Türk vatandaşı Semih İç ile evlenerek 2010 yılında Edremit ilçesi Altınkum Mahallesi’ne yerleşen Ukraynalı Alla İç (38), oturma izni aldıktan sonra kendisi ve önceki evliliğinden olan 15 yaşındaki kızı Anastasiia İç için vatandaşlık başvurusunda da bulundu.
Edremit Ülkü-Muharrem Ertaş Anadolu Lisesi 9. sınıf öğrencisi Anastasiia, felçli olan anneannesi Svitlana Gütsaliük’ü (62) görmek için Ukrayna’nın Vinnıtsya kentine bağlı Gaysın ilçesi Mıhaylivka köyüne gitti ancak savaş başlayınca annesinin yanına dönemedi.
Kızının giysisini koklayıp fotoğrafına sarılan, gözyaşı dökerek ona bir an önce kavuşmak istediğini söyleyen annenin yardım çağrısı üzerine Türk makamlarınca çalışma başlatıldı.
Durumun Dışişleri Bakanlığına bildirilmesi ile köyden alınan Anastasiia, Romanya üzerinden Türkiye’ye ulaştırıldı. Anastasiia, annesine ve küçük kardeşi Mira’ya sarılarak hasret giderdi.
“Kızım için psikolojik destek düşünüyoruz”
Anne Alla İç, AA muhabirine, kızına kavuştuğu için çok mutlu olduğunu söyledi.
Kızıyla İstanbul’da buluştuklarını ifade eden İç, “Artık onu hiçbir yere yalnız göndermeyeceğim. Anca beraber kanca beraber gideceğiz.” dedi.
İç, kızını gördüğünde çok ağladığını, eşinin İstanbul’daki kız kardeşinde birkaç saat misafir olduktan sonra Edremit’e geldiklerini aktardı.
Kızının iki aydır derslerinden uzak olduğunu ve eksiklerini kapatıp başarılı olacağına inandığını anlatan İç, şöyle konuştu:
“Odessa’daki bir akrabamız da köydeki annemin yanına gitmiş, onun yanında bir süre yaşayacaklar ve bu sayede annem de yalnız kalmayacak. Onunla da her gün görüşüyorum, durumu iyi. Kızım için psikolojik destek düşünüyoruz çünkü yaşadıkları onun yaşına uygun şeyler değildi. İnşallah okula gidecek, okuyacak, güzel bir mesleği olacak.”
“Yol neredeyse 30 saat sürdü”
Anastasiia İç ise anneannesinden savaşın çıktığını duyunca büyük panik yaşadığını anlattı.
Köyde anneannesinin yanında sadece kendisinin bulunduğunu aktaran Anastasiia, şu ifadeleri kullandı:
“Annemin yardım isteğinin Dışişleri Bakanlığına bildirilmesi üzerine bana Vinnıtsya’da lojistik işi yapan Ayhan Bey yardımcı oldu, geldiler, beni aldılar. Beni yemek yedirmeye götürdü. Bunun için ona çok teşekkür ediyorum. Daha sonra beni bir yurda yerleştirdi. Orada da bir aile vardı. Savaşın yoğun yaşandığı Mariupol’den kaçmışlardı. Onlarla konuştum, onların da bir çocuğu vardı. Bana Mariupol’den video ve fotoğraflar gösterdiler, dehşet içinde kaldım. Gerçekten çok fenalaştım, orada çok korktum. Çok şükür ben o tür şeyleri görmedim. Ondan sonra otobüse bindik. Romanya’ya doğru ilerledik. Romanya sınırında 2-3 saat bekledik. Sonra oradan Bulgaristan’a doğru gittik. Bulgaristan’dan sonra Türkiye’ye geldik. Yol neredeyse 30 saat sürdü. Otobüs yaklaştı, annemi gördüm, hemen eşyalarımı topladım. Çok mutluydum, otobüsün kapıları açıldığı an hemen annemin yanına fırladım, ona çok sarıldım. Orada ağladık, mutluydum, kendimi çok şanslı hissettim. Annemden ilk defa bu kadar ayrı kaldım ama sağ olsun hep yanımda oldu.”