Habertürk’ten Ceyda Erenoğlu’nun haberine göre, bayram tatilinin 10 güne uzatılması her ne kadar kamu çalışanlarında memnuniyet uyandırıp yurt içi turizm sektörünün hareketlenmesine katkı sağlasa da çoğumuzun aklına gelmeyen sıkıntılara neden olabiliyor. Devlet dairelerinin 10 gün gibi uzun süre kapalı kalması pek çok kurum için işleyişin aksaması demek. Uzmanlar bu durumun özellikle sağlık kurumlarında ciddi ve geri dönüşü olmayan problemlere yol açtığına dikkat çekiyor.
Bunun en önemli nedeni, resmi tatillerde devlet hastanelerinde poliklinik hizmeti verilmemesi. Bu dönemde hastaneler dışında toplum sağlığı merkezleri, aile sağlığı merkezleri, verem savaş birimleri, halk sağlığı laboratuvarları gibi gündüz açık olan birinci basamak sağlık kuruluşları kapalı oluyor. Üniversite hastanelerinde de durumun çok farklı olmadığı belirtiliyor. Bu dönemde, sadece poliklinikler değil öğrencilere ve üniversite çalışanlarına poliklinik hizmeti veren mediko sosyal birimler de kapalı oluyor.
Peki bayram tatilinde hastalanan kişilere ne olacak?
İ. Ü. Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Acil Tıp Ana Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. İbrahim İkizceli, “Ülkemiz genelindeki tüm acil servisler 7-24 kesintisiz hizmet veriyor. Ancak bu servislerin sadece acil tedavi gerektirip hayatı tehdit edici ani gelişen durumlar için uygun olduğu unutulmamalı. Tatil sürecinde bu servisler de tam kapasite çalışmadığı için acillerde sadece nöbetçi sağlık personeli bulunuyor ve acil dışı hastaların sıkıntıları tam da bu noktada başlıyor. Çünkü acil olmayan hastaların tatil boyunca başvurabileceği devlete ait bir sağlık kurumu bulunmuyor” diyor.
Acil servis hastası olmamasına rağmen bayram tatilinde ilgili sağlık birimlerinden hizmet alamayan çok sayıda hasta grubu bulunuyor. İlacı biten hastalar, kronik şikâyetleri olanlar, kontrol edilmesi gerekenler, tedavileri düzenlenme aşamasında olanlar, hayati tehlike oluşturmayan basit şikâyetleri bulunanlar, tetkik ve tedavileri için özel uzmanlık dalı hekimlerine ihtiyaç duyanlar, tanı ve tedavi için uzman görüşü alması gerekenler gibi birçok hasta grubu tatilin bitmesini beklemek zorunda kalıyor. Ekonomik durumu iyi olanlar ise özel sağlık kuruluşlarına gidiyor. Çünkü özel sağlık kuruluşlarında tam kapasite çalışılmasa da tatil uzatılmadığı için poliklinik hizmetleri devam ediyor.
Prof. Dr. İbrahim İkizceli, “sadece acil servislerin açık olması ve hastanelerin diğer birimlerinin tam çalışmaması ciddi bir hasta yığılmasına neden oluyor. Bu durumda gerek fiziksel mekân, gerek çalışan personel gerek de tıbbi malzeme açısından kapasitenin üzerine çıkılıyor. Diğer servislerde sadece nöbetçi çalışanların olması nedeniyle taburcu işlemleri gerçekleştirilemiyor ve yeni gelen hastalara yer açılamıyor. Bu durum yatış ihtiyacı olan hastaların acil servislerdeki yoğunluk nedeniyle sedye üstünde tedavi almak zorunda kalmalarıyla sonuçlanıyor. Bunun dışında ana laboratuvarlar ve görüntüleme üniteleri kapalı olduğu için hastalardan ayrıntılı tetkik ve film istenemiyor ve bu durum hastaların tanı sürecini uzatıyor. Sevk ihtiyacı olanlar ise işlemlerin devamı için ilgili kurumların açılmasını beklemek zorunda kalıyor” diyor.
Tatil nedeniyle sosyal aktivite artışı trafik kazalarına, düşmelere (özellikle çocuklarda) kurban bayramında kesi vakalarına, ramazan bayramında şeker komaları ve kalp krizi vakaları gibi acil durum artışlarına neden olabiliyor. Prof. Dr. İbrahim İkizceli, “Yaptığımız bir çalışmada uzun bayram tatilinde, gelen hasta sayısında yüzde 32’lik bir artış olmasına rağmen hasta yatış oranında artış olmayıp minimal bir azalma olduğunu bulduk. Travma ve trafik kazası vakalarında da anlamlı artış tespit edip dahili vakalarda artış olduğunu saptadık” diyor ve devam ediyor; “Tüm bunlar zaten dolu olan acil servislerin iş yükünün yaklaşık yüzde 50 artacağına ve tüm sorunların acil servislerde çözülmeye çalışılacağının işaretidir. Durum böyle olunca acil olmayan hastaların kalabalığı, acil hastalara verilmesi gereken hizmetin aksamasına sebep oluyor” diyor.”