünüyorum.” dedi.
Evde çalışma modellerinin yaygınlaşmasıyla özel sektördeki kadınların iş ve aile hayatını uyumlaştırabilecek meslekler de bulabileceklerini ifade eden Bakan Selçuk, esnek çalışma modellerinin kadınlar için aynı zamanda faydalı bir model olabileceğini düşündüğünü kaydetti.
Türkiye’de şu ana kadar 3 ulusal eylem planının 2007’den beri faaliyette olduğunu hatırlatan Bakan Selçuk, 4. Ulusal Eylem Planı’nı 2021-2025 dönemi için hayata geçireceklerini sözlerine ekledi.