Myanmar merkezli Arakan Dayanışma Örgütünün Başkanı Muhammed Eyüp Han, AA muhabirine yaptığı açıklamada, “Darbeyi desteklemiyoruz. Demokrasinin yanındaydık ve her zaman da demokrasinin yanındayız.” dedi.
Han, Arakanlıların eşit şekilde hem askeri hem de sivil yetkililerin zulmüne maruz kaldıklarını belirterek, “Aung San Suu Çii’nin partisi Ulusal Demokrasi Birliği (NLD) de Arakan’daki soykırımı durduramadı.” ifadesini kullandı.
Myanmar’daki darbeye karşı duruşuna işaret eden Han, kimin iktidarda olduğuna bakmadan azınlıkların hakları için mücadeleye devam etme kararlılığını dile getirdi.
2017’de ordunun baskısının ardından şiddet ve zulümden kaçan Muhammed Ansar (35), “Tatmadaw’ın (Myanmar ordusu) yeniden bir operasyon başlatacağından korkuyoruz.” diye konuştu.
Arakanlı Jumalida Begüm (36) de iletişim kanallarının kapatılması nedeniyle akrabalarıyla irtibata geçemediklerini ve ordunun yeni bir girişimde bulunmasından endişe ettiklerini kaydetti.
Rahmet Kerim (57) ise geri dönüşlerinin imkansız göründüğü belirtti.
ABD ve İngiltere, yaptırım listesine almıştı
Myanmar ordusu, 1 Şubat’ta yönetime el koymuş, bir yıllığına olağanüstü hal (OHAL) ilan edilmiş, Devlet Başkanı Win Myint, Dışişleri Bakanı ve ülkenin fiili lideri Aung San Suu Çii ile iktidar partisi NLD’nin önde gelen isimleri gözaltına alınmıştı.
“Darbenin mimarı” olarak bilinen Genelkurmay Başkanı Min Aung Hlaing’in Arakanlı Müslümanlara yönelik insan hakları ihlallerindeki rolü nedeniyle hakkında yargılamalar devam ederken, ABD ve İngiltere de Genelkurmay Başkanı’nı yaptırım listesine almıştı.
Arakanlı Müslümanlara etnik temizlik
BM’ye göre, 25 Ağustos 2017’den sonra Arakan’dan kaçmak zorunda kalan ve Bangladeş’e sığınan 700 binden fazla mülteci bulunuyor. Kamplardaki mültecilerin yarısını ise çocuklar oluşturuyor.
Uluslararası insan hakları kuruluşları, yayınladıkları uydu görüntüleriyle Arakan’da yüzlerce köyün yok edildiğini kanıtladı.
Arakanlıların topraklarına dönüşü için Myanmar ve Bangladeş hükümetleri arasında imzalanan anlaşma, yerinden edilenlerin durumlarını belgelendirmeleri mümkün olmadığı için uygulamada işlevsiz kalıyor.
BM ve uluslararası insan hakları örgütleri, Arakanlı Müslümanlara yönelik şiddeti “etnik temizlik” ya da “soykırım” olarak adlandırıyor.
Uluslararası medya ve kuruluşların, Arakan eyaletine girişini ciddi oranda kısıtlayan Myanmar hükümeti, bugüne kadar Arakanlı Müslümanların geri dönüşlerine ilişkin verdiği sözleri de yerine getirmedi.
Bangladeş’e sığınan Arakanlı Müslümanlar ve insan hakları örgütleri, gerekli güvenli ortam sağlanmadan bu kişilerin Myanmar’a dönmelerinin, yeni bir etnik temizliğe yol açacağı endişesini taşıyor.