Batı Afrika’da yükselen sömürgecilik ve emperyalizm karşıtı tutumda Türkiye’nin uzun yıllardır sürdürdüğü politikaların ve Birleşmiş Milletler (BM) kürsüsünde Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın yaptığı “Dünya beşten büyüktür.” çıkışının etkisi olduğu belirtiliyor.
Eski Türk İşbirliği ve Koordinasyon Ajansı Başkanlığı (TİKA) Ortadoğu ve Afrika Dairesi Başkanı ve Ankara Sosyal Bilimler Üniversitesi Bölge Çalışmaları Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. Enver Arpa, AA muhabirine, Batı Afrika’da özellikle gençler arasında yükselen sömürge karşıtı yaklaşımı değerlendirdi.
Arpa, Türkiye’nin Afrika’da itibar kazanmasının en temel nedenleri arasında Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın BM kürsüsünde yaptığı konuşmaların gösterilebileceğini kaydederek, şöyle devam etti:
“Cumhurbaşkanı Erdoğan konuşmalarında, Afrika’da devam eden haksızlıkları ve kolonyal dönemin acımasız politikalarını eleştiriyor. Son dönemde, ‘Dünya beşten büyüktür.’ bilinci Afrika’da da uyanıyor. Bu basit bir slogan değil, derin bir perde arkası var. 54 Afrika ülkesinin bulunduğu bir kıtanın bazı platformlarda söz hakkı yok. 5 ülke tüm kararları veto edebiliyor. Bu, aslında bu platformlarda Afrika ülkelerinin ve diğer ülkelerin dikkate alınmadığının işareti. Türkiye buna isyan ediyor. ’54 Afrika ülkesi varsa onlar da söz sahibi olmalı.’ dendiği için bu kıtada sempatiyle karşılanıyor.”
Türkiye’nin Afrika ülkelerinin kalkınmasına yönelik beyanlarının söylem düzeyinde kalmadığını vurgulayan Arpa, buna kalkınma projeleri, sayısı artan büyükelçilikler, TİKA, Yunus Emre Enstitüsü, Maarif Vakfı gibi kuruluşların faaliyetleri ve Türk Hava Yollarının Afrika’da 54 noktaya uçuş düzenlemesini örnek gösterdi.
“Batı Afrika merkezli Fransa karşıtlığı üzerinden geliştirilen bilinç oluşmaya başladı”
Arpa, özellikle Mali, Çad ve Burkina Faso gibi Batı Afrika ülkelerinde Fransa’nın askeri müdahaleler ve ekonomik anlaşmalarla sürdürdüğü yeni sömürgeciliğe karşı tavır oluştuğuna işaret ederek, şu değerlendirmede bulundu:
“Batı Afrika merkezli Fransa karşıtlığı üzerinden geliştirilen bilinç oluşmaya başladı. Mali, Burkina Faso ve Nijer’in yeni yönetimleri gerekirse aynı saflarda savaşarak Fransa karşıtlığında birleşeceklerini ilan etti. Bu devletler ayrıca Batı Afrika Devletleri Ekonomik Topluluğunun (ECOWAS) Nijer’e olası askeri müdahalesinin, kendilerine karşı da bir savaş ilanı olacağını açıkladı. Umarım böyle bir savaş olmaz. Fransa’nın yeni Nijer’de pek de sıcak karşılanmadığı anlaşılıyor. Fransa daha önce Mali’den de askerlerini çekmek zorunda kalmıştı.”
Öte yandan dünya genelinde iletişim araçlarının yaygınlaşmasının Batı Afrika’da gelişen sömürgeci karşıtı tutumda önemli rol oynadığını vurgulayan Arpa, teknoloji sayesinde bölge gençlerinin hem ülkelerindeki potansiyelin hem de diğer ülkelerdeki refahın farkına vardıklarını dile getirdi.
Arpa, bölgede kolonyal dönemin yarattığı travmaları unutmamak için köle ticaretinde kullanılan yerlerin müzeleştirilmesi gibi faaliyetler yürütüldüğünü aktararak, yeni sömürgecilikle idare edilen statükoya duyulan nefretin sömürge karşıtı tutumu beslediğine vurgu yaptı.
“Fransa’nın her geçen gün bölgedeki etkisini yitirdiğini ve zayıfladığını görüyoruz”
Nijer’deki askeri darbe sonrası ülkenin uranyum arzının yeniden gündeme geldiğine dikkati çeken Arpa, Fransa’nın eski sömürgesi Nijer’den yaklaşık 50 yıldır uranyum tedarik ettiğini kaydetti.
Arpa, uranyum ve diğer pek çok değerli madene sahip ülkelerin, dünyanın en fakir ülkeleri sıralamasında en başlarda olmasından Batı Afrika gençliğinin rahatsızlık duyduğunu ve Fransa’nın bu nedenle antipatiyle karşılandığını dile getirdi.
Batı Afrika’daki Fransız varlığını sadece maden sömürüsü üzerinden değerlendirmenin eksik olacağının altını çizen Arpa, ekonomik anlaşmalarla da yürütülen yeni bir sömürgeci düzenin hala bölgede var olduğunu söyledi.
Arpa, Batı Afrika’daki 14 ülkede kullanılan Fransız sömürgelerine ait para birimi CFA frangının Fransız merkez bankasında basıldığını hatırlatarak, şu ifadeleri kullandı:
“Maalesef bölge ülkeleri henüz Fransa’dan ekonomik ilişkiler bağlamında tamamen bağımsız hareket edebilecek kapasitede değil. Fransa’nın her geçen gün bölgedeki etkisini yitirdiğini ve peyderpey zayıfladığını görüyoruz. Fransa’dan boşalan yere de Rusya, Wagner güçleri ve enerji alanında yaptığı projelerle dahil oluyor. Fransa’yı tedirgin eden konuların başında bu geliyor. Türkiye’nin de bölgedeki etkisini unutmamak gerekiyor. Türkiye de yakın zamanda Batı Afrika ve Afrika’nın genelinde etkisi artan ve itibarı yükselen ülkelerden biri haline geldi.”