Bozdağ, TBMM Genel Kurulunda bakanlığının 2023 yılı bütçesine ilişkin konuşmasında, Pençe-Kilit Harekatı bölgesinde şehit olan Piyade Komando Binbaşı Mehmet Duman’a Allah’tan rahmet diledi.
Bütçe görüşmeleri sırasında Meclis’te arzu edilmeyen olayların yaşandığını anımsatan Bozdağ, İYİ Parti Trabzon Milletvekili Hüseyin Örs’e geçmiş olsun dileğinde bulundu.
AK Parti hükümetleri döneminde demokrasinin güçlenmesi, yargının tarafsızlığı ve bağımsızlığı, adil yargılanma ve pek çok noktada önemli adımlar attıklarını söyleyen Bozdağ, Anayasa’da demokrasi açısından, insan hakları açısından köklü reformalar yaptıklarını ifade etti.
Temel hak ve hürriyetlerin kamu gücü tarafından ihlal edilmesi halinde Anayasa Mahkemesine (AYM) bireysel başvuru hakkı getirdiklerini hatırlatan Bozdağ, “Anayasa Mahkemesini adeta bir insan hakları mahkemesine dönüştürdük.” diye konuştu.
– “Bütün devleti, adeta vatandaşımızın denetimine açtık”
Bilgi edinme konusunu da ilk defa hak olarak düzenlediklerini anlatan Bozdağ, idarenin işleyişi ile ilgili şikayetleri incelemek üzere de Kamu Denetçiliği Kurumunu (KDK) kurduklarını kaydetti. Bozdağ, “Yaptığımız bu demokratik adımlarla, yasama, yürütme ve yargıyla ilgili bütün devleti, adeta vatandaşımızın denetimine açtık. Artık bugün devleti sadece Meclisimiz, idari yargı değil her bir vatandaşımız bilgi edinme hakkıyla, KDK’ye başvurarak, bunları da kullanmakta.” dedi.
Geçmişte Türkiye’de hak aramanın önünde ciddi engeller olduğunu belirten Bozdağ, Yüksek Askeri Şuranın kararlarına, Cumhurbaşkanının tek başına yaptığı işlemlere karşı yargı denetiminin kapalı olduğunu hatırlattı. Bozdağ, bunları da yargı denetimine açtıklarını söyledi.
Bozdağ, 12 Eylül askeri darbesini gerçekleştiren darbecilerin yargılanmasını engelleyen yasağı da kaldırdıklarına işaret ederek, “12 Eylül’ü yapanları da 28 Şubat’ı yapanları da 15 Temmuz darbesini yapanları da yargının önüne çıkardık, hesap vermesini sağladık.” ifadelerini kullandı.
Parlamenter sistemde cumhurbaşkanının hukuki sorumluluğu bulunmadığını anlatan Bozdağ, cumhurbaşkanını hukuken yaptığı her işlemden, hukuk karşısında, millet karşısında da doğrudan sorumlu hale getirdiklerini belirtti.
– “Yargı birliğini biz sağladık”
Adalet Bakanı Bozdağ, geçmişte kaldırmayı konuşmanın bile cesaret işi olduğu Devlet Güvenlik mahkemelerinin artık bulunmadığını kaydetti.
Geçmişte Türkiye’de ikili bir yargılama sistemi olduğunu dile getiren Bozdağ, “Bir yandan Askeri Yargıtay, diğer yandan Yargıtay. Bir yandan Danıştay, diğer yandan Askeri Yüksek İdare Mahkemesi vardı.Türkiye’de iki devlet görüntüsü veren askeri yargı-sivil yargı ayrımına biz son verdik. Yargı birliğini biz sağladık.” dedi.
Bekir Bozdağ, yargının bağımsızlığı ve tarafsızlığı konusunda da ciddi adımlar attıklarını vurgulayarak, “Düne göre yargının bağımsızlığı ve tarafsızlığı daha kötü bir noktada” demenin haksızlık olduğunu söyledi.
Bazı milletvekillerinin “Sen şu davayı neden seyrettin, neden müdahale etmedin?”, bazılarının ise müdahale olursa “Niye müdahale ediyorsunuz?” dediğini aktaran Bozdağ, şöyle devam etti:
“Bir karar verin Allah aşkına, ben görülen bir davaya müdahale edersem mi hukuk devletine uygun davranmış olurum yoksa müdahale etmezsem mi hukuk devletine uygun davranmış olurum? Adalet bakanının görünen bir davaya müdahale etme hakkı, yetkisi yoktur. Daha önceki dönemlerde adalet bakanlarının Cumhuriyet savcılarına dava açma emri verme hakkı ve yetkisi vardı. Onu da biz kaldırdık. Anayasa’nın 138. maddesine uyan birisiyim. Hiç bugüne kadar yargı yetkisinin kullanılmasıyla ilgili zorunlu olmadıkça konuşmadım, konuşmam da. Bundan sonra da konuşmamaya özen göstereceğim.”
– “Mücadelemiz amasız, fakatsız bir mücadele”
Adalet Bakanı Bozdağ, kadına şiddetle mücadelenin hükümetlerinin değişmez ve değiştirilemez gündemi olduğunun altını çizdi.
Ailenin korunması ve kadına şiddetin önlenmesine dair yasayı kendilerinin yürürlüğe koyduğunu anımsatan Bozdağ, “Meclisimiz takdir indirimine sınırlamalar getirdi. Israrlı takibi ilk defa suç haline getirdik. Bizim bu konuda mücadelemiz amasız, fakatsız, lakinsiz, lamsız, cimsiz bir mücadeledir.” dedi.
Yargının önünde çok sayıda dosya olduğuna dikkati çeken Bozdağ, 2021 itibarıyla ilk derece mahkemelerinde 18 milyon civarında dosya olduğunu söyledi. Bozdağ, “Hakim ve savcılarımız büyük bir özveriyle görevlerini yapıyor. Sadece kamuoyunda siyasi taraftarlığa uygunluk esasları bakımından tartışılan bazı davalar nedeniyle hakim ve savcılarımızı yargılamak, hüküm vermek büyük bir haksızlık. Tartışılan dosya 100’ü geçmez ama 20 milyon dosyanın olduğu yerde tartışılan ama adalet terazisi üzerinde tartışma yürümeyen davalar üzerinden hakim ve savcılarımızı töhmet altında bırakmak çok büyük haksızlık olur. Adalet Bakanı ve Hakimler Savcılar Kurulu Başkanı olarak bu haksızlığı kabul etmediğimi yüksek sesle ifade ediyorum.” diye konuştu.