Filistinli, İsrailli ve uluslararası aktivistler, Batı Şeria’nın Beytüllahim kentine bağlı Mahrur Vadisi yakınlarında İsraillilerin arazisini gasbettiği Kısiyye ailesiyle dayanışma çadırında toplandı.
- İsrail’in 333 gündür saldırılarını sürdürdüğü Gazze’de can kaybı 40 bin 819’a çıktı
- Filistinli yetkili, İsrail ordusunun Cenin’i “felaket bölgesine” çevirdiğini söyledi
- İsrail askerleri, Batı Şeria’da 4 gazeteciyi yaraladı
- İsrail basınına göre, işgal altındaki Batı Şeria artık “ikinci en önemli cephe” oldu
- BM raportöründen “İsrail’in soykırımcı şiddetinin Filistin’in tamamına yayılma riski olduğu” uyarısı
Ortodoks, Katolik ve Protestan Hristiyan din adamlarının yanı sıra “Barış yanlısı Hahamlar” isimli Yahudi uluslararası aktivist grubu da burada düzenlenen etkinliğe katıldı.
İsrail askerleri, Kısiyye aile üyelerine topraklarının bulunduğu alanın 1 Ekim 2024’e kadar askeri bölge ilan edildiğini ve yürüyüşün buraya ulaşmasına izin vermeyeceklerini bildirdi.
Grup, İsrail’in işgal ve tehcir politikalarına karşı İngilizce ve Arapça slogan atarak Kısiyye ailesinin arazisine doğru yürüyüşe geçti.
İsrail askerleri, grubun yürüyüş yaptığı rota üzerinde göz yaşartıcı gaz fırlatıcı düzeneklerin takılı olduğu zırhlı askeri ciplerle konuşlandı.
Grup, İsrail askerlerinin bulunduğu noktaya ulaştıktan sonra yere oturarak eylemlerini sürdürdü.
İsrail askerlerinin göz yaşartıcı gaz ve ses bombası kullanmak için izin aldığını duyan göstericiler alandan tekrar uzaklaştı.
Ailenin mülkü İsrail mahkemesi tarafından tescilli
Hristiyan Kısiyye ailesinin babası Remzi Kısiyye, AA muhabirine, arazinin tapusunun kendilerine ait olduğu İsrail mahkemesi tarafından onaylanmasına rağmen İsraillilerin ordunun korumasıyla topraklarını gasbetmeye çalıştığını belirtti.
Arazisinde 2000 yılında basit bir yeme-içme yeri açtığını, daha sonra 2010’da da buraya bir ev inşa ettiğini aktaran Remzi Kısiyye, daha sonra yapı ruhsatı almak için İsrail makamlarına başvurduğunu anlattı.
Remzi Kısiyye, yaptığı başvuruya rağmen İsrail’in işgalini yürüten sivil yönetiminde de toprak gasbeden İsraillilerin görev aldığını bu nedenle kendisine ruhsat çıkarmadığını vurgulayarak, İsrail’in 2019’da evini ve yanındaki işletmeyi “ruhsatsız inşa edildiği” iddiasıyla yıktığını belirtti.
Arazisini gasbeden İsraillilere karşı verdiği mücadelesiyle tanınan Filistinli Alice Kısiyye de ellerinde mahkeme kararı olmasına rağmen “hükümetteki aşırı sağcı bakanların desteklediği” fanatik İsraillilerin 7 Ekim’i fırsata çevirerek topraklarını gasbetmeye çalıştığını söyledi.
Kısiyye ailesi olarak arazilerinin yakınında bir çadır kurarak olaya dikkat çekmeye çalıştıklarını paylaşan Alice, “Burada kalacağız, savaşacağız, geri adım atmayacağız.” diye konuştu.
Bu süreçte kendisinin de gözaltına alındığını, daha sonra serbest bırakıldığını aktaran Hristiyan Alice Kısiyye, şunları söyledi:
“Bu asla bir Müslüman ve Yahudi savaşı değil. Bunun dinle alakası yok. Bu Siyonizm’in tüm dinlere karşı olması. Bugün burada Müslüman, Hristiyan, Yahudi tüm dinlerin mensupları, ordu, polis, hukuk tanımayan bu bozuk sisteme karşı yanımızdaydı. Kiliseler, Camiler hatta kendi ibadethanelerine de saygıları yok. Bu Siyonizm’in tüm dinlere karşı olduğu bir durum.”
Kısiyye, askeri emir nedeniyle topraklarına ulaşamadığını bu süreçte kendisinin de gözaltına alındığını vurgulayarak, “Siyonizm’in dini yok. Bu asla bir Müslüman-Yahudi çatışması olmadı. Bu iyi ve kötü arasında bir savaş.” diye konuştu.
Filistinli Hristiyan Kısiyye ailesi, Mahrur Vadisi’nde topraklarının fanatik İsrailliler tarafından gasbedilmesiyle gündeme gelmişti. Aile ellerinde İsrail mahkemeleri tarafından onaylanmış tapu bulunmasına rağmen topraklarına giren İsraillileri çıkarmak istediğinde İsrail askerlerinin engeliyle karşılaşmıştı.
İsrail’de aşırı sağcı bakanların ağırlıkta olduğu mevcut yönetim, Batı Şeria’nın güneyinde Filistinlilerden gasbedilen topraklarda “Nahal Heletz” adıyla yeni bir yerleşim yeri kurmaya hazırlanıyor.
Tel Aviv yönetimi, yeni yerleşim birimiyle, bölgedeki “Gush Etzion” isimli diğer bir yerleşim birimini coğrafi olarak Kudüs’e bağlamayı amaçlıyor.
Filistinlilerden daha fazla toprak gasbedilmesi yanlısı aşırı sağcı Maliye Bakanı Bezalel Smotrich, 14 Ağustos’ta X hesabından yaptığı açıklamada, “Gush Etzion’u Kudüs’e bağlamanın ulusal bir görev” olduğunu iddia etmişti.
İsrailli Bakan, aradaki bağlantıyı sağlayacak ve “Nahal Heletz” adını taşıyacak yeni yerleşim biriminin Gush Etzion’ın içerisinde yer alacağını ifade etmişti.
İsrailli sivil toplum kuruluşu Peace Now’a (Şimdi Barış) göre, bir inşaat planının onaylanması için Mavi Hattın güncellenmesi gerekiyor. Nahal Heletz’e dair yayınlanan Mavi Hattın parçalı ve düzensiz şekline ve böyle bir alanda yerleşim inşa etmenin oluşturabileceği sıkıntılara işaret eden kuruluş, Filistinlilerin topraklarını gasbeden İsraillilerin geçmiş deneyimlerine dayanarak, Mavi Hattın dışındaki arazilerin yerleşime dahil edilmesi ve Filistinlilerin topraklarına erişiminin engellenmesinin kuvvetle muhtemel olduğunu belirtiyor.
Peace Now’a göre, Netanyahu (İsrail Başbakanı) ve Smotrich’in açıkladığı yeni yerleşim yeri planındaki alanın bir kısmı Birleşmiş Milletler Eğitim, Bilim ve Kültür Kurumu (UNESCO) dünya kültür mirası statüsüyle koruma altında bulunuyor, bu plan İsrail’in taraf olduğu UNESCO Sözleşmesini hiçe sayarak fiili ilhakı ilerletiyor. Kuruluşa göre, Nahal Heletz’teki yeni yerleşim, Filistin topraklarının derinliklerinde izole bir bölge yaratacak ve kaçınılmaz olarak sürtüşmeleri ve güvenlik sorunlarını artıracak.
Filistinli aile, İsrail’in ilhak planlarına direniyor
UNESCO Dünya Mirası listesinde yer alan ve Nahal Heletz’in kurulması planlanan toprakların yakınlarındaki El-Mahrur Vadisi sakinlerinden Hristiyan Kısiyye ailesi, İsrail’in bu sömürgeci faaliyetlerine karşı mücadele ediyor.
İsrail makamları, 2019’da Kısiyye ailesinin, Mahrur Vadisi’ndeki evlerini ve işletmelerini yıktı. Temmuz ayında da gaspçı İsrailliler buraya gelerek ailenin toprakları üzerinde baraka niteliğinde kaçak bir yapı kurdu. Bu durum, çevredeki tüm toprakların gasbedilmesi tehlikesini gündeme getirdi.
Ailenin arazisi üzerindeki toprakları gasbeden İsraillilerin, etrafa çit çektiği, bölgede yapılaştığı görülmüştü. Filistinli aile, aktivistlerin katılımıyla, topraklarını gasbetmeye çalışan İsraillilere karşı direnmeye çalıştığı sırada İsrail askerleri bu noktaya gelerek aileyi defalarca güç kullanarak uzaklaştırmıştı.
Mahrur Vadisi’nde arazileri bulunan Alis Kısiyye, Kudüs’teki Merkez Mahkemesinin, toprakların mülkiyetinin onlara ait olduğu yönünde karar vermesine rağmen gaspçı İsraillilerin bölgedeki nüfuzlarını kullanarak ve Smotrich’ten de destek alarak İsrail ordusu korumasındaki küçük yaştaki İsraillileri bölgeye gönderdiğini ve aileyi topraklarından çıkardığını söylemişti.