“Gece karmaşası” eylemlerinde çoğunluğunu gençlerin oluşturduğu Filistinli gruplar, işgal altındaki Filistin topraklarında uluslararası hukuka aykırı şekilde inşa edilen Yahudi yerleşim birimlerinin ve yeni konut inşası öncesinde kurulan karakolların kaldırılmasını sağlamak ve yerleşimcileri bölgeyi terk etmeye zorlamak için havanın kararmasıyla meşale ve lastik yakıyor, tenekelere vurup borazan çalıyor.
- Batı Şeria’daki Filistinliler İsrail’in yerleşimci politikalarına ‘gece karmaşası’ eylemleriyle direniyor
AA muhabirine konuşan uzmanlar, Gazze Şeridi’ndeki gösterilerden ilham alınarak yapılan Beyta kasabasındaki eylemlerin, Filistin halk direnişine yeni bir şekil ve boyut kazandırdığını söyledi.
Uzmanlar ayrıca söz konusu eylemlerin değişimi de beraberinde getireceğini ancak farkındalık, kamuoyu desteği ve resmi anlamda bir kucaklamaya da ihtiyaç duyulduğunu ifade etti.
Filistin’deki siyasi ufkun daralması halk direnişini ön plana çıkardı
Yabous Stratejik Araştırmalar Merkezi Müdürü Süleyman Bişarat, Batı Şeria’daki halk direnişinde kaydedilen gelişim ve ivmeyi Filistin’deki siyasi ufkun giderek daralmasına bağladı.
Bişarat, İsrail’in Batı Şeria’daki işgal, yerleşim ve ilhak politikası karşısında Filistin’deki siyasilerin “zayıf” tavrının halk direnişini ön plana çıkardığını belirtti.
İsrail’in Batı Şeria’daki yeni yerleşim planlarının halkın büyük tepkisine neden olduğunu kaydeden Bişarat, “Filistin sokağı, barışçıl gösteriler ve yürüyüşlerle bir kazanım elde edemeyeceği kanaatine ulaştı. Gazze’den ve hatta Doğu Kudüs’teki Filistinlilerden ilhamla Beyta kasabasında günün her saatinde bir tür halk ayaklanması görüyoruz.” dedi.
Bişarat, Filistinlilerin, İsrail’in yerleşim politikasına ve her fırsatta kendilerini taciz eden Yahudi yerleşimcilere karşı “gece karmaşası” eylemleriyle direndiğini dile getirdi.
Batı Şeria’daki halk direnişinin başarıya ulaşması iki şeye bağlı
Filistinli siyasetçi Emced Ebu’l Izz, İsrail’le çarpışacak siyasetçilerin ve siyasi bir kararlılığın olmaması nedeniyle halk direnişinin yükselişe geçtiğini söyledi.
Ebu’l Izz, “Batı Şeria’daki halk direnişinin başarıya ulaşması iki şeye bağlı: Halkın direnişe vereceği destek ve bu direnişe inanan bir yönetim.” diye konuştu.
Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas’ın halk direnişini harekete geçirmeye yönelik çağrılarına rağmen siyaset cephesinden bu çağrının esaslı bir karşılık bulamadığını ifade eden Ebu’l Izz, Filistin halkının İngiliz sömürge günlerinden beri halk direnişi yöntemini kullandığını ve şu anda yaşananların da bir tür “şuurlanma ve inanca dönüş” olduğunu söyledi.
Filistinli gruplar arasındaki rekabet halk direnişini tetikledi
Cenin’deki Arap-Amerikan Üniversitesi Siyaset Bilimi Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Eymen Yusuf, tüm Filistinli grupların Batı Şeria’da birbirleriyle siyasi mücadele halinde olmasının halk direnişinin tetiklenmesinde “niteliksel bir sıçrama” meydana getirdiğini belirtti.
Beyta kasabasındaki eylem şeklinin Fetih hareketinin istediği bir yol olduğunu söyleyen Yusuf, hareketin daha önce yaptığı açıklamalarda “halkı silahlı bir çatışmaya sokmayacağını” defalarca ifade ettiğini hatırlattı.
Yusuf, yasa dışı Yahudi yerleşim birimlerinin bulunduğu bölgelerde ve Ayrım Duvarı’na yakın beldelerde de Beyta kasabasında olduğu gibi günün her saatinde görülen benzer eylemlerin başlayabileceğini dile getirdi.
“Gece karmaşası” eylemleriyle, halk direnişi farklı bir boyut kazandı
Ayrım Duvarı ve Yahudi Yerleşim Birimleriyle Mücadele Konseyi Sözcüsü Abdullah Ebu Rahme, “Beyta beldesinde direniş farklı bir boyut kazanarak, İsrail’in yerleşimci politikasına karşı günün her saatinde görülen yürüyüş ve gece karmaşası eylemleriyle gelişme katetti. ” dedi.
Ebu Rahme, İsrail’in Filistin toprakları üzerinde tam bir tahakküm kurmasını engellemek ve Yahudi yerleşimcileri Batı Şeria’dan çıkarmak için yeni, caydırıcı ve etkin eylemlere ihtiyaç olduğuna dikkati çekti.
Filistinliler arasında “halk direnişi” kavramının içeriği hakkında gelişme ve değişme olduğuna işaret eden Ebu Rahme, “Toplumdaki her birey, ister yöneterek, ister yürüyüşlere katılarak isterse de İsrail ürünlerini boykot ederek, Yahudi yerleşimciler ve işgal güçleriyle mücadele rolünü bir şekilde yerine getirebilir ve direnişe katılabilir.” şeklinde konuştu.
İsrail’in 1967’de işgal ettiği Batı Şeria’da 250’den fazla yasa dışı Yahudi yerleşim birimi bulunuyor. Bu yerlerde ikamet eden 450 binden fazla Yahudi yerleşimci, Batı Şeria’da işgal altında yaşayan Filistinliler için hayatı daha da zor hale getiriyor.
Uluslararası hukuka göre, işgal altındaki Filistin topraklarında bulunan tüm Yahudi yerleşim birimleri yasa dışı kabul ediliyor.