Belçika’da İslam Temsil Kurulu dinler arası diyalog platformuna çağrılmadı

Üstün, başkanlık ettiği kurumun ve Müslüman toplumun uğradığı ayrımcılıkla ilgili yazılı açıklama yayımladı ve ardından AA muhabirine değerlendirmelerde bulundu.

Adalet Bakanı Vincent van Quickenborne’un Belçika İslam Temsil Kuruluna ayrılan ödeneği kestiğini belirten Üstün, “Kurumumuz artık faturalarını ödeyemiyor. Kirayı ödeyemediğimiz için ofisimizden çıkarılma tehlikesiyle karşı karşıyayız. Operasyonlarımız hem finansal hem de yasal olarak sabote ediliyor. Bu konuda çok üzgünüz ve endişeliyiz.” ifadelerini kullandı.

Üstün, Kurulun 1999’dan beri Belçika’da Müslüman toplumun resmi temsilcisi olarak tanındığını, birçok adalet bakanıyla yapıcı ve saygılı bir şekilde çalıştıklarını ancak van Quickenborne’un göreve gelişiyle olumlu gidişatın bozulduğunu anlattı.

Adalet Bakanlığının Kurula art arda talepler dayattığını belirten Üstün, dün itibarıyla Kurulun, yönetimine kadınlar ve uzmanların seçilmesi de dahil istenilen tüm talepleri kabul ettiğini bildirdi.

“Belçika’daki Müslümanlar en üst düzeyde ayrımcılığa uğruyor.” ifadesini kullanan Üstün, şunları kaydetti:

“Söz konusu olan sadece Kurulun tanınması değil, aynı zamanda İslam’ın uygulamada bir din olarak tanınmasıdır. Belçika’daki Müslümanlar sistematik olarak temel hak ve özgürlüklerinden mahrum bırakılıyor.”

Üstün, AA muhabirine yaptığı açıklamada da Müslümanların net bir kanıt olmadan suçlanabildiğini, 2020’de istihbarat birimlerinin, raporlarını basına sızdırıp manipüle ederek haberler çıkartıp Kurulun bir başkan yardımcısının ajanlıkla suçlanarak istifaya zorladığını söyledi.

Üstün, televizyon programlarında ya da sosyal medyada Müslüman siyasetçilerin aşırıcılıkla suçlanması, karalama kampanyalarıyla istifaya zorlanması, başörtülü olduğu için Müslümanların başvurdukları okullara kabul edilmemesi, iş başvurularında ayrımcılığa maruz kalması gibi çok sayıda örnek olduğunu ve bunlara karşı açılmış birçok davanın bulunduğunu anlattı.

“Bardağı taşıran son damla”

“Liberal bir adalet bakanını, resmi olarak ülkede tanınmış bir dinin örgütlenmesine bu kadar derinden dahil olmaya iten neydi?” sorusunu yönelten Üstün, şunları kaydetti:

“2020 yılının başından itibaren Adalet Bakanlığının Kurulun üzerindeki baskıları ve ayrımcı uygulamaları sürüyor. Bakan’ın kendisinin çıkardığı kararnameyle ödemeyi taahhüt ettiği finansmanı sağlamaması nedeniyle Kurulumuz ekonomik sıkıntıya düştü. 2022 yılında hiçbir ödenek alamadık.”

Üstün, son olarak dün, Belçika’daki diğer dinlerin temsilcileri ile “hoşgörü ve birlikte yaşam” temelinde kurulmuş ve her sene toplanan Dini Hizmetler Federal Diyalog Konseyine kendisinin davet edilmediğini, böylece İslam dinini temsilen kimsenin toplantıda yer almadığını ve bunun “bardağı taşıran son damla” olduğunu ifade etti.

Süreç

Belçika İslam Temsil Kurulu, 1996’dan bu yana camilerin tanınması için başvuruda bulunma, İslami din eğitimini organize etme, imam atama, yetiştirme ve halka açık mezarlıklarda Müslümanlar için yer tesis etme gibi sorumluluklarıyla Belçika devleti ile Müslüman cemaati arasında resmi bir temas noktası görevini üstleniyor.

Kurulun yapısı ve faaliyetleri, Adalet Bakanı tarafından göreve geldiği 2020 yılından itibaren mercek altına alındı.

Kurula amatör olduğu, yeterince şeffaf olmadığı, başka ülkelerin tesirinde olduğu yönünde suçlamalar yönelten Bakan, Kurulun daha kapsayıcı, çoğulcu, temsilci ve şeffaf olması taleplerinde bulundu. Kurul akabinde yapısal değişikliklere gitse de van Quickenborne bunları yeterli bulmadı. İstifaya zorlanan başkan yardımcısı tarafından açılan dava üzerine, Kurulun içişlerine karıştığı nedeniyle haksız bulunan van Quickenborne, bunun üzerine resmi tanınırlığı tesis eden kararnameyi Eylül 2022’de kaldırmıştı. Bakan, Ekim 2022’de ise Kurulu bir yıllığına tanıdığını ifade eden bir kararname çıkarmıştı. Belçika İslam Temsil Kurulu bunun üzerine halen devam eden hukuki süreci başlatmıştı.

Anadolu Ajansı. Referans bağlantısı here.