Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığından yapılan açıklamaya göre, yapılan değişikliklerle, gazetecilik mesleğinin ve basın kartının saygınlığı artırılırken, terör başta olmak üzere her türlü suçla ilintili kişilerin basın kartı taşımasının önüne geçen ve demokrasi ile birlikte ifade ve basın özgürlüğünü koruyan maddeler güçlendirildi.
Yeni düzenlemeyle basın kartı verilecek kişilerde aranan şartlara “suç işlemek amacıyla örgüt kurmak, örgüt üyesi olmak veya örgüte yardım etmek suçlarından hüküm giymemiş olma” ibaresi eklendi.
Basın meslek onurunu zedeleyen, milli güvenliğe ve kamu düzenine aykırı faaliyetlerde bulunan, şiddet ve terörü özendiren, suça tahrik veya teşvik eden ve suçla mücadeleyi etkisiz kılan kişilerin basın kartının iptal edilebileceği de yenilenen maddeler arasında yer aldı. Bu kapsamda, yönetmeliğin sürekli nitelikteki basın kartının iptaline ilişkin 25. maddesi şu şekilde değiştirildi:
“Sürekli nitelikte basın kartı sahibinin, taşıdığı sıfatın saygınlığına gölge düşürebilecek yöntem ve tutumlar sergilemek suretiyle basın meslek onurunu zedeleyecek şekilde faaliyette bulunması, 6 sayılı Milli Güvenlik Kurulu Genel Sekreterliğinin Teşkilat ve Görevleri Hakkında Cumhurbaşkanlığı Kararnamesinin 2. maddesinde çerçevesi belirtilen milli güvenliğe ve kamu düzenine açıkça aykırı faaliyetlerde bulunması veya bu faaliyetlere açıkça destek vermesi, şiddet ve terörü özendirecek, her türlü örgüt suçları ile mücadeleyi etkisiz kılacak içerik oluşturması, suça tahrik veya teşvik edecek ve suç ile mücadeleyi etkisiz kılacak faaliyetlerde bulunması hallerinde Komisyon tarafından yapılacak inceleme ve değerlendirme sonucunda, bu kişilerin sürekli nitelikte basın kartlarının iptaline karar verilebilir. 6. maddenin birinci fıkrasının (c), (ç), (d), (e) ve (f) bentlerine aykırılığın oluşması halinde sürekli nitelikte basın kartı, Başkanlığın teklifi üzerine komisyonca iptal edilir.”
Hüküm giymemiş olma şartı
Yönetmeliğin basın kartı verilecek kişilerde aranan şartları düzenleyen 6. maddesinin ilgili bentlerindeki değişiklik de şu şekilde:
“c) Kısıtlı veya kamu hizmetlerinden yasaklı olmama,
ç) 26/9/2004 tarihli ve 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun 53. maddesinde belirtilen süreler geçmiş̧ olsa bile; kasten işlenen bir suçtan dolayı 5 yıl veya daha fazla süreyle hapis cezasına ya da şantaj, hırsızlık, sahtecilik, dolandırıcılık, güveni kötüye kullanma, yalan tanıklık, yalan yere yemin, iftira, suç uydurma, müstehcenlik, fuhuş̧, hileli iflas, zimmet, irtikâp, rüşvet, kaçakçılık, ihaleye fesat karıştırma, edimin ifasına fesat karıştırma suçları, suç işlemek amacıyla örgüt kurmak, üyesi olmak veya yardım etmek ve cinsel dokunulmazlığa karşı suçlar ile bu suçların özel kanunlardaki karşılıklarından hüküm giymemiş̧ olma,
d) 12/4/1991 tarihli ve 3713 sayılı Terörle Mücadele Kanununun 3. maddesinde sayılan terör suçları ile 4. maddesinde sayılan terör amacı ile işlenen suçlardan veya 6. maddede belirtilen suçlardan hüküm giymemiş̧ olma,
e) 5237 sayılı Kanunun 213, 214, 215, 216 ve 217. maddelerinde sayılan suçlar ile Anayasal düzene ve bu düzenin işleyişine karşı suçlar, milli savunmaya karşı suçlar ile devlet sırlarına karşı suçlar ve casusluk suçlarından hüküm giymemiş olma,
f) 5187 sayılı Kanunun 25. maddesinin ikinci fıkrasında yer alan suçlardan veya bu suçlara tahrik ve teşvikten hüküm giymemiş olma.”
Danıştay, bazı maddelerine ilişkin yürütmeyi durdurma kararı vermişti
Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Fahrettin Altun, yönetmelikte yapılan değişikliğe ilişkin, “Terör ve şiddet propagandası yapanların basın kartının arkasına sığınmalarının önüne geçen maddeler güçlendirildi. Söz verdiğimiz gibi, basın kartının saygınlığını artırmayı sürdüreceğiz.” ifadesini kullandı.
Altun, Danıştayın Basın Kartı Yönetmeliği’nin bazı maddelerine ilişkin verdiği yürütmeyi durdurma kararı üzerine 1 Nisan 2021 tarihinde yaptığı açıklamada da daha iyi bir Basın Kartı Yönetmeliği hazırlamak için çalışmaya başladıklarını belirterek “Görevde olduğumuz müddetçe ‘gazetecilik’ adı altında ‘terörizm propagandası’ yapanlarla mücadele edeceğiz. Terör seviciler boşuna sevinmesinler.” değerlendirmesini yapmıştı.
Herhangi bir Batı ülkesinde mütemadiyen terör örgütü DEAŞ’ın propagandasını yapan bir kişiye ne kadar gazeteci olduğunu söylese de basın kartı verilmeyeceğine dikkati çeken Altun, “Ama bize gelince, devletin PKK veya FETÖ terör örgütünün propagandasını yapanları ‘gazeteci’ olarak tanıması isteniyor. Buna itiraz ediyoruz. Bu kirli zihniyeti reddediyoruz. Terör örgütlerinin, onların hami ve işbirlikçilerinin oluşturmaya çalıştığı şiddet ortamına teslim olmuyoruz. Demokrasinin de, ifade ve basın özgürlüğünün de birinci düşmanı terör örgütleridir. Haklı mücadelemiz sürecek.” ifadelerini kullanmıştı.