İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesindeki 34. duruşmaya, tutuklu sanık Mehmet Baransu’nun bulunduğu cezaevinden Ses ve Görüntülü Bilişim Sistemi (SEGBİS) ile katılımı sağlandı. Davanın müdahillerinden Suat Aytın ile diğer müdahiller ve diğer sanıkların avukatları da duruşmada hazır bulundu.
Duruşmada konuşan mahkeme heyeti başkanı, davanın geldiği aşamanın dikkate alınarak dosyanın, mütalaasını hazırlaması için cumhuriyet savcısına gönderileceğini bildirdi.
Söz alan sanık Baransu ve avukatları, kovuşturmanın genişletilmesini talep etti.
Taleple ilgili beyanı sorulan müdahil olan emekli Kurmay Albay Suat Aytın ise kovuşturmanın genişletilmesi talebi olmadığını bildirdi.
Mahkeme heyeti “kovuşturmanın genişletilmesi” talebini reddedip, dosyasının mütalaa için cumhuriyet savcısına gönderilmesine karar verdi. Sanık Baransu’nun tutukluluk halinin devamına hükmeden heyet duruşmayı erteledi.
İddianameden
Yargılananların beraatiyle sonuçlanan “Balyoz planı” davası sanıklarına “kumpas” kurulduğu iddiasına ilişkin, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Terör ve Örgütlü Suçlar Bürosunca hazırlanan iddianamede, “Balyoz” soruşturmasına gerekçe gösterilen belgelerin yayımlandığı dönemin Taraf gazetesi sorumluları ile bazı gazeteciler, sanık olarak yer alıyor.
“Balyoz planı” davasında bir süre tutuklu yargılanan emekli Orgeneral Çetin Doğan, emekli Koramiral Kadir Sağdıç, emekli Tümgeneral Ahmet Bertan Nogaylaroğlu, Albay Nedim Ulusan ile emekli Albaylar Ahmet Zeki Üçok ve Hakan Büyük ile Genelkurmay Başkanlığı’nın “müşteki” olarak yazıldığı iddianamede, soruşturma konusu gizli belgelerin, çok iyi korunan 1. Ordu Karargahı kozmik odasından, örgütün TSK’da bulunan üyeleri tarafından, hakkında yakalama kararı bulunan sanık Tuncay Opçin’e verildiği belirtiliyor.
“FETÖ/PDY’nin amacının gerçekleştirilmesine yönelik”
Tuncay Opçin ve Mehmet Baransu’nun gizli görüştükleri, Taraf gazetesine teslim edilen DVD ve CD’lerin, Opçin tarafından Baransu’ya getirildiği kaydedilen iddianamede, Opçin ve Baransu’nun, TSK’daki örgüt üyesi marifetiyle 1. Ordu Karargahında bulunan “çok gizli” ibareli, yüksek korunmaya tabi belgeleri ele geçirip örgütün amacı doğrultusunda kullanmaya çalıştıkları, bu amaçla Baransu’nun çalıştığı gazeteyi kullanarak faaliyetlerini yürüttüğü, devletin güvenliğine ilişkin “çok gizli” içerikli bilgilere vakıf olduğu ve hatta belgelerin orijinallerini imha ettiği anlatılıyor.
Bu sanıkların belgeleri Ahmet Altan, Yasemin Çongar ve Yıldıray Oğur aracılığıyla Taraf gazetesinde yayımlanmasını sağladığı, sanıkların FETÖ amacı doğrultusunda basında yapılandıkları dile getirilen iddianamede, Altan, Çongar ve Oğur’un FETÖ üyesi olmamakla birlikte Opçin ve Baransu’nun teşvik ve yönlendirmeleriyle eylemlere katıldıkları, eylemlerin devlet kurumlarında yapılanan bu örgütün amacının gerçekleştirilmesine yönelik olduğu vurgulanıyor.
İddianamede, Baransu ile Opçin’in, “silahlı örgüt kurmak, yönetmek, zincirleme şekilde devletin güvenliğine ilişkin belgeleri tahrip etme dışında kullanma, hile ile alma, çalma, zincirleme şekilde devletin güvenliği veya iç veya dış siyasal yararları bakımından, niteliği itibarıyla, gizli kalması gereken bilgileri temin etmek ve açıklamak” suçlarından 35 yıldan 75’er yıla kadar hapisle cezalandırılması, dönemin Taraf gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Ahmet Altan, Genel Yayın Yönetmen Yardımcısı Yasemin Çongar ve köşe yazarı Yıldıray Oğur’un da “devletin güvenliğine ilişkin belgeleri tahrip etme dışında kullanma, hile ile alma, çalma, zincirleme şekilde devletin güvenliği veya iç veya dış siyasal yararları bakımından, niteliği itibarıyla gizli kalması gereken bilgileri temin etmek ve açıklamak” suçlarından 20 yıldan 52 yıl altışar aya kadar hapisle cezalandırılmaları isteniyor.