AA muhabirinin Hazine ve Maliye Bakanlığı verilerinden yaptığı derlemeye göre, girişim sermayesi fonlarına kaynak aktarımını düzenleyen BKS Sistemi’ne ilişkin mevzuat, Haziran 2012’de çıkarıldı. Uygulama yönetmeliğinin Şubat 2013’te yürürlüğe girmesiyle sistem faaliyete geçti. Bu kapsamdaki ilk yatırım ise Haziran 2013’te gerçekleştirildi.
Söz konusu tarihten bu yana, iptal edilenler hariç toplam 1024 melek yatırımcı lisansı düzenlenirken, bunlardan 556’sı aktif durumda bulunuyor. 2018’de 24, 2019’da 39, 2020’de 82, 2021’de 131, 2022’de 146, 2023’te 158 lisans verildi.
Lisans başvurularının yüzde 67,03’ünün yüksek gelir veya servet sahibi, yüzde 32,97’sının ise tecrübeli olduğu belirlendi.
Yatırım yapılan şirketlerin yüzde 48’si 5’ten az ortaklı
Türkiye’de melek yatırım ağlarıyla ilk yatırımın gerçekleştirildiği Haziran 2013’ten bugüne kadar başlangıç veya büyüme aşamasındaki 61 yatırım için 202 yatırımcı, 32 milyon 31 bin lira sermaye aktardı. Yatırım başvurularının 2’si Kırıkkale, 1’i Konya, 1’i Bursa, 1’i İzmir, 4’ü Ankara ve 52’si ise İstanbul merkezli faaliyet gösteren firmalar için yapıldı.
2022 yılında 6 yatırım için 28 melek yatırımcı toplam 5,4 milyon lira, 2023’te 4 yatırımcı, 17 girişime 5,2 milyon liralık sermaye aktardı.
Lisanslı melek yatırımcılarca yapılan yatırımların yüzde 48’nin 5 ortaktan az olduğu belirlenirken, yatırımlardan yüzde 31’nin 10’dan fazla ortağı bulunan şirketlere gerçekleştirildi.
Bireysel katılım yatırımcıları Hazine ve Maliye Bakanlığına akredite ağlar üzerinden faaliyet gösteriyor. Ağların, Bakanlıkça akredite edilebilmesi için Bireysel Katılım Sermayesi Hakkında Yönetmelikte belirtilen taahhütleri yerine getirmeleri gerekiyor. Sistemde aktif 16 akredite ağ bulunurken, bunların 10’unun taahhütlü, 6’sının taahhütsüz ağ olduğu belirlendi.
“Melek yatırımcı lisansı iki aşamalı olabilir”
Dünya Melek Yatırım Forumu (WBAF) Başkanı Baybars Altuntaş, Avrupa’daki girişimlere aktarılan toplam yatırımın 9 milyar avro, Amerika ve Kanada’da da ise 25 milyar dolar civarında olduğunu söyledi.
Altuntaş, yatırımların startuplara yardım amaçlı yapılmadığını, şirketlerin değerlerinin artması için aktarıldığını dile getirdi.
Yurt dışı bağlantılı, network sağlayabilen, mentorlük verebilenlerin kalifiye melek yatırımcı olarak tanımlandığını anlatan Altuntaş, bu melek yatırımcının ortaya koyduğu paraya da “akıllı finans” dediklerini söyledi.
Akıllı finansın şirketin değerini de artırdığının altını çizen Altuntaş, “Türkiye’de startuplara destek veren uluslararası şirketlerin listesinin yapılması gerekiyor ve bu şirketlere vergi avantajı getirilmesi önem arz ediyor. Böylece, daha büyük şirketlerin startuplara yatırım yapması teşvik edilerek sektöre katkı sağlanabilir.” dedi.
Türkiye’deki melek yatırımcıların sertifikasyon sürecine de değinen Altuntaş, melek yatırımcı lisansının iki aşamalı olabileceğini ifade etti.
Potansiyel melek yatırımcılarla profesyonel yatırımcılara farklı lisanslar verilebileceğini anlatan Altuntaş, bu yöntemle melek yatırımcılığın daha sağlıklı büyüyeceğini sözlerine ekledi.